You pay for it traducir turco
1,836 traducción paralela
How much did you pay for it, 2,000?
Ne kadar ödediniz, 2,000 mi?
Surprised he made you pay for it.
- Şu sersem. Senden para almasına şaşırdım.
- Nothing, unless you pay for it.
Ben de para teklif ettim zaten tokadı o yüzden yedim.
I would make you pay for it.
Yaptıklarını sana ödeteceğim.
You want your ride tonight, lady, you pay for it.
Arabanı bu gece istiyorsan bu gece ödeyeceksin.
- You pay for it.
- Onun için ödeme yaptın.
It was my mistake. It was my mistake. Let me tell you how you are going to pay for this.
Bu işin cezasını nasıl çekeceğini sana anlatayım :
You didn't have to pay for your half. - It's okay.
- Yediğinin parasını vermen gerekmezdi.
I want you to pay for it.
Senin ödemeni istiyorum.
Hey, don't eat that. You have to pay for it first.
Hey, parasını ödemeden burada yemek yiyemezsiniz!
What do you pay for a place that has it?
Petrol olan bir yer için genelde ne kadar ödersiniz?
- You'll pay for this. - Put it on.
- Bunun bedelini ödeyeceksin!
Yeah,'cause it turned you on to pay me for that.
Evet çünkü o iş için bana para vermek, seni tahrik ediyordu.
I thought if I could make that son of a bitch pay for what he did to you, somehow it would make things right again.
O aşağılık herife, sana yaptıklarının bedelini ödetirsem her şey eski haline döner diye düşündüm.
Well, I should go pay for these. Um, it was really nice to meet you.
Neyse gidip şunu ödemem gerek.
Then you got which pay for it
- Ödediğin şeyi aldın.
It would be a shame if you didn't pay me back today, and in addition to taking your furniture, I had to tell your roommate how you spent the cash for the power bill.
Bugün bana ödeme yapmazsan çok yazık olur, ve mobilyalarını almamın dışında, ev arkadaşına elektrik parasını nasıl harcadığını söylemek zorunda kalırım.
And the money he asked you for wasn't to pay debts. It was to keep her and her child.
Senden parayı borçlarını ödemek için istemedi, ihtiyaçlarını gidermek içindi.
You gonna pay for it?
Bunu sen mi ödeyeceksin?
and if your health insurance is gonna pay for the cholesterol medicine that keeps your heart pumping no matter how much shit you work through it.
Çünkü yeterince çalıştın mı, tek düşüneceğin şey maaşının ne zaman artacağı, tatil gününün ne kadar olduğu ve sağlık sigortanın, nasıl bok bir işte çalışıyorsan çalış, kalbinin atmasını sağlayacak kolesterol ilaçlarını ödeyip ödemeyeceği olur.
I don't know, I just figured, you know, if you're smart enough to get into Harvard... you might as well be financially smart enough to pay for it.
Düşündüm de, eğer Harvard'a girecek kadar zekiyseniz bunun için ödeme yapacak kadar finansal anlamda zekisinizdir.
It doesn't matter how much you pay... for the ticket... if the plane crushes we're all gonna end up dead. That's the thing about 1st class.
Birinci sınıf biletin sorunu da bu ya zaten.
And how are you gonna pay for it?
Hadi aldınız nasıl ödemeyi düşünüyorsunuz?
You don't think I'd pay for a wedding and not have it?
Parasını ödediğim bir törenin gerçekleştiğini görmeyeceğimi mi sanıyorsunuz?
I guess I don't need to say anything, Nick... but you know the company would pay for counseling if you guys want it.
Bunu söylememe gerek bile yok aslında ama arzu edersiniz danışmanlık ücreti şirket tarafından karşılanabilir.
If you break it you'll have to pay for it.
Kırarsan parasını da ödersin.
They said they were gonna pay me with a bunch of egg rolls, and I figure that's cool, you know, because I actually like their egg rolls, so I didn't mind doing it for them.
