English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / Would you like that

Would you like that traducir turco

5,294 traducción paralela
Would you like that?
İster misin?
Would you like that?
Hoşuna gider mi?
Would you like a Mylar balloon that we normally only give to toddlers?
Sana normalde çocuklara verdiğimiz kalpli balonlardan verebilir miyin?
Do you think you would follow a man like that?
Hanımefendi, siz öyle bir adamın peşinden gider miydiniz?
And why would you possibly be dressed like that?
Ne diye öyle giyinmiş olasın ki?
Would you like some help with that?
Yardım lazım mı?
Listen, I'm sure the baby will be great, but I would like for you and I to be great, and that means we gotta put a little more effort into our communication. Mm-hmm.
Eminim, bebek gayet iyidir, ama ikimizin arasının iyi olması için iletişimimize biraz daha zaman harcamamız lazım.
Would you like that?
Bayılırım.
I mean, that would be, like, the scariest place for them to live. You know what I mean?
Bu, onlar için yaşanacak en korkunç yer olurdu.
Heroes, we would like to introduce you to our beloved king so that he may thank you personally.
Kahramanlar, sizleri sevgili kralımızla tanıştırmak isteriz böylece sizlere bizzat teşekkür etmiş olur.
When you and Diggle brought me back to Starling City, I made a vow to myself that I would never let anything like the Undertaking happen again.
Diggle ile ikiniz beni Starling Şehri'ne geri getirdiğinizde kendime Girişim gibi hiçbir şeyin bir daha olmayacağına dair bir söz verdim.
So why would you take a risk like that just to help me?
Neden bana yardım etmek için böyle bir risk alasın ki?
I'm not offended, I mean, I can't be offended, because you're crazy, so it would look really harsh of me to pretend like that was insulting, so that's cool.
Alınmadım, yani buna alınmam çünkü sen delisin, benim için, bunu küçük düşürücü görmek çok zor. Yani sorun değil.
When I was a kid, sometimes my parents, they would buy me a helium balloon, and I would just spend the whole day, like, so miserable and so tense, just terrified that I was gonna let it go, you know.
Ben çocukken ailem bana uçan balon alırdı. Günün tamamında onunla oynardım, çok zavallı ve gergin olurdum. Daha sonra onu salıvereceğim zamandan çok korkardım.
I mean, it would be easier if we believed in heaven and that'cause then I could tell you that your dad is, like, really happy, and that if you behave yourself then you will get to see him again.
- Tamam. Eğer cennete inansaydık her şey çok daha kolay olurdu. Çünkü sana, baban gerçekten mutlu ve sen de iyi bir insan olursan...
Do you have any idea how much I would like to cut that smile off your face?
Suratındaki o gülümsemeyi kesmeyi ne kadar çok istediğimin farkında mısın?
I guess I just thought that competing with you would somehow make me feel like I still got it, you know?
Sanırım seninle yarışırsam bende hala iş olduğunu gösterir diye düşündüm.
Why would she come after you like that?
Neden peşinize düşmüş olsun ki?
Would you like to share that with the rest of us?
Onu bizimle de paylaşmak ister misin?
Um, I'd like to discuss that with you, if you can call me back that would be great.
Bunu sizinle görüşmek istiyorum. Beni geri ararsanız çok sevinirim.
Why would you want to hurt her like that?
Onu neden böyle üzmek istedin?
You know, there are plenty of guys out there that would treat me like this.
Bana böyle davranacak elimi sallasam ellisi erkek var.
Would you like some help with this, ma'am? Yes. That would be great.
Teşekkürler, çok yardımı olur.
You almost say that like it's your job, which would be insane.
Sanki bu senin işinmiş gibi konuştun, ki bu çok çılgınca olurdu.
That would involve you doing a lesbian a favor, and that's, like, one step removed from French kissing.
Seni lezbiyen işlerine karıştırmayayım, yoksa Fransız öpücüğüne bir adım kalacak.
Uh, since it's clear that it's not as safe here as we would like, until you testify in court, you're coming to live with me.
Burasının istediğimiz kadar güvenli olmadığı anlaşıldığına göre mahkemede ifade verene dek, benimle birlikte yaşamaya geliyorsun.
Actually, there's something that I would like to speak to you about.
Aslında, seninle konuşmak istediğim bir şey var.
And I would like to think that you would be glad to extend to Dr DePaul...
Ve Dr. DePaul için esnek olarak aynı profesyonel nezaketi göstermenizden memnun olacağınızı düşünmeyi isterdim...
It would be nicer if you were there. Easier, and I would like that.
Daha kolay olur, çok isterim.
I told them that you would never do something like that.
Böyle bir şey yapmayacağını söyledim.
I would never insult you like that.
Seni bu şekilde asla aşağılamam.
I would like to remind you of our neighbor that arms and trains... misguided Kashmiri youth to kill innocent people...
Komşumuzun ordu ve eğitimlerini hatırlatmak isterim...
I would like you to get me that.
Evet. Bana suradakini getirsen süper olurdu.
Now, is that your final offer, or would you like to keep negotiating?
Peki, bu son teklif mi yoksa pazarlık payı var mı?
Would you like to add that to your statement?
Bunu durumuna eklemek ister misin?
Sania... I never expected that a scrap like me would get a delicacy like you?
Sania, benim gibi birinin asla seninle birlikte olabileceğini düşünmedim.
Now, if you're trying to get yourself back on your feet, why would you do something like that?
Kendi ayaklarının üzerinde durmaya çalışıyorsan neden böyle bir şey yapasın?
Uh, there's... there's some people here that would like to see you.
Burada seni görmek isteyen bazı insanlar var.
I don't know why you would ask me a question like that.
Bu soruyu neden sorduğunu bilmiyorum.
Would you like me to pick that up for you?
Senin için almamı ister misin?
That kid would love you forever if you bust his hymen like that.
Böyle bir şey yaptığın için seni ölene kadar deli gibi sevecek.
Would you please tell him that Benny Severide would like to talk to him and that he can reach me at this number?
Ona lütfen Benny Severide'ın kendisiyle konuşmak istediğini ve bu numaradan kendisine ulaşabileceğini söyler misiniz?
You would never risk exposing yourself like that.
Kendini böyle açığa çıkaracak şekilde riske etmezsin.
Just leave anything that can't get wet, actually, like you would normally.
Islanmaması gereken her şeyi bırakın, aslında, normalinde de yapacağınız gibi.
They were gonna shoot me and drive the van into the river, and that's when the divers would go in, pull you guys out of the water, and I would be standing on the shore like,
Beni vurup minibüsü nehire süreceklerdi, sonra da dalgıçlar gelecekti, sizi sudan çıkaracaklardı, ben de sahilde şöyle duruyor olacaktım,
Would you like me to take a look at that for you?
İzin verirseniz bir bakabilir miyim?
I would like, that you wake up and change you,
Uyanmanızı ve artık değişmeniz gerektiğini söylemeye çalışıyorum.
All right, in the event that... something tragic should happen to Laurie and I, we would like you to be Jonah's godfather.
Pekala. Sonuçta Laurie ve benim başıma trajik bir şeyler gelebilir. Jonah'ın vaftiz babası olmandan memnuniyet duyarız.
I knew you would like that.
Beğeneceğini biliyordum.
I was worried that you would react like this.
Böyle davranacağından korkuyordum.
I don't want to make it sound like we don't appreciate your hospitality but do you think it would be possible to put that on ice?
Konukseverliğinizi takdir etmediğimizi düşünmenizi istemem ama onu buza koymanız mümkün mü acaba?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]