English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / Work with me

Work with me traducir turco

2,710 traducción paralela
You'll work with me there.
Orada benimle birlikte çalışacaksın.
So come work with me.
Benimle çalış.
I'm okay with it. Wouldn't it be inconvenient, to work with me?
Benimle çalışmak rahatsız edici değil mi?
Just work with me here a little bit.
Sen de benim gibi yap.
Just work with me.
Aynı anda.
Now, this is your website, you work with me.
Bu sizin siteniz. Benimle işbirliği yapacaksınız.
Come and work with me, you'll be my right-hand man.
Gel ve benimle çalış. Benim sağ kolum ol.
Now he'll never work with me.
Artık benimle asla çalışmaz.
You have to agree to work with me.
Benimle çalışmayı kabul etmelisin.
You want to work with me, Hood?
Eğer benimle çalışmak istiyorsan, Hood.
- Work with me?
Çalışmak?
Work with me.
Benimle birlikte dene.
You work with me through the winter till the snow melts.
Kış boyu karlar eriyene kadar benimle çalış.
What two agencies won't work with me?
Benimle çalışmaktan vazgeçen ajanslar hangileri?
Can you just work with me, please?
Lütfen dediğimi yapar mısın yalnızca?
Would you like to work with me?
Benimle çalışmak ister misin, Bay Bonnot?
He was at work with me, and I was talking about the dinner, and he overheard it, and I had to invite him.
İşyerinde benimle beraberdi ben de yemekten bahsediyordum,..... o da kulak misafiri olmuş, davet etmek zorunda kaldım.
You want to come to work with me tomorrow?
Yarın benimle işe gelmek ister misin?
You may fool Lord Akbari with your magic act... but it won't work with me.
Büyülerinle Lord Akbari'yi kandırabilirsin... -... ama bana sökmez bunlar.
Come and work with me for a while, right here in the mills.
Gel bir süre burada benimle çalış, tam burada dökümhanede.
Slater, if you work with me, I might be able to strike you some kind of deal.
Slater, dediklerimi yaparsan sana bir anlaşma önerebilirim.
I suggest you work with me.
Benimle beraber çalışmanı öneririm.
- to work with me privately.
- benimle özel olarak çalışman için.
They work with me at the restaurant.
Benimle beraber restoran da çalışıyorlar.
Look, I need you to drop all this gay bullshit, and fucking get back to work with me, all right.
Bak, bütün bu gey saçmalıklarını bırakman ve benimle çalışmaya geri dönmen lazım, tamam mı?
You have to come with me. We have work to do.
[Sümbül] Sen benimle gel çabuk.
He was so happy with my work that he offered me a job.
Baban yaptığım işten çok memnun kalınca bana iş teklif etti.
Come see me on your way out with a list of materials you'll require for your work.
Uygun olduğunuzda bana uğrayıp çalışmalarınızda ihtiyaç duyacağınız malzemelerin bir listesini hazırlayın.
Does it have something to do with the work you owe me that's late that we were just talking about?
Biraz önce konuştuğumuz şu geç kalmış işim hakkında mı yoksa?
You want to work out something with me?
Benimle mi bir şey ayarlamak istiyorsun?
The old man used to drag me down to work with him. Hotter than hell.
Bizim peder, çalışmam için beni de peşinden sürüklerdi.
For ten days I'd been numbing my mind with work, but the wall was still there, and nobody had come to get me.
On gündür çalışarak kendimi avuttum ama duvar hâlâ yerinde duruyordu ve kimse beni almaya gelmedi.
She started coming home late from work... and one night she got into bed with me and I moved to hold her, and I just... smelled this smell on her.
İşten geç saatte dönmeye başlamıştı ve bir gece yatağa geldi ona sarıldım ve sadece üzerindeki kokuyu aldım.
Well, if it doesn't work out, maybe I'll let you be a ninja with me.
Eğer işe yaramazsa, belki benimle ninja olmana izin verebilirim.
I had to work very hard and I had to fight against the soldiers from the government, because if I didn't, they would hit me with a stick.
Aynı zamanda hükümet askerlerine karşı da savaşmalıydım eğer bunu yapmasam bir sopa ile beni döveceklerdi.
She would make me special food and after work, while all her friends were getting ready to go out, she would just hang out and talk with me.
İşten sonra bana yemek hazırlardı herkes ne zaman çıkacağız diye beklerken gelir benimle konuşurdu.
I have to work with stupid Parrish, and he's actually being nice to me.
Şu salak Parrish'le çalışmak zorundayım ve bana şirin gözükmeye uğraşıyor.
All right. In case that doesn't work out, why don't you come to dinner with me... and Paul tonight?
Olur da işin yaver gitmezse, ben ve Paul'le yemeğe gelebilirsin.
Monge inspector wants me to work together with him.
Komiser Monge onunla çalışmamı istiyor.
Not just me, no hero would want to work with her.
Sadece ben değil, hiçbir aktör O'nunla çalışmak istemeyecektir.
That might work with the thugs at the Bourbon A Go Go, but you don't scare me, Dr Mason.
O dediğin bizim kulüpteki eşkıyalar için geçerli,... ama ben senden korkmuyorum Doktor Mason.
There might be a place for you with The Bugle, if you send your work to me before you post it next time.
Bugle'da senin için bir yer olabilir eğer bir dahaki sefere yayınlamadan önce çalışmanı bana gönderirsen. Bir kalbi varmış.
My work with Rafa is beginning to get results and look at me now as a possible member of your team.
Rafa ile çalışmalarımız meyve vermeye başlıyor. Artık beni muhtemel takım arkadaşı olarak görüyorlar.
Me with my work, him with his books.
Ben işimle o kitaplarıyla ilgilendi.
Jim, from work, he wants me to come by and see his new deck, have a beer with him.
İş yerinden Jim, hem yeni döşemeyi göstermek hem de bira içmek için davet etti.
So tell me why you wanna work with Red Bedroom Records.
Bana neden Red Bedroom'da çalışmak istediğinizi anlatın.
I don't see what your wedding has to do with me. Slap a smile on your face and get to work before I have to find a new server.
Düğünün beni ilgilendirmiyor, o yüzden ben yerine başka birini işe almadan tezgaha, işinin başına dön.
For me, when I finish work, and sit down here, with my books at my side, listening to the rain...
Benim için hayat, işimi bitirip buraya oturduğumda bir yanımda kitaplarım yağmuru dinlemektir.
Okay, listen, if you and I are gonna work, you have to be honest with me.
Tamam, dinle, sen ve ben beraber çalışacaksak bana karşı dürüst olmalısın.
I love going to work with you because you love work and you love me.
Seninle işe gitmeyi seviyorum, çünkü işi de beni de seviyorsun.
First day of work ends with you and me at La Caravelle.
İlk günümüzün akşamı La Caravelle'e * gideriz yemeğe.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]