Who's they traducir turco
5,577 traducción paralela
Who's "they"?
"Onlar" kim?
Who's "they," Rachel?
- Onlar kim, Rachel?
Do they know who?
Kim yapmış biliyorlar mı?
What this court order does that makes it so striking, is that it's not directed at any individuals who they believe or have suspicion of committing crimes or are part of a terrorist organization, it's collecting the phone records of every single customer
Mahkeme kararının bu kadar sarsıcı olmasının sebebiyse söz konusu uygulamanın, doğrudan suç işlediği veya bir terör örgütüne üye olduğu şüphesinin bulunmadığı bireylere de yöneltilmesi.
So they don't need warrants now for people who are foreigners outside of the US, but they also don't need warrants for Americans who are in the United States communicating with people reasonably believed to be outside of the US.
Artık ABD dışındaki yabancılar için mahkeme emrine ihtiyaçları yok. Ama aynı zamanda ABD içinde olup da, yurt dışındaki kişilerle konuştuğu varsayılan Amerikalılar için de mahkeme emrine ihtiyaç duymuyorlar.
So again, the fact that there are no checks, no oversight about who is looking over the NSA's shoulder, means that they can take whatever they want.
Dolayısıyla, kontrolün, NSA üzerinde herhangi bir gözetimin olmaması istedikleri her şeyi alabilecekleri anlamına geliyor.
And the fact that it's all behind a wall of secrecy and they threaten people who want to expose it, means that whatever they're doing, even violating the law, is something that we're unlikely to know until we start having real investigations and real transparency into what it is that the government is doing.
Ve tüm bunların gizlilik perdesi arkasında cereyan etmesi bunu ortaya çıkaracak işçilerin tehdit edilmesi her ne yapıyorlarsa, bu esnada yasaları ihlal etmeleri hükümet yaptığı şeylerde gerçekten şeffaf olmadıkça ve gerçek bir soruşturma yapılmadan, bu gerçekleri bilemeyeceğimiz anlamına geliyor.
Because it's inverting the model that the government has laid out, where people who are trying to, you know, say the truth skulk around and they hide in the dark and they quote anonymously and whatnot...
İnsanların gerçekleri dile getirip, ortadan kaybolması, saklanması ve isim vermeden gerçekleri ifşa etmesine doğrudan bir tepki bu.
Yeah, no, no, no, I mean the people who are asking, ask them if they are lawyers.
Evet, hayır, hayır, hayır... Beni soran kişiler. Avukatlar mı, sorar mısınız?
So if I have a confidential source who's giving me information as a whistleblower, and he works within the US government, and he's concerned about what he perceives as violations of the Constitution, and he gets in touch with me, they... go ahead.
Dolayısıyla, güvenilir bir kaynağım olsa ve bu kaynak birtakım sırları ifşa eden biri olsa, Amerikan hükümeti için çalışsa ve yaptığı işin anayasayı ihlal ettiğinden endişelense ve benimle bağlantıya geçse, harekete geçecekler. Devam edin.
Let's cross-reference their reject lists, see who they didn't go out with.
İki kurbanın da ret ettiklerini birbirleriyle karşılaştıralım.
My sisters could never accept who I was because they were... ordinary.
Kız kardeşlerim asla olduğum kişiyi kabullenemedi. Çünkü onlar sıradan insanlardı.
No matter who they become or where they hide, there will always be the people they meet, the people they love, the people they wrong.
- İlişkiler. Her kim olurlarsa ya da her nereye saklanırlarsa her zaman görüşecekleri sevecekleri ve yanlış yapacakları insanlar olacak.
The-the links between the people blackmailed and the positions they occupied created more compromised individuals who could then be blackmailed, who then blackmailed other people...
Şantaj yapılan kişiler ve iş pozisyonları arasındaki bağlar istismara açık başka bireyler yaratmış. Sonra onlara da şantaj yapılmış ve onlar da başkalarına yapmış.
- Who's "they"?
- Kim bunlar?
In my family, a couple who's been together as long as we have, they'd be married by now.
Ailemde, bizim kadar birlikte olanlar çoktan evlenmişti.
They found this one doctor who agreed to reconstruct Paul's face, but it was extremely dangerous because of all the nerve damage, and Paul almost died.
Paul'un yüzünü iyileştirmek için bir doktor ile anlaştılar ama bütün damar hasarlarından dolayı çok tehlikeliydi ve Paul az kalsın ölüyordu.
Because when someone's not allowed to express who they are inside, then we all lose.
