We did not traducir turco
2,961 traducción paralela
But we did not quit.
Lakin pes etmedik.
We did not sign up for this.
Bunun için anlaşmadık.
We did not have a chance with your plans!
Senin planlarınla hiç şansımız yoktu!
We did not find any flaw in him.
Onda herhangi bir kusur bulmadık.
And We did not, Because We Were Frightened of the Great out there, Beyond the Umbrella of this extraordinarily Powerful and Valuable Trade Name
Ancak yapmadık, çünkü korkuyorduk O büyük olağanüstü güçlü ve değerli ticari marka - Pink Floyd şemsiyesinin dışında olmaktan.
And We did not.
Ve yapmadık.
There Were a Lot of days where We did not do anything, while Were They Thinking About ideas.
Pek çok gün hiç bir şey yapmadan durduk, Sadece fikirler üzerine konuşarak yaparak geçti.
I know we did not request a repair specialist.
Bir tamirci çağırmadığımızı biliyorum.
Whatever you're feeling right now, we did not kill her.
Şu anda ne hissedersen hisset onu biz öldürmedik.
We did not mean for you to hear any of that.
Duyduklarının hiçbirinde ciddi değildik.
We were given the name "Gregor Novolskij," which we assumed was a cover name, and, no, we did not know his identity.
Bize "Gregor Novolskij" ismi verildi, ama tabi biz bunun kimliğini gizlemek için kullandığı isim olduğunu biliyoruz, ve hayır, kim olduğunu bilmiyorduk.
And let me tell you, we did not have to schedule it.
Ve sana söyleyeyim, programlamamıştık.
We did not go to the zoo.
Hayvanat bahçesine gitmedik ki.
We did not kill Dani.
Dani'yi biz öldürmedik.
We did not just risk our lives so either one of you could go on a suicide mission.
İntihar görevine çıkasınız diye hayatlarımızı riske atmadık.
- He gave us a deadline which we did not meet.
- Bize, kendisine uymadığımız bir süre verdiler.
I told them on the phone that we did not want a booth.
Onlara beklemek istemediğimizi telefonda söylemiştim.
Did we or did we not have the time of our lives!
Hayatımızın süresini yaptık mı yapmadık mı?
Guys, I did not know that Jackie worked here. We can't stay.
Çocuklar, Jackie'nin burada çalıştığını bilmiyordum.
Did we not...
Biz vermedik mi?
Did Mona mean she's not safe, or we're not?
Mona onun mu güvende olmadığını söylüyordu yoksa bizim mi?
I've come here to produce a news broadcast that more closely resembles the one we did before you got popular by not bothering anyone, Leno.
Kimseleri rahatsız etmeyip popüler hale gelmeden önce yaptığımız türden işe benzeyen bir haber programı yapmaya geldim buraya, Leno.
The big lie we did, it not only got me a lot of mileage at work, but all of a sudden, my wife thinks I'm something special.
Söylediğimiz büyük yalan, yalnızca işimde büyük yarar sağlamadı karım birdenbire özel biri olduğumu düşünmeye başladı.
I mean we did a thorough check on the guy not so much as a parking ticket came up.
Hayır adamı araştırdık, park biletinden başka bir şey çıkmadı. Ona bir bakın.
We only share a mother, but she would be most disappointed if I did not bring him home, so give him back to me, and you may leave.
Ama annem, onu eve götürmezsem çok hayal kırıklığına uğrar. O yüzden bana kendisini iade edin. O zaman siz de gidebilirsiniz.
We do. But we're pretty sure that Garrett did not kill Maya.
Ancak Garrett'ın Maya'yı öldürmediğinden çok eminiz.
Please tell me you did not run ballistics on a gun that we are not supposed to have.
Lütfen bana bizde olmaması gereken silahı balistiğe göndermediğini söyle.
I did not run ballistics on a gun we're not supposed to have.
