You mean it traducir turco
18,392 traducción paralela
What do you mean it's too late?
Ne demek çok geç?
What do you mean it's not by choice?
Başka çare yok derken ne demek istiyorsun?
Did you mean it?
Onu mu demek istedin?
What do you mean it doesn't exist?
- Var olmayan şirket ne demek?
Okay. I mean, it's not like you haven't slept with her before, but this time you, like, actually knew it was her.
Onunla ilk defa yatıyor değilsin ama bu sefer o olduğunu biliyordum.
Kudos to you two... I mean that was good... it was impressive.
Size yakışır sözler söylemek, güzel ve etkileyici olurdu.
But, Jonas if you don't return what's mine if you make me chase you it's gonna get mean and you're gonna wish I drowned your ass.
Jonas... benim olanı iade etmezsen... eğer beni peşinden koşturursan... fena olur... ve ölümlerden ölüm beğenirsin.
What do you mean, end it?
- Bu işi bitirebiliriz derken?
I mean, if you wanna be negative about it.
Yani, negatif olmak istiyorsan öyle.
I mean, you know what it's like.
Yani, nasıldır bilirsin.
Look, I mean, what happens if you just cannae do it?
Bak, yani, peki Internet işinden anlamıyorsan ne olacak?
You mean, they could have given it to me just like that?
Yani, aynen bu şekil bana formu verebilirler miydi?
You mean you..... like it?
Yani... hoşuna mı gitti?
I mean, it's just an expression, Callie. I'll text you later.
Sadece öyle ifade ettim Callie.
But it gave me a chance to think about what you said, and yes, I am getting over someone, and sometimes that's easier to do when someone else comes along, but that doesn't mean that that person
Kız kardeşimin arabaya ihtiyacı vardı. Ama bu bana, söylediğin şey hakkında düşünme fırsatı verdi ve evet, birini unutmaya çalışıyorum ve bu bazen biri çıkıp geldiğinde daha kolay hale geliyor, ama bu onu unutmak için kullanılacak kişi olduğu anlamına gelmez, tamam mı?
What do you mean? I mean it's his firm as much as ours.
Bizim olduğu kadar onun da şirketi bu.
I mean, if you wanted someone gone, it would be me.
Demek istediğim, birinin gitmesini isteseydin, bu ben olurdum.
Say it like you mean it.
İçinden gelerek söyle.
It doesn't mean you can't help him when he needs you.
İhtiyacı olduğunda ona yardım edemeyeceğin anlamına gelmiyor.
Gone? What do you mean, it's gone?
- Ne demek kayboldu?
Uh, it's... it's... Talking about, you know, uh, love and responsibility and doing right, I mean, that's... that's easy.
Bu sevgi ve sorumluluktan bahsetmek, ve doğruyu yapmak, yani, bu... kolay.
I mean, I know it's just bull... basketball to you.
Yani, biliyorum basketbol senin için... sadece zırvalık.
I mean, you think it's gonna be hot, but then the bed is wet.
Yani, sıcak olacağını sanıyorsun, ama bir bakıyorsun ki yatak ıslak.
It ain't school or... ( MUMBLES ) What do you mean solid?
Solid ne lan?
You think it mean anything to me that you come and eat here for five years?
Şimdi, 5 yıldır buraya gelip bişeyler yemen bişeyi değiştirir mi?
I mean, you know what it's like when you see pain in your kids'eyes.
Demek istediğim, evladının gözlerinde acı görmek nasıldır bilirsin.
That's not what I mean, and you know it.
Onu demediğimi biliyorsun.
You should have reported it to ITB immediately. I mean, we've been working on it for hours already, but they used a VPN. I did.
Bunu hemen bilgi işleme iletmen gerekiyordu.
I mean, you said it yourself, he's not gonna stop coming after me.
Benim peşime düşmeyi bırakmayacağını söyledin.
You'll live apart from the rest of the world, but that doesn't mean that you can stop caring about it.
