We are one traducir turco
3,504 traducción paralela
Then we are one in such regard.
Öyleyse bu hususta aynıyız.
- Oh. Hi. They call me Marky Mark around here, because here at Simon realty we are one funky bunch.
Bana buralarda Marky Mark derler çünkü Simon Emlak'ta hepimiz manyak bir çeteyiz!
We are one budget review from oblivion.
Unutulmanın eşiğindeyiz.
God be praised in His name we are one in sickness and in health I'll stay filled with love I will show you His way
Tanrı'nın izniyle bir olacağız. Hastalıkta ve sağlıkta yanında olacağım... Tüm kalbimle seni seveceğim Ve sana Tanrı'nın yolunu göstereceğim.
We are now one face.
Hepimizin tek yüzü var.
You are aware we had a level one security breach today, resulting in the abduction of a high-value detainee from our facility.
Bugün 1. seviye güvenlik ihlali yaşadığımızı biliyorsundur. Son derece önemli bir tutsak tesislerimizden kaçırıldı.
We've just entered one of our farm's hydroponics domes, where Lexcorp and The Reach are growing the food of the future.
Şu anda bulunduğumuz yer çiftliğimizin su içinde bitki yetiştirme serası ve Lexcorp ile Erişilenler yiyecek sektörünün geleceğini burada yetiştiriyor.
Tell Daniella to ask for bloodwork at St. Stephen's... we can cross-reference the baby's DNA with the new criminal system and see if one of her parents are listed.
Daniella'ya söyle St. Stephen'dan rica etsin, sabıkalı listesiyle bebeğin DNA'sını karşılaştıralım bakalım anne babasını bulabilecek miyiz?
But we are gonna stop for lunch before we get to the Truths'in case you shoot one of them.
Ama bir ihtimal tekini vurursun diye, Truth ailesini bulmadan önce yemek yiyeceğiz.
Okay, whatever it is, we're one step ahead of her, finally, and there are two of us on the inside. And when were you going to clue us in on your double agent status, nikita?
Peki bu çift ajan şeyine bizi ne zaman ekleyecektin, Nikita?
So we're not the top one percent, are we?
Yoksa biz, yüzde bir içerisinde miyiz?
In return, you give us..... 5 % of the take and three legal betting pitches at every race meeting north of the River Severn, rising to six after one year if we are all satisfied with the service.
Karşılığında da bize kazancın % 5'ini ve Severn Nehri'nin kuzeyinde yapılan her yarışta üç yasal bahis tezgahı ve hepimiz hizmetten memnun kalırsak da bir yıl sonra altı tezgah vereceksiniz.
But we haven't had one inkling of hope, not one indication that our children are still alive.
Ama çocuklarımızın hala hayatta olduğuyla ilgili bize en ufak bir umut verecek işaret hala yok.
We are drawn to one another by our own chemistry.
Birbirimize kimyasal bir uyumla çekiliriz.
We used to sit together in the Square. He used to sing, "Christians and Muslims are one." Nothing can ever separate us.
Başınız sağ olsun.
How are we supposed to pull out one of this guy's eyes?
Bu adamın gözlerinden birini nasıl çıkartacağız acaba?
We are back to square one.
Başladığımız yere geri döndük.
Sam, we are on the one-yard-line.
Sam gol çizgisine kadar geldik.
Okay, when we see one, two of us are gonna shoo him, and the other person's gonna grab him, put him in the bag.
Pekala, yılan gördüğümüzde ikimiz onu kovalayacağız,... ve birimizde onu yakalayıp torbaya koyacak.
Moments are set before each one of us that, if we give all that is within us, will bring us to an ability and power we have not before known.
Kendimizi içtenlikle hazır hissetdiğimiz dakikadan itibaren daha önce bilmediğimiz yetenek ve güçleri bize sunsun.
I'm sorry we left your friends early, but trust me, we are in for one crazy roller coaster ride.
Arkadaşlarından erken ayrıldığımız için üzgünüm, ama inan bana, manyak bir macera bizi bekliyor.
I couldn't sacrifice one of us for the greater good because we are the greater good.
Daha iyi bir amaç için içimizden birini feda edemezdim. Zaten bizler daha iyi bir amaç için varız.
So today we are going to replace our diseased pig's valve with one made of bovine tissue.
Bu yüzden bugün değiştirmek için gidiyoruz Bizim hastalıklı domuz vana sığır dokusundan yapılmış biri ile.
Are we going to be left behind, Understanding no one, and understood by no one?
Geride mi bırakılacağız, kimseyi anlamadan, ve kimse tarafından anlaşılmadan?
We are watching one Muslim nation fall after another, and we're watching, sitting back, doing nothing.
Oturmuş bir Müslüman ulusun diğerinin ardından çöküşünü izliyoruz ve arkamıza yaslanmış hiç bir şey yapmıyoruz.
And now someone knows who we are, what we did, and they're killing us one by one.
Biri kim olduğumuzu ne yaptığımızı biliyor ve bizi teker teker öldürüyor.
Birkhoff's right, we set out to fake a fight for Amanda, and here we are in a real one.
Amanda'ya sahte bir kavga hazırladık, şimdi gerçekten kavga ediyoruz.
