English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You're young

You're young traducir turco

4,291 traducción paralela
What you're going through is, like, really, really hard for any young woman, and it totally makes sense that you would wanna escape through drug use, but you have to know that you're not just my cousin, you're my friend.
Şu an her genç kadın için zorlayıcı bir süreçten geçiyorsun ve buna çare olarak uyuşturucu kullanma isteğin son derece doğal ama bilmeni istiyorum ki ; sadece kuzenim değilsin, arkadaşımsın da.
The kid you're describing as the young man in the car... call him Larry Martin.
Arabadaki genç adam diyeceğinize Larry Martin deyin.
You're an impressive young man.
Oldukça etkileyici bir gençsin.
Boss, I know you're upset... But she's still young and doesn't have anywhere else to go- -
Başkanım, üzüldüğünüzü biliyorum fakat o hala çok genç gidebileceği hiçbir yer de yok...
You're like a young king, aren't you?
Taze krallar gibisin sen, değil mi?
You're out of line, young lady!
Çizgiyi aşıyorsun küçük hanım!
You're walking on very thin ice, young lady!
İncecik bir buzda yürüyorsun genç bayan.
If you think you're going to a party... after the call we've had from Mr Jeffries, you are severely mistaken young lady!
Bay Jeffries'in telefonundan sonra o partiye gidebileceğini sanıyorsan yanılıyorsun.
Well, you're not the first young and impressionable girl to get caught up with a very dangerous man.
Kötü adamlarla birlikte olupta yakalanan genç ve duyarlı ne ilk ne de son kız sen olacaksın.
You're young, foolish.
Genç ve safsın.
You're way too young to know all the right answers.
Bütün doğru cevapları bilmek için çok gençsin.
If a director can just look at you and say "no" after three seconds, it's not "no"'cause you're so young and hot.
Eğer yönetmen sana bakar ve üç saniye geçtikten sonra "hayır" derse genç ve seksi olduğun için bu bir "hayır" değildir.
Difficult to abduct and murder a young boy when you're feeling well, I'd imagine.
Hastane yatağındayken, genç bir çocuğu kaçırıp öldürmenin zor olacağını düşünüyorum.
You're young.
Gençsin daha.
- You're not that young.
- Pek genç değilsiniz.
Look, the point is, you're all very young and impressionable and a game like this is dangerous because it is encouraging you to be violent.
Olan şu ki, hepiniz genceciksiniz ve kolay etkileniyorsunuz ve sizi şiddete yönelttiği için böyle bir oyun çok tehlikeli.
Young lady, as long as you're holding it, I'm happy.
Genç bayan, elinizde tutun da, gerisi beni ilgilendirmez.
But they're young, and they're not ready to be my X.O., which is why I need somebody who can ask me the hard questions, who can give me a swift kick in the butt if I need it, you know?
Ama daha gençler ve benim yardımcım olmaya hazır değiller. Bu yüzden bana zor sorular sorabilecek gerektiği zaman kıçıma tekmeyi vurabilecek bir adama ihtiyacım var.
Oh, well, you're very welcome, young lady, but I'm sorry if it caused you a little trouble.
Rica ederim, genç bayan. Eğer bir sorun yarattıysa da üzgünüm.
You're on duty tonight, young lady?
Bu gece görev başındayız öyle mi, genç hanım?
You're young.
Daha gençsin.
You're too young to use a knife.
Bıçak kullanmak için çok küçüksün.
You're young.
Sen gençsin.
I'm surprised you're so young.
Bu kadar genç olmana şaşırdım.
If you're young and hot and men like talking to you, you're on the list. Abby, make some calls.
Genç ve çekiciysen, erkekler seninle konuşmayı seviyorsa listeye girersin.
That's how you're able to look so young?
O yüzden mi bu kadar genç görünüyorsun?
But you're still young.
Ama sen daha hâlâ gençsin.
Brandon was one of the finest young men I have ever known, and if I find the son of a bitch that did this before you do, you're not gonna have anything left to find.
