Where you belong traducir turco
1,023 traducción paralela
Why don't you go back to Roy where you belong?
Neden ait olduğun yere, Roy'a dönmüyorsun?
Where you belong is the bughouse!
Seni tımarhaneye kapatmak lazım!
Get on down to the Bowery, where you belong.
Ait olduğu yere, çiftliğine git.
Back where you belong.
Ait olduğun yere dön.
No, nor in an advertising agency, where you belong.
Doğru, ama mensubu olduğun reklam ajansında da değiliz.
You're gonna wind up where you belong.
Layığını bulacaksın.
I don't know where you belong.
Nereye ait olduğunu bilmiyorum.
That's where you belong!
Ait olduğun yer orası!
You couldn't stay where you belong.
- Burada olmamalıydın
It's where you belong.
Ait olduğun yer orası.
Go back to the Rue Mouffetard where you belong!
Sen de ait olduğun Rue Mouffetard'a geri dön!
You are again your true self, in the place where you belong.
Tekrar kendin oldun, ait olduğun yerdesin.
Now get back to the sisters where you belong.
Şimdi ait olduğun yere, rahibelerin yanına dön.
Why don't you stay in Skagway where you belong? Dawson ain't for you.
Niçin Skagway'de kalmadınız Dawson size göre değil.
And when I am, it'll be back to the gutter for you, my girl, where you belong!
Ve olduğum zaman ait olduğun çukura geri döneceksin.
This is where you belong, right here.
Senin ait olduğun yer burası, işte.
The gutter's where you came from, and the gutter's where you belong!
Çünkü sen kaldırımdan geldin, ve oraya aitsin!
I'll have the police put you where you belong.
Polisi arayıp seni ait olduğun yere gönderteceğim.
Get out on the streets where you belong.
Ait olduğun sokaklara dön.
Go back home where you belong!
Evine dön, senin yerin orası!
Go back to the saloon, where you belong.
Bara, ait olduğun yere dön.
Why aren't you outside where you belong?
Neden ait olduğun gibi dışarıda değilsin?
But I also want you up on a pedestal where you belong. Where I can look up and adore you.
Ama ayrıca seni bir sütunun tepesine koymak istiyorum.
Why aren't you at home where you belong or in a playground?
Neden ait olduğunuz evde ya da oyun parkında değilsiniz?
Lucy, now you just stay here inside with Doc, where you belong.
Lucy, sen içerde Doktor ile kal oldu mu? Ait olduğun yerde.
Now, pick up your diploma and head back to Park avenue, where you belong.
Diplomanı al ve Park Avenue'ya geri dön.
Get back where you belong.
Ait oldugun yere geri dön.
Get back into your tent where you belong, you painted women.
Ait olduğun kendi çadırına git, seni orospu.
Get back to the bar where you belong.
Ait olduğun bara dön.
Know where you belong?
Nereye aitsin biliyor musun?
Janice, Janice, this is where you belong.
Janice, Janice, ait olduğun yer burası.
So, why don't you run along home where you belong?
Ohalde niçin ait olduğun eve yollanmıyorsun?
You should stay in the jungle where you belong.
Sen ait olduğun ormanın malısın.
You're staying here, where you belong.
Burada kalıyorsun, ait olduğun yerde.
- Exactly where you belong!
- Seni hapse attıracağım!
That's where you belong.
Ait olduğun yer orası.
- Where you belong.
- Sana yakışan yer.
Go back to the jungle where you belong.
Ait olduğunuz ormana dönün.
Then get in there where you belong.
O zaman yerine geç.
- Get back over there where you belong.
- Kendi tarafına dön.
That's where you belong.
Ait olduğun yerde!
If you're looking for your husbands... why don't you try looking at home, where you belong?
Madem eşlerinizi arıyorsunuz neden eve bakmayı denemiyorsunuz, evde yaşamıyorlar mı?
And if you ask me, that's where you belong.
Sen de oraya aitsin.
Find out where they belong, will you, Sam?
Kime ait olduklarını bul, olur mu Sam?
How many times you been caught with your hand where it doesn't belong?
Elin kaç kere ait olmadığı bir yerde dolanırken yakalandı?
You go back to bed, and I'll go where I belong.
Yatağına geri dön, ben de ait olduğum yere.
Susan, any place you are is where I belong.
Susan, sen neredeysen ben oraya aidim demektir.
- You, back where you belong!
Yerine dön!
I will send you where you belong.
Seni ait olduğun yere göndereceğim.
Where do you belong for doing it, Sam?
Bunu yaptığın için sen nereye aitsin, Sam
There you belong, there, where I put you.
Senin yerin orası. Seni oraya hareket ettirmiştim.
where you're going 48
where you going 2153
where you been 659
where you from 239
where you at 226
where you coming from 23
where you're from 33
where you are 61
where you live 41
where you were 26
where you going 2153
where you been 659
where you from 239
where you at 226
where you coming from 23
where you're from 33
where you are 61
where you live 41
where you were 26