You okay with that traducir turco
2,077 traducción paralela
You okay with that?
Sana uyar mı?
Are you okay with that?
Bu konuda rahat mısın?
You okay with that?
Bu konuda herhangi bir sorunun var mı?
- You okay with that?
- Sorun olmaz mı?
Are you okay with that?
Bu senin için iyi mi?
Are you okay with that?
Bundan rahatsız değil misin?
You okay with that, Sophie?
Sana uyar mı, Sophie?
I remember you told me once that you wanted to name your first daughter Lydia, so I just wanted to check if that was okay with you.
Bir zamanlar ilk kızının adını Lydia koymak istediğini söylediğini hatırlıyorum. Acaba senin için sorun olur mu bilmek istedim.
Would you be okay with that?
Sana uyar mı ki?
You're should be thrilled that we dodged a bullet, that everyone's okay, everything's been dealt with.
Olayın üzerini kapattığımıza, herkesin iyi olmasına herkesle ilgilenilmesine sevinmiş olmanız gerekir.
I'm gonna keep things moving, if, uh, that's okay with you.
Sizce bir sakıncası yoksa ben aynen devam ediyorum.
- I know, but you were okay with that.
Biliyorum, ama sen bundan memnundun.
Okay, don't act like you didn't have to explain that,'cause that made no sense at all. Two words to describe my date with toby--ri-dic.
Sanki açıklaman gerekmiyormuş gibi tavırlara girme çünkü saçma sapan bir şeydi.
Okay, are there any of you that have any real problems with them that you'd like to kind of mention?
Tamam, aranızda onlarla gerçek problemleri olan ve dile getirmek isteyen var mı?
Okay, I was doing a pretty good job pretending that I was the only girl you've ever been with, and now you've ruined it.
Bu zamana kadar hayatındaki tek sevgilin benmişim gibi davranmaktan gayet memnundum. - Bunu mahvettin.
Well, okay, would you rather that he had sex with your daughter?
Peki, tamam. Kızınla yatmasını mı tercih edersin?
Are you seriously okay with that? !
Gerçekten bunda hiçbir sorun görmüyor musun?
I mean, if that's okay with you, Kyle.
Tabi ki senin için de bir sorun yoksa, Kyle.
Okay, look, I know it makes you feel better to think that after I have this baby, I'm not gonna have a life, that I'm gonna become obsessed with car seats and camcorders, but I refuse to be that cliche.
Tamam, bak biliyorum şöyle düşünmek seni daha iyi hissettiriyor bu bebekten sonra bir hayatım olmayacak araba koltuklarıyla takıntılı hale geleceğim ve kameralarla ama bu klişeyi reddediyorum.
It seems justified - you mix your labor with the world then you are entitled to the product and as long as there's enough left over for others and as long as it doesn't spoil and you don't allow anything to go to waste then that's okay.
Bu size doğru gözükebilir ; dünyayı emeğiniz ile yoğurmak! Ondan sonra ürüne sahip olmaya hak kazanabilirsiniz ama başkalarına da yetecek kadar bıraktığınız sürece ve bu artanlar çürümediği sürece hiçbir şeyin ziyan olmasına izin vermiyorsanız, o zaman tamam.
That okay with you?
Senin için uygun mu?
You're okay with that, right?
Senin için bir sorun olmaz, değil mi?
I mean, I am assuming that's okay with you guys.
Yani, bu sizler için de uygun olduğunu farz ederek söyledim.
Okay. And when you're done with that, find my old couch.
Tamam, o işi bitirdiğin zaman benim eski koltuğumu bul.
Hey, are-are you sure it's okay with Zoey that you're here for Valentine's Day?
Zoey Sevgililer Günü'nde burada olmana bir şey demez mi cidden?
Okay, Barney, is it possible that with everything that's gone on with your dad lately, you might have some unresolved abandonment issues you're transferring onto Marshall? Oh!
Barney, acaba son zamanlarda babanla yaşadıklarından ötürü çözümlenmemiş terk edilme sorunlarını Marshall'a transfer ediyor olabilir misin?
We're just gonna have to move back upstairs And get a lock for the door- - I hope you're okay with that.
Üst kata tekrar taşınacağız ve kapıya bir kilit taktıracağız.
Well, you can tell him that we're waiting to hear if the Chinese are okay with us crossing the border or if they're planning on shooting us the moment we step foot in their country.
Çinliler sınırı geçmemize izin vermeyi mi, yoksa biz ülkelerine ayak basar basmaz vurmayı mı düşündüklerini öğrenmeyi beklediğimizi söyleyebilirsin.
