English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / We didn't know that

We didn't know that traducir turco

1,014 traducción paralela
I just missed you. But you didn't even know that we're here.
Burada olduğumuzu bilmiyordun ki!
We didn't know that things had got so much worse.
İşlerin bu kadar kötüleştiğini bilmiyorduk.
Didn't you know? We women prefer our men that way.
Bilmez misin ki, kadınlar öylesini tercih eder?
You know, one of us was the last man to see San Francisco, the last man alive next to Swain, that is, and we didn't see much.
San Francisco'yu son gören kişi içimizden biriydi ama Swain'e yakın olan son kişiler, yani bizler, fazla bir şey görmedik.
We know that they didn't take it.
Alamadıklarını biliyoruz.
We didn't know that.
Bilmiyorduk.
Well, that's true, but last year we didn't know he'd get cancer this year.
Haklısın, ama o zaman bu yıl kansere yakalanacağını bilemezdik.
We didn't know that.
Bunu bilmiyorduk.
Well, that's as good an answer as any, but why didn't we know about it earlier?
İyi bir cevap ama neden bunu daha önce düşünmedik?
You know, I'm beginning to think they actually didn't know and that we've surprised the bejesus out of them.
Bilirsin, aslında onlara nasıl bir sürpriz hazırladığımızdan haberleri olmadığını düşünmeye başladım.
As we sailed under that bridge, I didn't know I was passing under my future... because while I was going home to face my family... Helen was bringing hers to a new life in a new city.
Köprünün altından geçerken, geleceğime geçtiğimi bilmiyordum çünkü ben aileme dönerken Helen de ailesini yeni bir şehre getiriyordu.
... but you know, Harry's clothes, the ones we found by the pool, he didn't wear them that night according to the inspector.
Ama şu elbieler, Harry'ninkiler... Havuzun başında bulduklarımız, Dedektif, Harry'nin o gece o elbiseleri giymediğini düşünüyor.
What we didn't know was that on the night Denis Rake arrived in France, the Germans made an all out attack
Biz de Denis Rake'i bir telsiz operatörü olarak gönderdik. Diğer pek çok Maquis grubu gibi "The Mont-Mouchet" merkezi Auvergne olan, zorla çalıştırılan grup üyelerinden oluşuyordu.
Yeah. I didn't know that we had this much furniture in here.
Burada bu kadar mobilya olduğunu bilmiyordum.
We didn't know each other before and I apologize for any offence that I've made
Pardon! Sizi tanımadığım için daha önce kötü davranmıştım!
True, but we didn't know that before, did we?
Evet, ama bunu daha önceden bilmiyorduk değil mi?
You know, when them gentlemen came up here and made me that offer there was a whole lot of things that we didn't take into consideration.
O beyler buraya gelip bana teklifte bulunduklarında... dikkate almadığımız bir sürü şey vardı.
I know now that it was all there for the seeing, except we didn't see it.
İçimizdeki cesaret bize güç veriyordu.
Now since we know that you didn't shoot Mr. Mallory that means that whoever fired that pistol was very careful not to disturb your fingerprints.
Şimdi sizin Bay Mallory'yi vurmadığınızı bildiğimize göre, bu demektir ki, o topluyu kim ateşlediyse, parmak izlerinizi bozmamak için çok dikkatli davranmış.
You know, we are really traveling high on the hog, considering that a couple of weeks ago we didn't even have a pot to...
Farkındasınızdır, birkaç hafta öncesine göre bir hayli farklı olarak şeyimiz şeyimize denk yaşıyoruz.
We didn't even know each other and yet was it because she took my first kiss that she took the fragrance of life from me?
Birbirimizi tanımıyorduk bile ve sıkıldım artık, çünkü artık hayattan tat alamayacak mıydım?
We know she didn't do that.
Böyle yapmadığını biliyoruz.
Actually, it always meant that, we just didn't know, you know?
Aslında hep bu anlama geliyordu da biz bilmiyorduk.
Now he's gonna ask me who you are, and he's gonna say he didn't know... we knew each other so well that you would come say good-bye to me here.
Bana kim olduğunuzu sordu, ben de birbirimizi iyi tanıdığımız için beni uğurlamak istemiş olabilir dedim.
