You call the police traducir turco
1,751 traducción paralela
Whether you call the police, you'd better come quickly, Eunyoung doesn't look good,
Polisi aradıysan bile acele etmen lâzım. Eunyoung iyi görünmüyor.
You call the police and both die, but you go first.
- Çağırırsan ikimiz de ölürüz.
You call the police and get to the hospital.
Sen de polisi arayıp hastaneye gidersin.
- Did you call the police?
- Polis çağırdın mı? - Hayır.
- Why didn't you call the police?
- Neden polisi aramadın?
Did you call the police?
Polise haber verdin mi?
Why didn't you call the police?
Neden polisi aramadın?
But why didn't you call the police when you didn't hear from her?
Peki ondan haber alamayınca neden polisi aramadınız?
WHY DIDN'T YOU CALL THE POLICE?
Neden polis çağırmadın?
Did You Call The Police, Sam?
Polisi aradın mı, Sam?
You call the police, police come, that thing kills them.
Polis gelir, o şey onları öldürür. Bant lazım.
Why didn't you call the police?
Neden polise söylemedin?
I've told you once, I'll call the bloody police.
Size bir kez söyledim, Lanet polisi çağıracağım.
You're not going to call the police.
Polis falan çağırmayacaksın!
I thought you were from the Junior Police Call
Sanırım çömez polis ekibindensin.
I told you not to call the police,
Polisi aramamanı söylemiştim.
Are you going to call the police again?
Polisi tekrar arayacak mısın?
No, but next time you think somebody's being harmed in the parking lot, pick up the phone and call the police.
Hayır, ama bir daha birilerinin otoparkta birisine zarar verdiğini gördüğünde sadece polisi ara.
- Call the police, then I'll tell you.
- Polisi ara, ben de söyleyeyim.
If you want to call the police? Okay I will stay to be arrested. Otherwise...
Polisi aramak istersen ara, ya da sana yarışta kazandıklarımla borcumu öderim
I'll call the police and say you're impersonating a police officer and I'll tell God you're impersonating a human being.
Eğer bir dakika içinde buradan gitmezsen, polisi arayacağım ve onlara polis memuru gibi davrandığını hattâ Tanrı'ya sanki bir "insan" mış gibi davrandığını söyleyeceğim.
Do you want me to call the police?
Polis çağırmamı ister misin?
If any one of you does anything foolish, I'll be forced to call the federal police.
İçinizden biri bir aptallık yaparsa Federal Polis'i çağırırım.
Look, you can either just leave now or I can call the police. Your choice.
Eğer derhal buradan gitmezsen polisi arayacağım.
Let's get this damn tunnel... we'll call the police and ensure that these bastards have what they deserve. You hear me?
Buradan çıkacağız, polisleri çağıracağız, ve bu orospu çocuklarına yaptıklarını ödeteceğiz.
You need the police to respond right away, call ahead.
Polise acil ihtiyacınız olduğu zaman, sadece arayın yeter.
You should call the police.
Polisi aramalısın.
Either you call Tønder Police or you and I take a trip to the bog.
Ya Tønder polisini arayacaksın, ya da ikimiz bataklığa bir yolculuk yapacağız.
So I need you to call the police and...
O yüzden polisi araman lazım...
Or a phone, and you can call the police.
Telefon da olur, polisi arayabilirsin.
Can you two leave, or I'll call the police.
Gider misiniz? Yoksa polisi ararım.
I get that you didn't lay a hand on her, But we still have to call the police now.
Ona dokunmadığını bile anlıyorum ama yine de hemen polisi aramamız gerekiyor.
if I were you, I'd call the police.
Eğer yerinizde olsaydım, polisi arardım.
Do you want me to call the police?
Polisi aramamı ister misin?
Miss, maybe you should call the police instead?
Bayan, belki de polisi aramalıydınız, değil mi?
If ever you see him loitering, just call the police.
Eğer, onu etrafta dolaşırken görürseniz, polisi arayın.
I need you to convince your husband to let me call the police.
Polisi aramam için kocanızı ikna etmelisiniz.
I think you need to call the police.
Bence polisi aramalısınız.
You need to call the police.
Polis çağırman gerekiyor.
Admit the lion's yours and I'll give you time to get rid of the dogs before I call the police.
aslanın senin olduğunu itiraf edersen, ben de köpeklerden kurtulman için sana mühlet vereceğim.. yani, polisi çağırmadan önce...
- Are you done or shall I call the police?
- İşiniz bitti mi yoksa polisi mi arayayım?
You have to call the police.
Polisi aramak zorundasın.
You gotta help me. Call the police.
Bana yardım edin polisi arayın!
Now look, if you think you're being followed, don't be a hero. Yeah. Call the police.
Evet, takip edildiğini düşündüğünde, kahramanlık yapmaya kalkma.
Melinda, you should call the police.You know that.
Melinda, polise haber vermelisin. Biliyorsun.
- Why didn't you just call the police?
- Niye polisi aramadın?
If her death was really an accident, richard, why didn't you just call the police?
Onun ölümü gerçekten bir kazaysa Richard, neden polisi aramadın?
Call the Los Angeles Police Department, tell them you are conducting a local investigation, and ask them to track down the GPS coordinates of the director's rental.
- Los Angeles Polisi'ni ara. Burada bir soruşturma yaptığını söyle. Müdürün kiralık arabasının GPS koordinatlarını bulmalarını iste.
I guess you'll call the police, file a new complaint?
Zannedersem polisi arayıp, yeni bir şikayette bulunacaksınız öyle değil mi?
And before I call the police, I thought maybe I would give you a chance to respond.
Polis çağırmadan önce sana bir açıklama yapma fırsatı sunmak istedim.
When I call you tomorrow at 1 : 00 you need to have detailed and specific information on how and where the police are looking for us.
Yarın saat birde seni aradığımda polisin bize nerede ve nasıl aradığıyla ilgili detaylı ve kesin bilgiler vermek zorundasın.
you called 151
you called me 227
you call me 226
you called it 55
you calling me a liar 25
you called her 29
you called us 21
you called him 55
you called the police 24
you called for me 29
you called me 227
you call me 226
you called it 55
you calling me a liar 25
you called her 29
you called us 21
you called him 55
you called the police 24
you called for me 29