Dünyanın geri kalanından ayrı yaşayacaksınız. Ama bu onalara değer vermeyi bırakacağınız anlamına gelmiyor.
I mean, if it wasn't for you...
Yani sen olmasaydın...
They fucking owned it, you know what I mean?
Bana aitlerdi, ne demek istediğimi anladın mı?
I mean, Regina does okay, but you've been at it longer, and she's gotten, you know, ugh lately.
Regina da fena sayılmaz ama sen daha uzun süredir sahalardasın hem bilirsin, Regina son zamanlarda çok yumuşadı.
But it doesn't throw the deformed baby out with the bathwater, if you know what I mean.
Ama deforme doğan bebekleri suda boğmayız, ne dediğimi anladınız.
I mean, you've only punched a couple of people today, and I know it sounds crazy, but I feel like you took a bath.
Bugün sadece bir kaç kişiyi yumrukladın ve çılgınca geleceğini biliyorum ama sanırım banyo da yapmışsın. Neler oluyor?
I mean, I just said that it was happy hour at the Pussy Bar and Dwight eats for free, and you're telling me no?
Acik amcik bufesi sundugumu ve Dwight'in belese yiyebilecegini soyledim ve sen bana hayir mi diyorsun?
I mean, if, you know, you're agreeable to it.
Tabii sen de uygun görürsen.
I didn't mean that you couldn't do it.
Yapamayacağını kastetmedim.
See, now if you want a sign of the apocalypse coming, I mean... that's it.
Kıyametin geldiğine dair bir işaret arıyorsan, yani işte bu.
What do you mean, "he didn't make it?"
Ne demek başaramadı?
What do you mean "couldn't make it"?
"Başaramadı" derken ne demek istiyorsun?
I mean, if you could get anything for your birthday, What would it be?
Yani doğum gününde bir şey istesen ne olurdu?
I mean, you wouldn't let your mother stay if it weren't.
Güvenli olmasa annenin kalmasına izin vermezdin sonuçta.
It's just... I see what you mean.
Sadece... ne dediğini anladım.
I mean, are you just going to do the bare minimum and call it a day?
Ne yani, en azıyla yetinecek ve paydos mu yapacaksın?
I mean, he told me I didn't understand, which is true, so he wanted to maybe talk to you about it.
Bana hangisinin olduğunu anlamadığını söyledi. Seninle konuşmayı istedi.
Just'cause you're good at something doesn't mean you have to do it.
Bir işte iyisin diye o işi yapmak zorunda değilsin.
You mean they could build it to protect you.
Seni koruyabilecekleri bir yere yani.
I mean, it's not, it's not the UX or the design or anything that you can tweak.
Kullanıcı deneyimi, dizayn ya da ince ayar yapabileceğin bir şey değil yani.
Where you say you want to do it, but then, I find out you don't actually want to do it, and then, your mean publicist yells at me?
Oynamak istiyorum demiştin aslında istemediğini öğrenmiştim, kötü kalpli reklamcın bana bağırmıştı.
If you Google that, it'll say, "Did you mean Erlich Blachman?"
Google'da aratırsanız "Erlich Blachman mı demek istediniz?" diyecektir.
you mean 3569
you mean everything to me 17
you mean right now 22
you mean me 104
you meant 25
you mean you don't know 16
you meant it 23
you mean now 32
you mean her 17
you mean like this 37
you mean everything to me 17
you mean right now 22
you mean me 104
you meant 25
you mean you don't know 16
you meant it 23
you mean now 32
you mean her 17
you mean like this 37
you mean that 100
you mean the 33
you mean us 18
you mean like 77
you mean to tell me 17
you mean you 49
you mean this 72
you mean mr 27
mean it 34
it's fine 7136
you mean the 33
you mean us 18
you mean like 77
you mean to tell me 17
you mean you 49
you mean this 72
you mean mr 27
mean it 34
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
it's just 7387
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
it's just 7387