Çünkü bazı insanların içinden gelenleri söylemesine izin verilmiyor. Ve hepimiz kaybediyoruz.
I mean, do you know what it's like to have the whole world against you, to have the people you love and the people who said they loved you look you in the eye and... And not believe you? No, I'm...
Demek istediğim, tüm dünyanın size karşı olmasının... sevdiğiniz ve sizi sevdiğini söyleyen... insanların gözlerinizin için bakıp... size inanmadıklarını söylemelerinin... nasıl bir his olduğunu bilir misiniz?
Look, the guys who hired me went home around midnight, which is when I saw this group of gals on 48th, and they're primed for a good time.
Beni tutanlar eve gece yarısı gibi gitti. Ben de bu bayanları o ara 48'de gördüm. Ve zaten iyi bir zaman için ayarlandılar.
On the news they're talking about a woman who's hurting people and pulling out her hair?
Haberlerde insanları öldürüp kendi saçını yolan bir kadın vardı.
It was only at the end, when there's no other choice, they had to make the hard decisions of who'd live and who'd die.
Çok çaresiz kalındığında, başka seçenek olmadığı zaman kimin yaşayıp kimin öleceğine dair zor kararlar veriyorlardı.
It was only at the end when there's no other choice they had to make the hard decisions of who'd live and who'd die.
Başka seçenekler varken onlar zor kararlar vermeyi ve ölmeyi seçtiler.
I have the head of every news organization on speed dial, and they will run the hell out of the story of the rich parents who sent their son to have sex with the president's daughter just so they could blackmail The White House.
Tüm haber kanalları ve gazetelerin yöneticilerinin numarası hızlı arama listemde kayıtlı, ve sırf Beyaz Saray'a şantaj yapabilmek için Başkan'ın kızıyla seks yapmak amacıyla oğullarını satan zengin ailenin hikayesini yayınlamak için can atıyorlar.
You sell to the general public, who will buy anything you put in front of them if they think it'll help their sticky, snot-covered kids.
Sen ise, eğer yapış yapış sümük kaplı çocuklarına faydalı olacağını düşünüyorlarsa, önlerine koyduğun her şeyi alabilecek halka satıyorsun.
Those who lose will be serving Taskmaster Grint and wish they'd stayed at the bottom of that well.
Kaybedenler ise Şef Grint için hizmet edecek ve kuyuda kalmış olmayı dileyecekler.
You know, the ones who talk about, like, what they should have done with their lives, but they didn't, and now it's too late.
Sen gibi, hakkında konuşmak olanları biliyorum Onlar hayatlarını yapmış gereken, Ama olmadı ve şimdi çok geç.
- Who's they?
- Onlar nedir?
Acting on an anonymous tip, police arrested a man they say is a close associate of Reddington's and who may be able to lead them to the elusive concierge of crime.
Kimliği belirsiz bir tüyoya göre polis, Reddington'un yakın ilişkisi olan birini yakalamış ve o adam, suçun güvenilmez odacısını yakalatabilir.
The nannies, the servants, the hangers-on who think they'll impress Francis by taking an interest in his son.
Bakıcılardan, hizmetçilerden Francis'İ etkilemek için çocuğa bakmaya gelenlerden sıkıldım.
My parents... that's not who they are.
Ailem normalde oldukları kişiler gibi değiller.
Then they get a record deal through Sony and this dude, Joe Galante, who, like, runs Nashville basically, he said, "That's the single."
O sırada resmen Nashville'i yöneten Joe Galante döneminde Sony'yle bir anlaşma imzaladılar. "Bu şarkı olacak." demiş.
A band marches down the street and people come out of their houses and they dance along and you're walking down the street next to a lawyer who's next to a gangster who's next to a librarian who's next to a college student
Bando ilerlerken evlerinden çıkıp dans eden insanlarla birlikte olabilseydim. O yollarda yürürken yanınızdakilerden biri avukat, onun yanındaki gangster kütüphanecinin yanındaki üniversite öğrencisi onun yanındaki de bir polis olabilir.
And gave the money to his chums who were having a rough time since they came home.
O da onlardan mı çaldı? Ve parayı da savaş dönüşü burada sıkıntı yaşayan dostlarına verdi.
I'm on my way right now to talk to a woman who works at the restaurant where they first appeared. Just Haven's luck to have an outbreak when the CDC's around.
HKM buradayken Haven'da salgın olması da şans işte.
It's always the ones closest to us, the ones who say they care.
