English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / We got something

We got something traducir turco

2,667 traducción paralela
We got something.
Bir şey bulduk.
If we hide, looks like we got something to hide from.
Eğer saklanırsak, bir şeyler sakladığımızı düşünecekler.
Boss, we got something here.
Şef, bir şey bulduk!
Kensi, Deeks, we got something.
Kensi, Deeks, bir şey bulduk.
We got something to say and we ain't taking "no" for an answer.
Söyleyeceğimiz bir şey var ve "hayır" kabul etmiyoruz.
We got something here.
Yerini bulabiliriz.
- I think we got something.
- Birşey bulduk galiba. - Söyle.
Listen, Leah, we got something we need to tell you.
Leah dinle sana söylememiz gereken bir şey var.
We got something good here.
Aramızda iyi bir enerji oluştu.
Guys, we got something.
Çocuklar bir şey bulduk.
Uh, we got something, honey.
Bir şey çıktı, tatlım.
Why don't you tell him we got something better?
Neden ona daha iyi bir şeyimiz olduğunu söylemiyorsun?
I think we got something here.
Bir şeyler buldum.
I think we got something.
Sanırım bir şey bulduk.
You know, Pete, before we go in there, I've got to tell you something.
Biliyorsun, Pete, buraya gelmeden önce sana bir şey söyleyecektim.
We got to do something.
Bir şey yapmalıyız.
Dead guy. We've got something.
Bir şey bulduk.
We got to put something out there.
Piyasaya bir şeyler göstermemiz lazım.
We got you something.
- Selam. - Sana bir şey getirdik.
Yeah, we returned the earrings that Finn got me for Christmas and the iPod that I bought him. We decided we wanted to do something special this year for Christmas.
Evet, Finn'in bana aldığı küpeleri ve benim de ona aldığım iPod'u iade ettik ve bu sene Noel için özel bir şey yapmaya karar verdik.
Barry warned me before we got married that someday something could happen.
Barry evlenmeden önce, bir gün bir şeyler olabileceğine dair beni uyarmıştı.
We are in the desert, and you got something without air-conditioning.
Çöldeyiz ve klimasız bir aracın var.
Okay, we got a 20-something female, blond.
Peki, elimizde yirmili yaşlarda, bir sarışın var.
We-We got to come up with something.
Onun yerine ona benzer bir şey koymalıyız.
Well, we got to do something.
- Bir şey yapmamız lazım.
Okay, I-l was going to wait until we got home for this. But now I think it's something everyone's gonna enjoy. Guys -
Tamam, eve gidince gösterecektim ama bence herkesin hoşuna gidecek.
Well, we would've heard something from Lowen if he got picked up.
Eğer nezarete girseydi Lowen bize haber ederdi.
We got to salvage something from this debacle, don't we?
Tabancaları satıyorum. O şeyleri çok seversin sen.
I said guys, you all need to come over here, we've got something chasing us we're in GE parking lot.
Dedim ki : Bir şey bizi otoparkta kovalıyor. "
We finally got him to eat something.
Sonunda birşeyler yedirebildik çocuğa.
We've got to find something to break this door open.
Kapıyı kırıp açacak bir şey bulmamız gerekiyor.
that you're not ready for this, but nobody's ever ready for something like this. We've got to go.
Buna hazır olmadığını biliyorum ama kimse olamaz.
- I know. We were about to get up to Bear Mountain, and I just had the feeling something was wrong. And when we got back into cell range, I had 15 missed messages.
Ayı dağındaydık uyandım ve içimi kötü bir his aldı daha sonra telefon çeken bir yere döndük ve cevapsız arama, mesajları gördüm.
We scraped some money together and got you something!
Bunun için biraz para sıçtık ve böyle birşey aldık.
It was a little bit sloppy and reckless, but sometimes, especially after something like Book of Mormon, we just got to get back in that way, and hopefully the shows will get a little tighter as we go.
Biraz özensiz ve acele oldu,... ama bazen, özellikle Mormon Kitabı gibi bir şeyden sonra, bu yönteme geri dönmemiz gerekiyor, ve umarım bölümler gittikçe daha sıkı olacak.
Well, then we're totally gonna do it, Because I got something for your son.
Kesinlikle yapacağız, çünkü oğlun için bir şeyim var.
We got to get him to eat something.
Bir şeyler yemesini sağlamalıyız.
We finally got something on Anson I think we can use.
Anson'a karşı kullanabileceğimiz bir şey bulduğumuzu sanıyorum.
We finally got something on Anson I think we can use.
Sonunda Anson'a karşı kullanabileceğimiz bir şey bulduk.
I got something here I think we can use.
Sanırım kullanabileceğimiz bir şey buldum.
We've got to do something. "
Ama orada öylece yatıyorlar, bir şey yapalım. " dedi.
Not that we have anything to show for that. You got something to say?
Gerçi henüz bir şey yaptığını görmedik ama...
Okay, well, I got seven leashes, so if, uh, this dog thing doesn't work out, you know, uh, we'll have to find, uh, something else to do with these leashes, you know?
Tamam, yedi tasma kayışım var. Yani bu köpek işi olmazsa bu tasma kayışlarıyla yapacak başka bir şey bulmak zorunda kalırız. Anlarsın ya.
We got to do something fast before they al get killed.
Hepsi öldürülmeden hemen bir şeyler yapmamız gerek.
We've got to do something.
Bir şeyler yapmalıyız.
We've got something to go on! Let's go.
Beş numara bu sabah kusmaya başladı.
We've got something from the jury room.
- Jüri odasından birşeyler bulduk.
Okay, there's something that we got to do.
Tamam, yapacağımız bir şey var.
We've got something outside the fence, west side.
Çitlerin arkasında bir şey var, batı tarafında.
Alpha Team, we've got something small and fast, scurrying up the side of the house.
Alfa Takımı, evin yan tarafında koşuşan küçük ve hızlı bir şey var.
When she said she wanted to take out old beehive, I said, "Now, there's something we've got in common."
Eski arı kovanını ortaya çıkarmak istediğini söylediğinde "işte şimdi aynı şeyi istiyoruz" dedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]