We did that traducir turco
5,910 traducción paralela
- Okay, so we did that.
- Tamam bunu da yaptık.
And remember when we did that show at Don's place?
- Don'ın mekanındaki gösterimizi hatırladın mı?
A lot of the work that we did on "Back to the Future"
"Geleceğe Dönüş" te yaptığımız işin çoğu düz, kapsamlı, özel, mekanik efektlerdi.
Because we did put more black in to SS14 and that has worked really, really well with, um, Orla's designer, um, collaboration.
Orla Design ile işbirliği yaparak PV14 içerisine daha fazla siyah koyduk ve bu çok, çok işe yaradı.
I wonder if we can find that route where we first did it.
- O hattı bulabilir miyiz acaba...
Now, look, I'm not fine, so why did you say "we're fine" when I'm not that at all?
Baksana, ben iyi değilim neden hiç iyi olmadığım halde "biz iyiyiz" dedin?
For money,'cause that's why we did all of this, right?
- Para karşılığı.
These fuckers did things! We should be suing that cockroach into the ground
- O karafatmaları davalık etmeliyiz!
Did you never think it was slightly odd that we ended up in the lift together quite so often?
Asansörde bu kadar sık karşılaşmamızın hiç garip bulmadın mı?
~ Did we not have that conversation?
- Konuşmamış mıydık bu konuyu?
I don't mean like that. I... Do you want to hang out like we did here, but we'll just...
Burada yaptığımız gibi takılmak ister misin ama dışarı çıkacağız.
And that might not seem like very much, but if you realize that we did each test over 200 times, you begin to understand the virtual impossibility of that figure.
Bu kulağa çok fazla gelmeyebilir, ama her testi 200'den fazla tekrarladığımızı düşünürseniz, bu rakamın imkansızlığını fark edebilirsiniz.
You see, that's something you always have to guard against with the work we did.
Yaptığımız işte kendinizi korumanız gereken şeylerden biridir bu.
But at some point, it might, and if we did have sex, I-I don't see what's wrong with that.
Ama bir gün gelebilir ve eğer bu olursa yanlışın nerede olduğunu anlamıyorum.
Because all it really did was help Kurt and I get over whatever resentment and whatever bitterness we were holding in, and it made us realize that-that we are... we're-we're just better as friends, okay?
Çünkü bütün o şeyler Kurt'le aramızda olan kırgınlığı gidermemizi sağladı ve arkadaş olarak daha iyi olduğumuzu anlamamızı sağladı, tamam mı?
You know, we didn't get to even have that kind of public hearing where the FBI has to say how they did it and then we get to decide whether that was legal or illegal.
Biliyor musun, biz bile alamadım açık duruşma bu tür var nerede FBI vardır bunu nasıl yaptığını söylemek ve sonra biz karar almak Bu ister oldu yasal ya da yasadışı.
We did that to protect you.
- Onları seni korumak için biz yaptık.
All I asked is that if you did this, we both came out okay.
Tek istediğim şey, eğer bunu yaparsan ikimiz de temize çıkarız.
It basically says that everything we did was done by the book.
Kısaca, her şeyi kurala uygun yaptığımız yazıyor.
We did not do that.
Bunu biz yapmadık.
That ski-hike... we did in Vermont that winter... and the blizzard rolled in right over the top of us.
Kayak... O kış Vermont'ta kayak yapmıştık kar fırtınası üzerimize çökmüştü.
But did you forget that we're still locked up in here?
Hala burada kilitli olduğumuzu unuttun mu?
Now, did we hear back from that offer we made? Didn't want to rain on your parade, but we got outbid.
Rüyanı bozmak istemezdim ama, bizden daha fazlasını önermişler.
On occupying the country, German troops did their utmost to follow the orders of their leadership and spare the most important cultural monuments, so that we can say today that the majority of the big cathedrals were saved!
Alman birlikleri ülkeyi işgal ederken liderlerinin emrini uygulamak için elinden gelen tüm çabayı göstererek en önemli kültürel mirasları korumuştur. Bu nedenle diyebiliriz ki büyük katedrallerin çoğu kurtarılmıştır!
- I'm sorry. Did I fuck up the rules of this well-defined and professional sport that we just came up with?
Kusura bakma ya, son derece tanınan ve profesyonel dalda bir spor olan kendi uydurduğumuz bu oyunun kurallarının içine mi ettim yani?
Did we win that?
Kazandık mı?
- Is that what they think we did to him?
- Bunu biz mi yaptık?
We did not do that!
Bunu biz yapmadık!
Other things that we did, the...
Yaptığımız diğer şeyler ise...
Did you tell them that you wanted to go like we talked about?
