English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You drunk

You drunk traducir turco

7,738 traducción paralela
When I got you drunk yesterday. What?
- Seni dün sarhoş ettiğimde.
Won't it make you drunk?
Bu seni sarhoş etmez mi?
Why you drunk all the goddamn time?
Niye hep sarhoşsun?
Are you drunk?
Sarhoş musun?
You drunk?
Sen sarhoş musun?
You drunk wine before, right?
- Daha önce şarap içtin değil mi?
Are you drunk?
Sarhoş musun sen?
- I don't need you drunk.
- Sarhoş olmana gerek yok.
Are you drunk?
Sarhoşmusun?
Are you drunk or stoned?
İçtin mi, bir şeyler mi kullanıyorsun?
You made me change my shirt two times before we left the house and force-fed me a cheese sandwich so I wouldn't get sloppy drunk.
Evden çıkmadan önce iki kez zorla üstümü değiştirttin ve zil zurna sarhoş olmayayım diye zorla peynirli sandviç yedirttin.
How drunk are you?
Ne kadar sarhoşsun?
While you got drunk and disappeared for days.
- Sen sarhoş olup günlerce ortalıktan kaybolurken.
If you're that sloppy drunk, then just sleep it off!
Madem bu kadar sarhoşsun uyusana o zaman!
Just like how you forget things when you get drunk.
Sarhoş olunca her şeyi unutuyorsun sonuçta.
I was too drunk to remember anything, but what did you say to me last night?
Dün çok sarhoştum, olanları hatırlamıyorum. Bana bir şey söyledin mi?
Just like how you forget things when you're drunk.
Sarhoş olunca her şeyi unutuyorsun sonuçta.
That could happen if you're drunk.
Herkes sarhoş olabilir.
Even if I'm drunk how could you bring me here?
Sarhoş olsam bile beni buraya nasıl getirebilirsin?
Was the hope drunk wherein you dressed yourself?
Büründüğün umut sarhoş muydu?
You know, we can spend the next few days just shooting pool, getting drunk together.
Önümüzdeki birkaç günü öylece bilardo oynayarak, sarhoş olarak geçirebiliriz.
It's because you're drunk.
- Sarhoşsun, o yüzden.
So you were gonna get me drunk, steal my keycard, and reprogram the security protocols.
Beni sarhoş edecektin, kart anahtarımı çalacaktın, güvenlik protokollerini yeniden programlayacaktın.
Drive drunk, you think you're doing 30 and you're really doing 90.
Sarhoşken araba kullanınca, 30 ile gittiğini sanırsın ama 90 ile gidiyorsundur.
I'm not drunk or high, if that's what you're saying.
İçmedim ve çekmedim, eğer bunu kast ettiysen.
You lost your virginity to a drunk stud called Bruce in the back of his green Ford Bronco at 17
Bekaretini, 17 yaşındayken, iyi görünümlü, Bruce adındaki bir adama iyeşil bir Ford Bronco'nun arka koltuğunda kaybettin.
You was drunk.
Sarhoştun.
One of you is afraid the other's gonna beat her to my pocket when I get drunk.
Çünkü ikiniz de ben sarhoşken diğerinizin yapabileceklerinden çekiniyor.
You're drunk.
Sarhoşsun.
You're drunk!
Sarhoşsun!
You've seen me playing at compromised situations drunk off my ass.
Sen bir çok kez beni tehlikeli durumlardan çekip çıkardın.
Never married, never spoke about you except to say that it was a wild thing she did when she was 23 and got drunk backstage after one of your concerts.
Hiç evlenmedi, senden hiç bahsetmedi. 23 yaşındayken senin konserlerinin birinden sonra sarhoş olup kuliste yaptığı şeyin ne kadar çılgınca olduğunu söylediği zaman hariç.
When a famous musician starts getting fall-down drunk in a hotel bar and you're the manager of that hotel, is there a protocol on how to handle the situation?
Ünlü bir müzisyen otelin barında sarhoş olmuşsa ve siz de otelin müdürüyseniz bu durumu halletmek için bir protokol olur muydu?
You're going to be punch-drunk in two years if you keep this up.
Böyle devam edersen iki yılda çok bitap halde olacaksın.
I think you're drunk.
Sarhoşsun sen.
- You were drunk like a log.
- Kör kütük sarhoştun.
You were drunk..
Sarhoştun..
Am I drunk or are you?
Ya ben sarhoşum ya sen?
Jassi, I think you're drunk.
Jassi, bence fazla içtin.
And I've seen you puke in your purse when you're drunk.
Ben de senin çantana kustuğunu gördüm şarhoşken.
You're drunk.
Sarhoşşun sen.
You're drunk, Chandi.
Şarhoşsun, Chandi.
- I was drunk when you called me.
- Sen beni aradığında sarhoştum.
You shouldn't have drunk like that.
O kadar çok içmemelisin.
You could get fucking drunk and use it on me and my fucking publicist.
Ben senin reklamcınım. Yani, sarhoş olup bana karşı kullanabilirsin.
Please he was so drunk you could steal the appendix.
Hadi ama, o yüzdenmi başarılısınız.
Ooh, do you want to get drunk and complain about Mom?
Sarhoş olup annem hakkında söylenmeye ne dersin?
- I don't remember. - You know. The one when you were drunk.
- Sarhoşken çaldığını.
Are you too drunk to get the key in the lock?
Anahtarı kilide sokamayacak kadar mı sarhoşsun?
Or stoned or drunk or something else no one apart from you has ever been?
Alkol ve diğer şeylere pek de yabancı olmadığını biliyoruz.
Do you think he's drunk?
Sence sarhoş mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]