Brandon tanıdığım en iyi delikanlılardan biriydi. Bunu yapan orospu çocuğunu sizden önce bulursam size bulacak bir şey kalmaz.
What did Dr. Thana's girl do? To keep him in love with her till now, even after she's dead you think too much, you're still young.
Dr. Thana'nın kızı ne yaptı da onun aşkını öldükten sonra bile tutabildi.
You know when you're young and you get something in your head and no one corrects you, but you keep believing it
Küçükken bir şeye inanmaya başlarsın da kimse seni uyarmaz ya... - Sen de ne kadar saçma olsa da inanmaya devam edersin...
The last thing we need is another teen tragedy of marrying too young, popping out a couple kids before you're 20 and ending up with your faces blurred out on an episode of Cops.
Kimse başka bir tane çok erken yaşta evlenmiş, 20'sinden önce 2 çocuk sahibi olmuş ve yüzleri bulanıklaştırılmış bir halde Cops dizisinin bir bölümünde yer alan bir trajedi istemez.
And if you're willing, then I can promise you that there's no greater joy in the world than helping a young boy like you turn into a man.
Eğer istiyorsan, senin gibi genç bir delikanlının gerçek bir erkek olmasına yardım etmekten daha büyük bir keyif olmadığını söyleyebilirim.
Sorry to bother you, but we're looking for a dangerous, young fugitive.
Rahatsız ettiğim üzgünüm, ama biz genç ve tehlikeli bir kaçağı arıyoruz.
You're not as young as you used to be, but you're certainly as strong.
Eskisi gibi genç değilsin ama kuşkusuz güçlüsün.
You're not like most young people nowadays.
Zamane gençleri artık böyle değil.
Sheriff, you're a very nice young man and I don't want to break your laws, but I can't oblige and stay here.
Şerif, çok nazik bir genç adamsınız ve yasalarınızı çiğnemek istemem ama burada kalmayı göze alamam.
You're young.
İyi bir iş.
You're a young girl with everything to live for.
Yaşayacak birçok şeyi olan genç bir kızsın.
You're young and fit.
Sen genç ve zindesin.
- Fine, fine, you're young.
Tamam, gençsin.
What you're doing with these young women is simply not appropriate.
Bu genç hanımlara yaptığın hiç hoş değil.
They'll eat you face off while you're still alive and then serve your organs to their young.
Seni canlı canlı yer, organlarını da genç olanlarına servis ederler.
- You're Soo Young, right?
Siz, Soo Young'sunuz değil mi?
Stieg loves you, vote for Brodeck, whether you're young or old!
Stieg sizi seviyor, yaşlı veya genç, herkesin oyları Brodeck'e.
If you're lucky, one day when you're old and shriveled like me, you will find a young doctor with little regard for anything but their craft. And you'll train them like I trained you.
Şanslıysanız eğer bir gün benim gibi yaşlanıp pörsüdüğünüzde sanatı dışındaki şeylere pek az saygısı olan genç bir doktorla tanışacaksınız ve onu benim sizi eğittiğim gibi eğiteceksiniz.
Lois, you may not be the young filly you were when I met you, but you're still my reliable old plow horse who's there each day to pull the plow, to help around the barn,
- Lois tanıştığımızdaki gibi genç ve çıtır olmayabilirsin. Ama sen hâlâ benim sabanı süren, ahır işlerine yardım eden ve ara sıra kocasının onu tokatlamasına müsaade eden saban atımsın.
You're an impressive young woman, Lindsay.
Sen genç, etkileyici bir kadınsın, Lindsay.
You're going as young Abe Lincoln for Halloween?
Cadılar Bayramı'na genç Abraham Lincoln olarak mı gideceksin?
Well, diamonds seem to have that effect, but... you're just- - you're still so young and...
Evet, elmas insanda o etkiyi bırakır, ama... sen hala çok gençsin ve...
You know, speaking of, uh, age, you're not exactly young any more.
Biliyorsun yaştan bahsederken, sen artık genç değilsin.
You're too young to have so many enemies.
Bu kadar düşman edinmek için, daha çok gençsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]