Yeah, it's like 25 grand a year with room and board. Okay, you know how much of that
Evet 25 yıl çalışman gerekecek kadar.
"You're just gonna have to be okay with that."
"Bu konuda senin de onay vermen yeterli olacak."
So whichever way I go, you'll be okay with that?
Yani gidecek olursam, senin için sorun olmaz değil mi?
Okay, well, try to imagine if, let's say James Franco, said that he would sleep with you, knowing that the list allows it even though we're married.
Tamam, hayal etmeyi dene. Diyelim ki James Franco seninle yatacağını söyledi ve listenin buna izin verdiğini biliyor. Evli olmamıza rağmen.
Well, I explain that we need a Pegasus and, I don't know, promise to fill it up before we bring it back. Oh, okay. She flirts with you.
Bir Pegasus'a ihtiyacımız olduğunu söylüyorum ve geri getirmeden önce deposunu dolduracağımıza söz veriyorum.
You're okay with that?
Ya aksi bir şey olursa?
Okay, I don't know what the rules are where you come from, but here on Earth, if you tell that to your girlfriend, she's just gonna run you over with her car.
Pekâlâ, senin geldiğin yerde kurallar nasıl bilmiyorum ama, burada Dünya'da kız arkadaşına bunu dersen, seni arabasıyla ezer.
And that has to be okay with you, because it's who I am.
Ve bunu sorun etmeyeceksin çünkü ben neysem oyum.
She thinks that you're completely angry with her, okay?
Ona çok kızgın olduğunu düşünüyor.
Okay, it all starts with how you look. I know, I know. It's what's on the inside that counts -
Sadece görüntünü düşünme
If they're holding me back from becoming a psychotic nut job like you. I'm okay with that.
Beni senin gibi bir kaçık olmamı engelliyorlarsa benim için sorun yok.
You're okay with that?
Bir sakıncası var mı?
I'm going to do something for you that your agency has a problem with, okay, and that's be honest with you for just a second.
Şimdi sana teşkilatının beceremediği bir şey yapacağım. Yani bir saniyeliğine dürüst olacağım.
I'm telling you - - Barbara Campbell knew that her husband was cheating on her, and she was totally okay with it.
Bak diyorum sana ; Barbara Campbell kocasının ilişkisi olduğunu biliyordu ve bununla hiçbir sorunu yoktu.
All right, ladies and gentlemen, we should get you into Oakland, I'd say about 20 minutes ahead of schedule, if that's okay with everyone.
Bayanlar ve baylar, Oakland uçuşu sizin için de uygunsa planlanandan 20 dakika önce gerçekleşecek.
You gotta give me some time with that, okay?
Onu ugratmam icin biraz zamana ihtiyacım var.
Okay, and there are some people that you can't make peace with.
- Tamam ama, barış içinde yaşayamayacağın insanlarda vardır.
Um, okay, what are you doing with my furniture and all the places it used to be that I liked?
Mobilyalarım ve oldukları haliyle sevdiğim yerleriyle ne yapıyorsunuz siz?
Okay, well, I'm sorry you're having trouble with that today.
Pekâlâ, böyle bir sorun yaşamanıza üzüldüm.
Okay, please tell me that by "in bed together" you mean he's actually having sex with councilman Walken.
Tamam, lütfen "bir haltlar karıştırıyorlar" derken Vekil Walken ile gerçekten seviştiğini ima ettiğini söyle bana.
Okay. I see where you're going with that.
Bununla nereye varacağını görüyorum.
I'd like to keep this, if that's okay with you.
Bunu saklamayı isterim, senin için de sorun yoksa?
"okay, if you have to work with that person every day"... I can see why, at this point, Bryce has been a little bit difficult in that way.
Şu anlattıklarınızı dinleyince son üçe kalmaktan çok daha fazla korkmaya başladım.
you okay 9168
you okay there 51
you okay with this 24
you okay in there 45
with that in mind 45
with that said 19
with that 162
with that attitude 21
you only live once 64
you out 38
you okay there 51
you okay with this 24
you okay in there 45
with that in mind 45
with that said 19
with that 162
with that attitude 21
you only live once 64
you out 38
you owe me one 58
you out of your mind 33
you owe me money 49
you ok 1800
you owe 33
you own it 36
you owe me 668
you old bastard 42
you old bitch 17
you owe me this 28
you out of your mind 33
you owe me money 49
you ok 1800
you owe 33
you own it 36
you owe me 668
you old bastard 42
you old bitch 17
you owe me this 28