I don't know why we are focusing on these harmless lies when one of us has been literally disfigured!
Burada birisi biçimce bozulmuşken neden bu zararsız yalanlarla uğraşıyoruz bilmiyorum.
If we are lucky, one of the independent outposts will relay the message to San Francisco.
Şanslıysak bağımsız karakollardan biri mesajı San Francisco'ya iletecektir.
Are we always to find ourselves churning against one another, as when we were yet slaves to Batiatus?
Sürekli birimiz ötekine köpürüp duracak mı? Batiatus'un kölesi olduğumuz günlerdeki gibi?
Chances are, we find one, we find the other.
Birini bulursak diğerini de bulabiliriz.
I'll take this one. Look, Winnie, we are really sorry.
Bak Winnie, geçekten çok üzgünüz.
Daniel, we were thinking. If more outsiders are like your friend, perhaps all of K'un L'un can benefit from our leader walking among them, at least for one more year.
Daniel, düşündük de eğer dış dünyalıların çoğu bu arkadaşın gibiyse belki de bir yıl daha onların arasında dolaşman liderimiz olarak K'un L'un'ın hayrına olur.
The one thing that we can count on at any given moment is that the six of us are paying for a mistake made by one of us.
Her an güvenebileceğimiz yegâne şey, birimizin yapacağı bir hatayı kalan altımızın telafi edeceğidir.
How are we even gonna see if Vogel and Yates are in a house, if they're even holed up in one of these?
Vogel'la Yates'in evde olduğunu nasıl anlayacağız? Tabii bu yerlerden birindelerse.
If she's come back because she wants one or both of us dead, then why are we both still here?
Birimizi veya ikimizi de öldürmek için döndüyse o zaman neden hâlâ hayattayız?
And... if we have any time left, we can go through your yearbook and I will tell you which one of the boys you like are slam-dunk gays.
- Ve daha vaktimiz kalırsa yıllığına bir göz atarız ve hoşlandığın çocuklardan hangilerinin kesinlikle gay olduklarını söylerim.
We are meeting today to discuss one of the hot issues right now in the European Parliament.
Bugün burada bulunmamızın nedeni - - Avrupa Parlamentosu'ndaki en sıcak gündemlerden birini tartışmak.
Which one are we protecting?
Hangisini koruyoruz?
We are the Green Street Elite, and we will be the number-one firm again.
Bizler Yeşil Sokak Elitleriyiz ve yeniden bir numaralı grup olacağız. Benimle misiniz? Evet.
We are looking for one of the Temple workers, Jackar Bowmani.
Jackar Bowmani isimli bir tapınak çalışanını arıyoruz.
Are you too woozy to do it one last time before we seek emergency medical attention?
Acile gitmeden önce son bir kez yapamayacak kadar sersemledin mi?
- Philip. - Look, you're the one who keeps saying how dangerous things are and how we're at the edge of war.
- İşlerin ne kadar tehlikeli olduğunu ve savaşın eşiğinde olduğumuzu söyleyip duran sensin.
And then the fourth one is that we are somehow either generating and / or absorbing gravity waves.
Tamam. Ve o zaman dördüncüsü, bir şekilde, yer çekimi dalgaları üretiyor ve / veya soğuruyor oluyoruz. - Bildin.
So again, I think, in summary, there are genes associated with any one or two of the anomalies that we see in the specimen, but there is no mutation which is known to accommodate or call for all of the mutations.
Yani özetlemem gerekirse, bu türde gördüğümüz bir ya da iki anomaliyle ilişkilendirebileceğimiz genler var... fakat mutasyonların hepsinin birarada meydana gelmesini sağlayacak bir mutasyon yok.
If every single one of us told everyone we know that we're being visited by intelligent life, that the sciences are here to give us a new civilization, we're liberated from that macroeconomic slavery.
Eğer her birimiz tanıdığımız herkese dünya dışı zeki yaşam tarafından ziyaret ediliyor olduğumuzu ve bilimlerinin bize yeni bir medeniyet sunmak için burada olduğunu anlatırsak bu makroekonomik kölelikten kurtulup özgürleşiriz.
Sorry, we are in the next one.
Ha, bizimki bir sonraki.
Yaryi, we are not waiting one person.
Yary, bir kişiyi için bu kadar bekleyemeyiz.
- How are we all gonna fit in one room?
Hepimiz bir odaya nasıl sığacağız?
We manipulate, we thirst for power, we control, we punish, but our actions are driven by one singular place deep inside.
İnsanları kullanırız, güce açız herkesi kontrol eder, cezalandırırız ama eylemlerimizin kaynağı içimizde derinliklerde yatan tek bir şeydir.
We only are waiting for one more passenger, and then we'll be departing.
Gelecek bir yolcumuz daha var, sonra uçak kalkacak.
we are going 52
we are not the same 19
we are family 66
we are friends 99
we are 2563
we are free 37
we are brothers 40
we are together 51
we are fucked 33
we are coming 52
we are not the same 19
we are family 66
we are friends 99
we are 2563
we are free 37
we are brothers 40
we are together 51
we are fucked 33
we are coming 52