Y'all right traducir turco
3,513 traducción paralela
Hi, y'all right?
- Selam nasılsın?
All I'm saying, is for him to be on death row all those years, knowing what was facing him, and he didn't do nothin to get right with the Lord, and then he gets out, and in six days,
Demem o ki adam onca yıl onu neyin beklediğini bilerek ölüm hücresinde kalmış, o kadar zaman Tanrı için hiçbir şey yapmamış.
He just tore my clothes off and stuck it in... so just fucking do what you want, but just fucking do it already, all right?
Kıyafetlerimi yırtar işe koyulurdu sen de ne yapacaksan yap ama bir an önce yap, olur mu?
¶ not just a pizza, yum, yum ¶ all right, I gotta run.
Pekâlâ, çalışmalıyım.
All right, I'm on it.
Tamam, hallediyorum. Tamam mıyız?
All right, all right, forget about the particle accelerator -
peki, peki, parçacık hızlandırıcıyı unut...
You wash it in the morning, all right?
- Sabah yıkarsın, tamam mı? - Kusacak gibiyim.
Why don't y'all go ahead and get paid, and I'll see y'all Monday, all right?
Önden gidip ödemenizi alabilirsiniz, Pazartesi görüşürüz, tamam mı?
Heck, yeah. All right, hey, y'all, let's go!
Tamam millet hadi gidiyoruz!
They're coming, all right, come on, quick, we got to hide.
Geliyorlar, tamam mı, çabuk, saklanmalıyız.
Make sure she's all right.
İyi olduğundan emin olmalıyım.
Whoo. Handsome. All right.
Çok yakışıklıyım.
All right, we gotta hustle,'cause the count's soon.
Pekâlâ, hızlı olmalıyız çünkü birazdan sayım başlayacak.
You've done all right for yourself the last 12 years, Mr Fontaine.
Son 12 yıl senin için iyi geçmiş Bay Fontaine.
All right, if it was'79, I'd be rocking the Manilow center part instead of the Bieber.
Eğer 1979 yılında olsaydı Bieber yerine Manilow tarzını seçerdim. Şaka mı yapıyorsunuz?
- We have to start. - All right, hold on.
Başlamalıyız.Tamam, dur.
Oh, all right, "L.A.P.D. Officer Sammy Bryant " rushed into harm's way, tackling the gunman "and protecting the pop singer from the would-be assassin's bullet."
"LAPD memuru Sammy Bryant silahlı saldırganla mücadele etmiş şarkıcıyı suikastçının hedefinden çıkartmak için kendi hayatını tehlikeye atmıştır."
Y'all right?
İyi misin?
- Y'all all right with it?
Sizlere uyuyor mu? - Evet.
Y'all just stay right where you are.
- Herkes yerinde kalsın.
All right, so, like, how many snaps should we write?
Pekala, kaç tane espri yapmalıyız peki?
We gotta get off this island now, all right?
Bu adadan derhal ayrılmalıyız tamam?
Okay, look, we gotta get off this island and get that tooth out of your arm, all right?
Pekala bakın bu adadan hemen ayrılmalı ve o dişi kolundan çıkartmalıyız anladınız mı?
All right, we need to get out of here.
Pekala artık buradan çıkmalıyız.
All right, so we could also be looking for a thumb drive or a voice recorder or a... CD-ROM.
Tamam o zaman, ses kaydedici gibi şeyler aramalıyız.
Y'all right?
Sen iyi misin?
All right, I'm gonna need to book him.
Tutanak hazırlamalıyım.
Oh, I'm old enough, all right.
İnan bana yeterince yaşlıyım.
All right, I gotta go down to the audience.
İnsanların arasına karışmalıyım.
All right, we need to retrace Cutler's steps, see who might have caught on to his secret.
Cutler'ın adımlarını takip edip..... sırrını kimin öğrendiğini bulmalıyız.
All right, statement of officer Elizabeth Childs, entering into record her version of the line-of-duty shooting, 7 October of this year, resulting in a civilian fatality, one Margaret Chen.
