English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / Whatever you like

Whatever you like traducir turco

1,797 traducción paralela
Take whatever you like.
İstediğini alabilirsin.
You can call me King Tate, Sir Mark, Marcus, whatever you like.
Bana Kral Tate diyebilirsin, Sör Mark, Marcus, hangisi hoşuna giderse.
Do whatever you like.
Ne istersen yap.
Well, you do whatever you like, but my wife is going nowhere.
Bakın, ne isterseniz yapın. Ama benim eşim hiçbir yere gitmiyor.
So, you just do whatever you like?
Yani, canın ne isterse onu yapacaksın?
- Whatever you like.
- Ne verirsen.
Whatever you like.
Ne verirsen.
Take whatever you like.
İstediğin ne varsa al.
You can do whatever you like.
- İstediğinizi yapmakta serbestsiniz.
We're out there. We spend a week. On your off-hours you do whatever you like.
Birlikte gideriz, istersen çalışmadığın saatlerde beraber takılırız.
Whatever you like.
Canın ne isterse.
Call him whatever you like, but he has to be found.
Artık ne dersen. Ama onu bulmalıyız.
Okay, Mr. Jordan... whatever you like.
Tamam, Bay Jordan, nasıl isterseniz öyle olsun.
You can say whatever you like.
Düşüncelerini söyleyebilirsin. Ne istersen onu diyebilirsin.
We can talk about football, about the weather, women, whatever you like, but not where we're going.
Futbol hakkında konuşabiliriz... Havadan, kadınlardan ne istersen Ama nereye gitmiyoruz.
You can do whatever you like.
Sen istediğini yapabilirsin.
So this is all just like, "Whatever" to you.
Bu daha çok "sana ne" gibi oldu.
I would buy a cliff where people could come and throw shit off, you know, like fax machines or computers or whatever, things that piss them off'cause they didn't work right, like an outlet for machine rage.
Aldığım uçurumda doğru düzgün çalışmayan bilgisayar, faks gibi aletlerden insanlar hıncını çıkartırdı. Başka bir deyişle, makina hınç çıkarma noktaları.
You're entitled to whatever beliefs you like, Rickie.
İstediğin şeye inamakta özgürsün Rickie.
So, you know, like, how many offices or dens, whatever-type rooms, does one need, really?
Yani demek istiyorum ki kaç tane çalışma odasına ya da kaç tane farklı odaya ihtiyacımız olabilir ki?
It's like, whatever container water fills, it fills it evenly, you know?
Şey gibi, Konteynırlardan su..... doldurmak gibi, bilirsin işte?
Whatever time you'd like because...
Ne zaman isterseniz, çünkü...
You're willing to step back into whatever psychopathic nightmare you live in in order to create another scary movie... a commercially scary movie, like your first movie.
İIk filminden sonra yeni bir korku filmi için, ama bu defa para getirecek ticari bir korku filmi yapmak için, gördüğün o tuhaf kabusların peşine düşüp, buralara gelmek istedin.
You mean like the people that can read minds or whatever?
Akıl okuyan veya bunun gibi şeyler yapan insanlar olduğunu mu kastediyorsunuz?
Whatever the best mansion is you'd like, that's the one you're going to get.
Nasıl bir malikane senin için en muhteşemse sana onu verecekler.
- Yes, you weren't invited, and frankly, I don't like you coming in here and saying whatever the hell you want, okay?
- Evet, değildin. Senin buraya gelip aklına eseni söylemenden hoşlanmıyorum.
I'm a Christian man, or whatever religion dominates the region that I'm selling in, but you have to admit, it did sound like she was talking about the big vajayjay, right?
Ben Hıristiyan bir adamım ya da hangi din satış yaptığım yerde egemense kabul etmelisin ki koca vajinadan bahsediyormuş gibi görünüyordu, değil mi?
He's on his way to Los Angeles. I'd like you to follow him. Wherever he goes, whatever he does, easy as pie.
Los Angeles'a gidecek.. nereye gider ne yapar bilmek istiyorum tamam mı?
And, you know, not always, but sometimes, you gotta do like the kids say, and just say, "Whatever."
