Without me traducir turco
11,872 traducción paralela
Without me, you'd still be cutting patterns at men's wearhouse.
Ben olmasaydım konfeksiyonda kalıp çıkartıyordun.
It's my life. Without me, there's no Rocky, Don.
- O film benim hayatım, ben olmasan Rocky de olmaz.
You get lonely without me.
Bensiz yalnızlık çekiyorsun.
I told you you'd get lonely without me.
Bensiz yalnızlık çekersin demiştim.
Was he at the park without me?
Parka bensiz geldi mi?
You closing a deal without me? Huh? Michigan Avenue ain't coming to us.
Bensiz anlaşma mı bağlıyorsun, hadi Michigan Bulvarı bizi bekliyor.
"Have a nice life without me, fuckers."
"Bensiz iyi hayatlar dilerim aşağılık herifler."
They're leaving without me!
- Bensiz gidiyorlar.
- You can't do that without me.
- Bunu bana sormadan yapamazsın.
You can't do that without me.
Bunu bana sormadan yapamazsın.
Without me, you are worthless.
Ben olmadan, siz bir hiçsiniz.
So, how's life without me?
Bensiz hayat nasıl?
Don't leave without me.
Bensiz gitme.
You couldn't have achieved any of this without me.
Bensiz bunların hiçbirini başaramazdın.
I'm not, I'm just a little bit hurt that you were..... I don't know, escaping without me!
Öyle değil, sadece biraz mutsuzdum... Bilmiyorum, bensiz kaçıyorsun!
Because, you know, you wouldn't last more than five minutes out there without me.
çünkü ben olmadan fazla uzun dayanamazsın Bensiz beş dakikadan fazla kalamazsın.
You guys, just start without me.
Millet... bensiz başlayın.
Without me, Becky's lost.
Becky bensiz kaybolur.
Have you seen a mom and a dad without me?
Bensiz yüzen bir anne baba gördünüz mü?
Well she wrote me a letter'cause she couldn't live without me no more
Bana bir mektup yazdı. Çünkü bensiz daha fazla yaşayamadı.
- she wrote me a letter Told me she couldn't live without me no more
- Bana bir mektup yazdıBana bensiz yaşayamayacağını söylemedi
From what I can see, your Wee band won't do too well without me.
Bakıyorum da kıytırık ekibin bensiz pek bir şey yapamaz gibi.
Isaac, you go on without me today.
Isaac, bensiz devam edin.
Without me by your side, I doubt you'll get close enough to a criminal to ever be in danger again.
Senin yanında olmadığım zaman, bir daha tehlike içerisinde asla bir suçluyu yakalamaya yakın olacağından şüpheliyim.
Got out that place, and your mama had taken you, went on to make a life without me.
Hapisten çıktım. Annen seni de alıp kendine bensiz yeni bir hayat kurmuştu.
You'll be here another six months without me.
Altı ay daha burada bensiz olacaksın.
And the world will definitely be a better place without me.
Dünya bensiz daha iyi bir yer olacak.
Then you have to go without me.
O zaman bensiz gitmen gerekiyor.
And it would have ruined it for you, down there without me.
Ben olmayınca senin için keyifsiz olacaktı.
Without me? Huh. If that's the case, then I'll just...
Bensiz mi? Eğer olay buysa, bende sadece...
Go without me.
Bensiz git.
- Don't you go without me, OK?
- Bensiz gitme. Tamam mı?
It was a pleasure to meet you, but... is a conversation they need to have without me.
Tanıştığımıza sevindim, ama bu konuyu benim olmadığım bir ortamda konuşmalısınız.
You... will never find what you... you want without me.
Sen... Asla bensiz istediğini bulamazsın.
You've been training under my roof without telling me.
Bana söylemeden evimde antrenman mı yapıyorsun?
I decided you can never appreciate the music of my book... the tonality and cadence... without experiencing the dark rhythms... that inspire me.
Kitabımın müziğine yeteri kadar değer vermediğine karar verdim, ton özelliği ve ritim, kasvetli ritimleri tecrübe etmemek. Bunlar bana ilham veren şeyler.
You changed the security code without telling me?
Bana söylemeden güvenlik kodunu değiştirdin mi?
And I love that the one person who makes me feel like I could take a fuckin'breath, I can't have without completely destroying you.
Ve en sevdiğim şey, biraz nefes alabilmemi sağlayan tek insana seni tamamen mahvetmeden sahip olamamak.
Don't let me die here without seeing him!
Onu görmeden burada ölmeme izin verme!
Don't let me die without letting me see my...
Oğlumu görmeden ölmeme izin verme.
You get me the kill shot... you can go home to Virginia without unpacking.
Sen de net görüntüyü alacak... ve daha çantanı bile açmadan Virginia'ya döneceksin.
- Without saying, "Excuse me"?
- "İzninle" demeden mi?
Without saying, "Excuse me"?
"İzninle" demeden mi?
Kate, you can't invite people to dinner without asking me or your mother first.
Kate, insanları yemeğe davet edemezsin Önce bana veya annene sormadan.
Okay. So you leased a commercial kitchen without telling me?
Bana sormadan endüstriyel mutfak mı kiraladın?
I'm having a hard time with the "thank you" because you also hired all of these people without consulting me.
Teşekkür konusunda zorlanıyorum çünkü tüm bu insanları da bana danışmadan işe almışsın.
We are partners, 50-50, and you can't make decisions without telling me!
Yarı yarıya ortağız ve bana söylemeden kararlar alamazsın.
Can we just go one day without you asking me that?
Şunu sormadığın bir günümüz geçecek mi?
Well, I'd be remiss if I didn't acknowledge someone who was there for me, and without whom this song would not have been written.
Kabul etmezsem, özür dilerim Benim için orada olan biri Ve kimin olmadığı bu şarkı yazılmayacaktı.
For example, at work they blamed me without any reason.
Mesela, işyerinde sebepsiz yere beni suçlayabiliyorlar.
Why would you take my pills without asking me what they are?
Haplarımı neden bana sormadan alacaksın?