Pekala, memur Elizabeth Childs'ın bu yılın 7 Ekim tarihinde görev esnasında Margaret Chen adlı sivilin ölümüyle sonuçlanan olayla ilgili ifadesi kendi ağzından kayda alınacaktır.
If I die five years from now, they'll be like, "well, all right," like it's not even- -
Eğer bundan beş yıl sonra ölürsem insanlar "Eh, zamanı gelmişti." der.
All right, I'm on the edge of something groundbreaking. But this isn't exactly my area of expertise. I could do with the help of a biochemist... and I was hoping that it'd be the man who published a paper on it.
Çığır açıcı bir şeyin kıyısında duruyorum ama tüm bunlar benim uzamnlık alanım değil bir biyokimyagerden yardım alabilirim diye düşündüm... ve bu yardımın, bunun üzerine bir makale yayınlmış bir adamdan gelmesini tercih ederim
All right. So we better get going if we're gonna have lunch.
Öğle yemeği yemek istiyorsak çıkmalıyız.
- All right, let me get this as straight as I can.
- Tamam, bakalım doğru anlamış mıyım.
All right, I'm gonna get Lyla back to the clubhouse.
Ben de Lyla'yı kulüp evine götüreyim.
All right, Kensi just pulled in behind me, blaring My Chemical Romance, which means she is not her cheery, chipper self, so I think we should probably just play it cool.
Pekala, Kensi bana imada bulundu, sanırım bir şey demek istedi, Bu da demek oluyor ki, neşeli değil ve hırçın. Bence soğukkanlı davranmalıyız.
I need to escape for a little bit, all right? Yeah.
Buradan biraz kaçmalıyım tamam mı?
Now, I got 23 years, all right?
Bu işe 23 yılımı verdim ben.
You all remember this pus ball from last year, right?
Bu götvereni geçen yıldan hatırlıyorsunuz, değil mi?
All right, people, we need to up our game.
Pekâla millet, kozumuzu arttırmalıyız.
So the skin was all torn up, right?
Derisi yırtılmıştı.
All right, I finished charring the oak.
Pekâlâ, fıçıyı közlemeyi bitirdim. Tamam.
That even after all these years, a man should know his own father when he's right in front of him.
İnsan onca yıldan sonra bile karşısına çıktığında babasını tanıyabilmeli.
All right. All right, hold on a second. Let me patch in Garcia.
Tamam, bekle bir dakika, Garcia'yı da konuşmaya alayım.
Now, we're all in the business of healing, am I right?
Hepimiz iyileştirme mesleğindeyiz, haksız mıyım?
Do not let that keep you two crazy kids from a moonlight stroll, though, all right?
Sizin ay ışığında gezmenize engel olmayayım. Haksız mıyım?
All right. Where do we start? You've got to kill a hound of hell and bathe in its blood.
Bir cehennem köpeği öldürüp kanında yıkanmalısınız.
You promised to live a long, Clark Griswold life full of prostate exams and colonoscopies, all right?
Uzun yıllar Clark Griswold gibi yaşayıp prostat kontrolü yaptırıp ve kolonoskopiye gireceğine söz verdin tamam mı?
All right, Grayson and Laurie checked with all the talent agencies, and no one would tell them how to find Tippi Hedren or Christina Aguilera.
Pekala, Grayson ve Laurie tüm ajanslara baktı ve kimse Tippi Hedren'i nerede bulabileceğimizi bilmiyor veya Christina Aguilera'yı.
All right, the years have not been kind to you.
Yıllar sana nazik davranmamış.
right 138679
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right there 2847
right behind you 176
right on time 239
right foot 41
right back at ya 34
right as rain 57
right in the middle 29
right or wrong 91
right away 1349
right on schedule 82
right behind you 176
right on time 239
right foot 41
right back at ya 34
right as rain 57
right in the middle 29
right or wrong 91
right away 1349
right on schedule 82