Hem her zaman değil ama bazen çocukların dediği gibi "Umurumda değil" demelisin.
As firefighters, for whatever reason, you know, it's like a football team.
Yüksek sesle söyleyeyim. İtfaiyeciler olarak durumumuz sebebi ne olursa olsun futbol takımına benziyor.
Take pictures of whatever you.... feel like.
Kirk'le gezimizi mahvettin. Biz gidiyoruz.
Okay if you - whatever - if you see a painting and you like it, great.
Tamam, eğer birini, her hangi birini, görüp beğendiysen harika.
- Because I like you Columbus, but my sister and I are gonna do whatever it takes to survive, so...
Senden hoşlanıyorum Columbus ama kardeşim ve ben hayatta kalmak için ne gerekiyorsa yapacağız.
As you can see, we have some specifically designed space suits. ... and then do whatever you'd like...
Gördüğünüz gibi, özel olarak tasarlanan uzak kıyafetlerimiz var ve sonra ne isterseniz...
You can scream if you like, do whatever you want.
Hoşuna giderse çığlık atabilir, istediğini yapabilirsin.
I'm guessing that whatever punishment you've endured for letting me escape is going to seem like a pinprick compared to what he'll do to you this time.
Beni elinden kaçırdığında katlandığın ceza bu seferkinin yanında sinek ısırığı gibi kalacaktır.
Not till we find it, whatever it is, you don't know what it will look like.
Her ne olursa olsun bulana kadar nasıl bir şey olacağını bilemiyorsunuz.
You know? So, do you think you might have, like, an opening or whatever at the extract plant?
Diyecektim ki, kadroda boş bir yer var mı?
Look, you said to take whatever was lying around and make it look like a robbery.
Dinle, ortalıkta ne varsa toparla, olay soygun gibi görünsün demiştin bana.
People like me We get whatever we want do whatever we want And losers like you
Benim gibiler ne isterse elde eden, ne isterse onu yapan ve senin gibi ezikler sürünen, dilenen ve ben ne dersem onu yapan...
You've to endure little tiffs... lf you like very much and whatever great difficulty it may create...
Bazı tartışmalara dayanmak zorundasın.. Eğer çok seviyorsan.. büyük zorlukların üstesinden gelirsin...
Can you just stop acting like whatever happened was important.
Aramızda yaşananlar sanki önemliymiş gibi davranmayı keser misin?
You know, I think it's kind of hard for you to understand because, like, of your generation or whatever.
Bak senin için anlamak zor olabilir.
I don't know if it was, like, the dancing or whatever that just brought us closer together, but... It was just like one of those magic nights that you know you're never gonna have again.
Dans veya başka bir şey mi bizi birbirimize yaklaştırdı bilmiyorum ama tıpkı o bir daha asla gerçekleşmeyecek sihirli gecelerden biri gibiydi.
You can take whatever you want and you'll sleep like a rock.
Ne istersen iç... ve mışıl mışıl uyu.
{ \ pos ( 192,220 ) } Oh, boy, well, whatever that just was, it's a dealbreaker because this guy is making you talk like a crazy person.
Vay be, demin ki her neyse, bir anlaşma bozucu, çünkü bu herif seni deli gibi konuşturuyor.
I'd just like to be clear that if you do wanna talk about your job, whatever you say will be completely confidential.
Eğer işinizden konuşmak isterseniz, söyleyeceğinizin her şeyin kesinlikle gizli kalacağını netleştirmek isterim.
And then, the dude would be, like, Uh, okay, whatever you say, bro.
Sonra karşıdaki adam da : "Tabii tabii, öyle diyorsan öyledir, kardeşim." derdi.
I would like to be here with you for whatever time you have left.
Geri kalan zamanında, burada seninle birlikte olmak istiyorum.
Oh, b., too bad you weren't invited To nate and tripp's lunch,'cause whatever happened, It looks like you're the one paying.
B. Nate ve Tripp'in yemeğine davet edilmemen ne acı çünkü her ne olduysa bedelini ödeyen sensin.
Well, I'll invite some friends over... and then you can bring whatever mask over that you'd like to try.
Birkaç arkadaşı davet ederiz sonra sen de hangi maskeyi istiyorsan getirirsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]