We didn't know it at the time... until Louie was about three years old, we found out that he was hard of hearing.
Louie üç yaşına gelene kadar onun duyma zorluğu, çektiğinin farkına varamadık.
You know, I had this funny flash when we were bottoming out, sir, that, I didn't give a damn one way or the other.
You know, I had this funny flash when we were bottoming out, sir, that, uh, I didn't give a damn one way or the other.
At least he didn't say anything about mistreating the horse. - Do we know that?
En azından ata yapılan kötü muameleden bahsetmemiş.
They came and went so fast and so regular... that sometimes we didn't even get to know their names.
O kadar hızlı ve düzenli gelp gidiyorlardı ki bazan isimlerini bile öğrenemiyorduk.
Calm down, we didn't know that.
Sakin ol, bundan haberimiz yoktu.
THE PEOPLE DIDN'T EVEN KNOW THAT WE WERE THE GREATEST AND EVEN SOME OF THEM TRIED TO TABLE DANCE.
Bizim bu konuda uzman olduğumuzu bilmediklerinden bir kısmı da denemeye kalktı.
But if you go out that door and don't come back in, we'll know you didn't.
Eğer o kapıdan çıkar ve tekrar geri gelmezsen, anlayacağız ki, yapmadın.
Do you know what I had to do to get that plane through the trees, so we didn't wrap ourselves up in a ball?
Sadece kanatları çarpalım da ezilmeyelim diye o uçağı ağaçların arasından geçirmek için neler yaptığımı biliyor musun?
We didn't know that we were- -
Birbirimize ateş...
We didn't even know that they have with them poison.
Ellerinde zehir olduğunu bilmiyorduk.
What kind ofjob they needed it for, we didn't know at that time.
O esnada bizleri hangi işte kullanacaklarını bilmiyorduk.
We didn't know that.
Hayır!
All we know is that he didn't mention them in the diary.
Tek söyleyebileceğimiz şey, günlüğünde onlardan bahsetmek istemediği.
Too bad we didn't know last night that he likes to sleep in the park.
Parkta uyumayı bu kadar sevdiğini dün gece de bilseydik keşke.
Well, we didn't know about that toxic waste.
Peki, biz bu zehirli at? klar hakk? nda bilmiyordum.
The village which had stood for maybe 1,000 years didn't know we were coming that day. If they had, they would've run.
Belki 1.000 yıldır ayakta duran köy, bizim o gün geleceğimizi bilmiyordu.
we didn't want anybody else to know that, uh...
Bizden başka kimsenin bilmesini...
cause no one expected anyone to come cause we didn't even know if anyone was watching the show we got out and there was I think a thousand people there it was the first time that... we really saw live how powerful this thing can be
Çünkü insanların bu diziyi seyredip seyretmediğini bile bilmiyorduk. Arabadan indiğimizde oraya yaklaşık bin kişinin geldiğini gördük. İlk kez bir dizinin ne kadar güçlü bir etkiye sahip olabileceğini kendi gözlerimizle gördük.
If we didn't know better, we'd think that... you were trying to find a way to take us down.
İyi niyetli olmasaydık, bizi mahvetmenin bir yolunu... bulmaya çalıştığını sanırdık.
We didn't know that you...
Senin- -
We were all glad to know that Frank didn't suffer...
Frank'in acı çekmediğini, ölürken yalnız olmadığını...
I'm sorry, honey. We didn't know that was you.
Özür dilerim, tatlım Sen olduğunu bilmiyorduk.
- No, I'm not. - You are. We know Oswald didn't pull that trigger.
Spor bir gömleği ve pantolonu vardı, ama tırnakları pisti.
So far we haven't learned anything that we didn't already know.
Şimdilik zaten bilmediğimiz birşey öğrenmedik.
Nobody'd know we didn't find it that way.
Öyle bulmadığımızı kimse bilmez.
I just wanted to make sure that we didn't, you know...
Ben sadece yapmak istediklerini yapacak mısın diye emin olmak istedim.
We didn't want him to know that we were there.
Orada olduğumuzu bilmesini istemiyorduk.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]