English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You forgot

You forgot traducir turco

8,013 traducción paralela
You forgot to cut the crusts off.
Kenarlarını kesmeyi unutmuşsun ama.
You forgot your pills.
- İlaçlarını unuttun.
You forgot to mention that detail.
Bu detaydan bahsetmeyi unutmuşsun.
You forgot to tell him about boundaries!
Ona sınırlardan bahsetmeyi unuttun.
Well, you forgot about him first, pal.
Onu ilk unutan sendin dostum.
You forgot...
Şapkanızı...
You forgot the watch!
Saati unuttun!
Lieutenant, you forgot the watch!
Teğmen, saati unuttunuz!
You forgot your watch!
Saatinizi unuttunuz!
Ha, you forgot I had this, didn't you?
- Bende bunun olduğunu unuttun, değil mi?
You forgot to put it back on the cradle.
Telefonu yerine koymayı unutmuşsun.
I think you forgot your dentures.
Sanırım takma dişlerini unuttun.
You forgot your neurons would be torn apart?
Nöronlarının parçalanabileceğini mi unuttun?
You forgot your sunglasses.
Güneş gözlüğünü unutmuşsun.
No, I don't mean if you forgot, I mean...
Hayır, unutmandan bahsetmiyorum.
You forgot because of the accident I guess.
Kazadan dolayı unuttunuz sanırım.
You forgot I guess.
Unuttun sanırım.
Don't tell me you forgot about this too?
Bunu da unuttuğunu söyleme sakın.
You forgot about me.
Beni unuttun.
Oh, you forgot some.
Ah, şunları unutmuşsun.
- You forgot my name?
- Adımı mı unuttun?
You forgot about me?
Benimkini unuttun mu?
I guess you forgot about that.
Bunu unuttun sanırım.
You forgot these, your highness.
Bunları unuttunuz majesteleri.
- Forgot my keys. Yes, you did.
- Anahtarlarımı unuttum.
It seems that we forgot to talk to Lily before coming in to see you.
Sizinle görüşmeye gelmeden önce Lily'yle konuşmayı unutmuşuz meğer.
You two need to run to the grocery store. I forgot green beans, yams, and cranberry sauce.
Taze fasulye, tatlı patates ve yaban mersini sosunu unutmuşum.
I'm just saying you get very mad because I forgot Joe, but when it comes to turkey - -
Ben Joe'yu unutunca köpürüyorsun ama iş hindiye gelince...
I nearly forgot you'd met my bride
Neredeyse gelinim ile
I forgot you did wrestlerettes.
Güreş-amigoluğu yaptığını unutmuşum.
Oh, I forgot to say, um... I did get you a card but I forgot to bring it.
Söylemeyi unuttum sana bir doğum günü kartı almıştım ama getirmeyi unuttum.
Oh, gentlemen, I forgot to tell you.
Baylar, söylemeyi unuttum.
I forgot to tell you something.
Sana bir şey söylemeyi unuttum.
( WHISPERING ) You guys, I completely forgot.
Dinleyin beni, bunu tamamen unutmuşum.
I almost forgot about it, too, just like you said I would.
Neredeyse bende unuttum, tıpkı söylediğin gibi.
Everybody'd be dancing and pretty fast forgot what you were doing and you just had a good time.
Herkes dans ediyordu. Bir süre sonra nerede olduğumuzu unutup eğlenmeye baktık.
Maybe you guys forgot to collect them all.
Belki tamamını toplamayı unuttunuz.
Oh, I forgot there's rules for you and then there's rules for everybody else.
Senin ayrıcalıklı olduğunu unutmuşum.
Oh. Did you know that dinosaurs had big ears but everyone forgot'cause dinosaur ears
Dinozorların büyük kulakları olduğunu ama herkesin bunu sırf dinozor kulaklarında kemik yok diye unuttuğunu
I meant to tell you, and I forgot.
Söyleyecektim ama unuttum.
Sorry. Forgot you were two in 1994.
Pardon. 1994'te 2 yaşındaydın tabii.
Sorry, I forgot you were here.
Affedersin, burada olduğunu unutmuşum.
Since you have never once treated Mi Young as your wife, I forgot that she was your wife.
Hiçbir zaman Mi Young'a karın gibi davranmadığın için senin karın olduğunu unutmuşum.
W-When you were hospitalized I was packing things you needed but I forgot to give it to you.
Hastaneye kaldırıldığın zaman ihtiyacın olabilecek şeyleri hazırlamıştım.
You thought I forgot about our love contract, right?
- Aşk sözleşmemizi unuttuğumu sandın, değil mi?
- I forgot, you don't eat sugar.
- Unutmuşum, şeker almıyorsun.
We were having so nice, I forgot that you would come.
O kadar iyi zaman geçiriyorduk ki, az daha geleceğinizi unutuyordum.
Oh, I forgot to ask you.
Sana sormayı unuttum.
I forgot to tell you, the speedometer's off by about 10 miles an hour.
Sana söylemeyi unuttum, buradaki hız sınırı saatte 30 km.
I forgot what they give you for plays.
- Tiyatro için verilen ödülün adını unuttum.
You know, i- - i totally forgot.
Bak ya, aklımdan nasıl çıkmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]