Bize her zaman yakın olduğunu söyleyenler aslında bizi en çok önemseyen insanlar.
The indigenous Berber people who built this place have been in this part of North Africa for well over 10,000 years, and they're mentioned in Ancient Egyptian texts and in Greek - both Herodotus and Cicero talk of these people who worship the sun and the moon.
Burayı inşa eden yerli Berberi halkı, on bin yıldır Kuzey Afrika'nın bir parçası. Antik Mısır ve Yunan metinlerinde bu halktan yer yer bahsedilir. Hem Herodot hem de Cicero metinlerinde :
There's a lot of designers in that class, and if one of them becomes famous, I can be their muse or their beard or their new best friend who gets their Paris apartment when they wrap their new Lamborghini around a pole.
Sınıfta bir çok tasarımcı var, ve içlerinde biri ünlü olursa, ben de onların esin perisi olabilirim. ya da sevgilileri, ya da Paris'te apartman dairelerinde onların Lamborghini'lerini park etmesi bekleyen yeni yakın arkadaşları.
They died working for a contractor who subjected them to unnecessary risks.
Onları gereksiz risklere sokan bir firma için çalışırken öldüler.
Butters, I talked to oculus customer service, and they said I'm the one who's wearing a headset and has forgotten he's
Butters, Oculus müşteri hizmetleriyle konuştum, dediler ki sanal gerçeklik cihazını takıp bu dünyada mahsur kalan benmişim.
It's only a small sample, but we have colleagues at the FBI who would be more than willing to take a look, and if they were to shut you down for just one day... how much might you lose?
Bu sadece küçük bir örnek ama FBI'daki iş arkadaşlarımız bakmaya istekli olacaktır. Ve eğer sizi bir günlüğüne bile kapatsalar ne kadar para kaybederdiniz?
- You leaked to the press these two guys who said they had an affair with me?
- Basına iki erkeğin benimle ilişkisi olduğunu sızdırmışsın.
So, I guess there's this new trend with young people where the celebrities they look up to most are YouTube commentators... just ordinary people who sit in front of a mike and blab their opinions about everything while their mindless loyal followers cheer them on.
Görünüşe göre gençler arasında yeni bir trend oluşmaya başladı. Ünlülerin çoğunlukla Youtube yorumcularından oluştuğu bir trend. Sıradan insanlar, mikrofonun başına geçip bilinçsiz hayranları onları izlerken, bir şeyler hakkında yorum yapıyorlar.
Maybe they'd leave us alone if we gave them Tatsumi who's been vacationing on the southern islands.
Belki de güneydeki adada tatilini geçirmiş olan Tatsumi'yi onlara verirsek bizim peşimizi bırakırlar.
Forget about the tree, you know what they need to get rid of is that big, nasty women's room attendant who's always handing out toilet paper.
Unut o ağacı neyden kurtulmamız gerektiğini biliyosun..... O kadınlar tuvaletindeki buyuk sapık görevli Herkese tuvalet kağıdı veren hani.
I mean, most girls say they just want a sweet guy, but there's still this primal attraction to someone who could protect you in the wild.
Yani, çoğu kız tatlı bir erkek ile birlikte olmak ister. Ama ne olursa olsun seni vahşi hayatta koruyabilecek kişinin cazibesi başkadır.
Let's see who they are.
Görelim bakalım kimlermiş.
I believe that if it's deserved, then they should be shamed no matter who they are.
Bence kim hak ediyorsa kim olduğuna bakılmadan utanç duyması sağlanmalı.
Even if they don't thank her, a person who still listens to everyone's requests.
Tek bir teşekkür duymadığı halde herkesin ricasına kulak veren biri.
- They chose you. - Who's "they"?
- Onlar seni seçti. - "Onlar" kim?
They watch the car race to see who wrecks, who goes up in flames.
Kimin kaza yapacağını, alev alacağını görmek için araba yarışı izlerler.
they 3238
they are 1447
they are coming 72
they aren't 58
they can't see you 17
they're 1306
they are my friends 21
they have 241
they said 545
they come 53
they are 1447
they are coming 72
they aren't 58
they can't see you 17
they're 1306
they are my friends 21
they have 241
they said 545
they come 53
they don't 727
they are cute 16
they are beautiful 39
they are everywhere 27
they are my family 17
they are delicious 17
they do 1025
they can't 247
they did 777
they are good 26
they are cute 16
they are beautiful 39
they are everywhere 27
they are my family 17
they are delicious 17
they do 1025
they can't 247
they did 777
they are good 26