Bizde olmaması gereken silahı balistiğe göndermedim.
Not if we find the person who actually did it.
Bun yapanı bulursak başka tabii.
So those keys did not work to the storage unit, so we're just going to have to buy new boogie boards.
Anahtarlar depoya olmadı o yüzden yenisini satın almamız gerekecek.
How did we not know this?
Nasıl bilemedik bunu?
I did not throw this party so the two of you could have sex during it! Okay, clearly we've dropped the whispering.
Tamam, görünen o ki fısıltı olmaktan çıktı.
We've spoken to your father, he's confirmed he did not give his permission for you to be with him.
Babanla konuştuk onunla olmak için rızasını almadığını söyledi.
This - - this conversation, this... ongoing conversation you keep having with yourself about what your mother wanted to say, we're gonna table that conversation for the moment so we can discuss why I did not bring you your shoes.
Bu, bu konuşma, bu annenin sana ne söylemek istediğiyle ilgili konuşma o konuşmayı şimdilik erteleyeceğiz ki ayakkabılarını niye getirmediğimi konuşabilelim.
We understand, and we're not trying to say you did anything wrong ;
Seni anlıyoruz ve sana yanlış bir şey yaptığını söylemeye çalışmıyoruz ;
We did not agree on this.
Anlaşmış değiliz.
We weren't even invited. Did not having a formal invite ever stop Norman mailer from showing up?
Resmi bir davetiyesi olmaması postacı Normanı hiç durdurdu mu?
I'm not so sure we did, Kit.
Pek sanmıyorum, Kit.
What that man, Jack, did to her. Well, we shall not say.
O adam, adı Jack, ona her ne yaptıysa sır olarak tutmak zorundayız.
Well, we did find smallpox virus samples, but not all of them.
Çiçek virüsü bulduk ama hepsini değil.
Not by choice. Just, what we did in there is officially considered a hate crime.
Ama içeride yaptığımız resmen ırkçılık sayılır.
I mean, the last time that we discussed it, I insisted quite firmly that I did not.
Yani, bunu en son konuştuğumuzda, bir şeyler hissetmediğim konusunda oldukça ısrarcıydım.
They did that to get to us, and they think we're gonna cave, but we're not.
Bizi rahatsız etmek için yaptılar. Pes edeceğiz sanıyorlar ama etmeyeceğiz.
Listen, Benny, not to beat a dead horse what we did down there is what we had to do.
Dinle Benny, yaptıklarımızı değiştiremeyiz. Orada yaptığımız şeyler, yapmamız gerekenlerdi. Bir saniye için bile pişmanlık duymuyorum.
- Did anyone get a call sheet? - I don't think so. We're not gettin in through here.
İçeri burdan giremeyiz ki
And if we're getting all specific, I did not loan you that push-up bra until... until after the haunted house.
Ayrıca daha fazla ayrıntıya gireceksek o sütyeni sana...
You tell us what happened to your parents, or we're not talking. Which way did they take him?
Onu ne tarafa götürdüler?
He did not wear his ring when we were together.
Beraberken yüzüğünü takmıyordu.
And make a pure start, from whence one comes. " Did we not just do that?
"... orada saf bir başlangıç yapmalı. " Biz de bunu yapmadık mı?
Why did we drop into Pak Ha's rooftop house, and not the Crown Princess'home?
Neden Veliaht Prensesin değil de Park Ha'nın çatı katına düştük?
We go out there, I did not think about the back door was open.
Oraya gittik. Arka kapının açık olmasından şüphelenmedim.
we did it 1467
we did our best 26
we didn't have sex 26
we did 1664
we did that 55
we didn't 551
we didn't talk 19
we didn't see anything 18
we didn't get it 23
we did good 47
we did our best 26
we didn't have sex 26
we did 1664
we did that 55
we didn't 551
we didn't talk 19
we didn't see anything 18
we didn't get it 23
we did good 47