You forget traducir turco
19,044 traducción paralela
Besides, you forget... I'm immortal.
Hem unuttun mu, ben ölümsüzüm.
You forget my niece.
Yeğenimi unutuyorsun.
You forget, my Empress, I cannot leave.
Unutuyorsun, imparatoriçem, gidemem.
You forget that you became a man of God in prison, right, bro?
Hapishanede dine döndüğünü unuttun mu, ağabey?
I... did you forget I talked to him on the telephone? Huh?
Onunla telefonda konuştuğumu söyledim ya, unuttun mu?
They can change you however they like, make you forget.
Seni istedikleri gibi değiştirip unutmanı sağlayabilirler.
Did you forget something in your room?
Odanda bir şey mi unuttun yoksa?
Or did you forget who planned this little trip in the first place?
Yoksa bu küçük seyahatini en başta hazırlayan kişiyi unuttun mu?
"Did you forget I'm here..."
"Burada olduğumu unuttun mu..."
I'll never forget you.
Seni asla unutmayacağım.
You don't often forget a gift like that.
Bu tür bir hediye kolay kolay unutulmaz.
You see, it is so easy to forget that Morgan is only five years old.
Morgan'ın sadece... beş yaşında olduğunu unutuyorsun.
- And you will forget her now.
- Ve, onu unutacaksın.
Or you can answer a few questions and I'll forget we ever met.
Ya da birkaç soruya cevap verirsin, ben de tanıştığımızı kafamdan atarım.
Don't forget you have a board meeting at the museum at 3 : 00.
Unutmayın, saat 3'te müzede kurul toplantınız var.
Phew. One of the most important things you can't forget is to use a semicolon at the end of every line of code.
Asla unutmamanız gereken şey her kodlama sonuna noktalı virgül koymak.
Forget I said the last part, but you know what I mean.
Son dediğimi unut ama ne dediğimi anladın sen.
Forget your inner Lois Lane you were born to be Wonder Woman!
İçindeki Saraswatiyi biraz olsun sakla sen Madhuri Dixit olmak için doğdun!
As a Time Master of long standing, you seem to forget our responsibility is to protect the timeline, not humanity.
Yılların Zaman Efendisi olarak sorumluluğumuzun, insanlığı değil de. ... zaman çizgisini korumak olduğunu unutmuşa benziyorsun.
Don't forget to write your reviews and it'd be nice if you mentioned Nick.
Eleştri yazınızda övmeyi unutmayın. Ayrıca Nick'ten de bahsederseniz iyi olur.
Listen, man, I thank you for talking to me. But I'm trying to build an empire here, you know? And I'm not gonna forget you little people.
Dürüst olduğun için teşekkür ederim dostum ama bir imparatorluk inşa etmeye çalışıyorum ama siz değersizleri de unutmayacağım.
That scholarship proves you're one in a million, Bo, don't forget that.
O burs, senin milyonda bir olduğunu kanıtlıyor, Bo. Bunu sakın unutma.
Yeah, just take me there, drop me off, and forget you ever saw me.
Evet, oraya götürüp bırak ve beni gördüğünü unut.
Your parents forget to feed you?
Ailen sana yemek vermedi mi?
Yeah, well, let's... You know, let's forget about the haircut.
Neyse, saç tıraşını boş ver.
Forget the Supreme Court, Clarence, you could lose your current job.
Yargıtayı geçtim, Clarence, şimdiki işini bile kaybedebilirsin.
It's the sound of 51 % of your constituents... telling you that if you vote for Thomas without looking into this... they will not forget it.
size oraya getiren % 51'in sesi... sana diyorlar ki ; eğer bu suçlamayı gözardı edip oylamayı yaparsanız... sizi unutmayız.
'Cause when you sing, it's like... ♪'Cause I will not forget ♪
Çünkü senin şarkı söyleyişin... Sanki
♪'Cause I will not forget The love you gave ♪
Çünkü bana verdiğin sevgiyi asla unutamam
♪ I will not forget the love you gave ♪
Bana verdiğin sevgiyi unutamam
♪ I will not forget the love you ♪
Bana verdiğin sevgiyi
Don't forget, you must ensure that all travel permits are obtained, all whereabouts accounted for.
Unutmayın, bunu sağlamanız gerekir Tüm seyahat izinleri alınır, Tüm nerede olduğu hesaplandı.
All right. Forget you then.
Tamam o zaman, gittim.
You can forget it'cause I'm gonna make you miserable.
Arayıp size kendimi tanıtmak istedim.
I didn't drink nearly enough to forget what I said to you.
Sana söylediğim şeyi unutmaya bile yetmedi.
You look upon the face of true evil, you ain't liable to forget.
Gerçek kötülüğün yüzüne bakarsın ve unutma ihtimalin hiç yoktur.
Do you ever wish you could forget?
Unutabilmeyi hiç istedin mi?
Whatever you want from me, forget it.
Benden her ne istiyorsan unut gitsin.
You seem to forget that I have the girl.
Kızın elimde olduğunu unutuyorsun.
And you seem to forget she can be a real bitch.
Sen de onun gerçek bir sürtük olduğunu unutuyorsun.
You're that chick that always picks up my kid from school when I forget / don't want to.
İstemediğimde ya da unuttuğumda çocuklarımı her zaman okuldan alan kadınsın.
You can forget about soccer, she won't even give your kids milk.
Futbolu unutabilirsin, çocuğa sütünü dahi vermeyecektir.
Mom, I forget to tell you.
Anne, sana söylemeyi unuttum.
I will never forget you and the lesson you taught me.
Bana öğretmiş olduğun dersi asla unutmayacağım.
We can't forget you... and you... and you and you.
Sana vermeyi unutamayız ve sana ve sana ve sana.
Hand them back to us and we'll forget you had anything to do with it.
Bize onları geri ver ki, biz de yaptıklarını unutalım.
You can forget about going to Lucha Kaboom.
Lucha Kaboom'a gitmeyi unut.
A beating you won't forget.
Unutamayacağın bir dayak.
Now, you give me that, and Jonah will have a night he will never forget.
Bana bunu verin, ve Johan asla unutamayacağı bir gece geçirsin.
That fucker thinks that if you come running over here, I'm gonna forget he fired me in front of everyone I know?
O sikik herif seni buraya gönderince beni tanıdığım herkesin önünde kovduğunu unutacağımı mı sanıyor?
Not that it matters to you,'cause you're gonna forget about him.
Gerçi senin için bunun bir önemi yok çünkü onu unutacaksın.
you forget yourself 29
you forget something 21
forget it 5039
forget 166
forget about me 81
forget the past 17
forget you 48
forget about it 616
forget me 49
forget it then 17
you forget something 21
forget it 5039
forget 166
forget about me 81
forget the past 17
forget you 48
forget about it 616
forget me 49
forget it then 17