Onlarla gitmek istediğini söyledin mi?
That's where we did.
- Dairy Queen'e giderdik.
Billy, we're all relieved beyond words that you're here, but the question on all of our minds in this moment is how did you end up in the water in the first place?
Billy, sağ salim dönmene nasıl sevindik anlatamam. Ancak aklımızda şu soru dolanıyor. Nasıl oldu da denize düştün?
Did we once say that we wanted to send him back to the hospital?
Biz hiç onu hastaneye geri getireceğimizden bahsettik mi?
And then, there were the ones that would suddenly, magically make you forget where we were for the last 12-14 hours of our lives! - Did they hurt you?
Daha sonra da hayatının son 12-14 saatini ve nerede olduğunu unutturanlar...
Did you forget that we're King's in-laws?
Kral'ın akrabası olduğumuzu unuttun mu?
Did we even check that Jane Finn has an uncle?
Jane Finn'in bir amcası olup olmadığını kontrol ettik mi?
Even if I did, I wouldn't be killing you all at the same time, would I? - How do we know that?
Söylediklerini yapacak olsaydım hepinizi aynı anda öldürmezdim, değil mi?
Guys, before this week... I think the craziest thing that we did was sneak into Snow Dogs without paying.
Bu haftaya kadar... yaptığımız en çılgınca şey Kar Köpekleri filmini kaçak seyretmekti.
There's a lot of shit Danny did for me when we were kids that you don't know anything about.
Biz çocukken Danny'nin benim için yaptığı, senin haberin olmadığın çok şey var.
You can either curl up in a ball and die, like we thought Cyndee did that time, or you can stand up and say, " We're different.
"güçlüyüz ve bizi bozamazsınız."
You didn't think we knew about that part of your past, did you?
Geçmişteki hayatını bildiğimizi düşünmüyordun... değil mi?
Oh, did... did you realize that we have something in common?
Ortak noktamız olduğunu fark ettin demek?
It should also read that I crushed it from 2013 to present. So, are we to understand that you did not "crush it" in 2012?
Yani 2012'de işinin rast gitmediği sonucuna mı varmalıyız?
But we did it, and that is just the beginning ;.
Ancak başardık ve bu sadece başlangıçtı.
We tried to put a Mr. Potato Head in it, and it did not like that.
İçine bir Bay Patates Kafa oyuncağı koymaya çalıştık ve pek kabul etmedi.
But when our scientists did the study, they found the rate of birth defects in that territory was actually higher before we opened our battery plant there.
Bilim insanlarımız araştırmayı yaptıklarında o bölgedeki özürlü doğum oranının orada pil fabrikamızı açmadan önce daha yüksek olduğunu buldular.
So, uh, just bear in mind, you know, when making your final decision, had EndFrame, uh, accidentally put a tequila bottle on their delete key, I guarantee, they would have struggled to delete half the amount of files that we did.
Son kararınızı verirken şunu unutmayın EndFrame, kendi sil tuşuna kazara tekila şişesi koymuş olsaydı sizi temin ederim bizim sildiklerimizin yarısını silmek için anca uğraşırlardı.
Did you not just hear, less than ten seconds ago, who the fuck we have tied up in that fucking room?
Daha on sâniyede bile geçmeden önce bağlamış olduğumuz adamın.. ... bize ne dediğini duymadın mı amına koyayım?
But if we did have a gun in here, would that help us get out quicker?
Ama biz, burada silah var mıydı varsa
I think I read this study, or my husband told me about this study, because we talk about this stuff a lot, that they did for Harvard or something where they said you actually, people with money actually are happier, live marginally happier, and then it kind of plateaus and they're as unhappy as everybody else, but they are a little bit happier.
Sanırım bu çalışmayı okudum ya da kocam bundan bahsetmişti çünkü bu şey hakkında çok fazla konuşuyoruz sanırım Harvard ya da başka bir yer için bu çalışmayı yapmışlardı, diyorlar ki parası olan insanlar az parası olanlara göre daha mutlu yaşıyor ve sonra duraklama dönemine girip diğer herkes kadar mutsuz oluyorlar ama daha fazla mutlu oluyorlar.
Just like they did it to those other people that we showed you before.
Sana daha önce gösterdiğimiz diğer insanlara yapıldığı gibi.
we did it 1467
we did our best 26
we didn't have sex 26
we did 1664
we didn't 551
we didn't talk 19
we didn't see anything 18
we did good 47
we didn't get it 23
we did everything together 23
we did our best 26
we didn't have sex 26
we did 1664
we didn't 551
we didn't talk 19
we didn't see anything 18
we did good 47
we didn't get it 23
we did everything together 23