Ödemeyi bana birkaç tane yumurtayla ödeyeceklerini söylediler. Bu benim için iyi birşeydi. Ne bileyim ben severim yumurtayı.
- I should pay you something for it.
- Bunun karşılığını ödemem lazım.
You had wrecked the car why should I alone pay for it?
Arabayı mahveden sensin, parayı neden parayı sadece ben ödüyormuşum?
You three will pay for it, who else.
Tabi ki siz üçünüz ödeyeceksiniz.
If you want the gun, you're gonna have to pay for it.
Silahı istiyorsan, bedelini ödeyeceksin.
I hope it will be enough to pay rent for you.
Umarım kiranı ödemeye yeter.
Why don't you guys just let me pay for it, really?
Gerçekten, neden benim ödememe izin vermiyorsunuz?
- If you don't eat you'll pay for it!
- Seni babama söyleyeceğim... - Bana bak... Önündekini yemezsen intikamım acı olur, ona göre!
Smarter men than you have tried and have paid for it.
Senden daha zekileri de böyle bir şeye kalkıştı ve ağızlarının payını aldılar.
So basically, people pay you to lie for them and make it look real? We view ourselves as professional advisors.
- Biz kendimizi profesyonel danışman olarak kabul ediyoruz.
How much extra? It'd be enough to pay Asad back for that dress if you were stupid enough to do it. I don't know.
Ne kadar fazladan?
And when he does, I will see to it that you pay for everything that you've done.
Beni çıkaracaktır. Ve bu olduğunda yaptığın her şeyi ödeyeceksin.
So you went without lunch to pay for it?
Sende yemek parasını oraya mı yatırdın?
Consider it hazard pay for the dangerous... not to mention unethical position you've put me in for months.
Tehlike için ödediğin sigorta parası olarak düşün, ayrıca beni aylardır içine soktuğun etik olmayan durumumdan bahsetmiyorum bile.
If it doesn't work, maybe when you're an adult, you can pay some lady to make you happy for an hour.
Eğer bu işe yaramazsa, büyüğünden bir kadına seni bir saatliğine mutlu etmesi için para verebilirsin.
You know what, if the nurses keep going on like this, I'm going to get them their raise, but I'm going to pay for it by firing 3 of them.
Eğer hemşireler böyle gitmeye devam ederlerse, onlara istedikleri zammı vereceğim ama parayı bulmak için üç tanesini kovacağım.
No matter what it takes, you are going to pay for this.
Ne pahasına olursa olsun, bunun hesabını vereceksin.
And maybe you'll never pay for it, but I promise you, my mom's gonna know it, too.
Belki bunun bedelini ödemiyor olabilirsin, ama sana yemin ediyorum... bunu annem de bilecek.
You're going to pay for it now, buddy.
Şimdi ödeyeceksin Nat.
And unless you came here to pay for my dry-cleaning bill, beat it!
Kuru temizleme faturamı ödemeye gelmediysen al voltanı.
She made me learn how frustrating it was to pay full price for a pair of shoes when you knew you were only gonna wear one.
Yalnızca bir tanesini giyeceğin halde bir çift ayakkabıya tam para vermenin ne kadar sinir bozucu olduğunu anlamamı sağladı.
Just pay for it and we'll reimburse you when you get back.
Sen ödemeyi yap biz sana parasını veririz.
Basically You Say You Wanna Be A Maid Except Not Getting Pay For It
Yani, para almadan çalışan bir hizmetçi olmak istiyorsun.
The money you was gonna pay me for The Turk you take that number and you multiply it by four.
Türk için bana vereceğiniz parayı dörtle çarpın.
It sounds like what Madeline needs is for you to share something from that part of your life that's been closed off.
Madeline'ın ihtiyacı olan şey Ailenin ortak pay altında toplanması Ve bunun çok yakında olması gerektiğidir.
you pay 85
you pay me 20
for it 119
you pussy 73
you piece of shit 340
you piss me off 51
you play chess 16
you perv 30
you poor thing 253
you pervert 102
you pay me 20
for it 119
you pussy 73
you piece of shit 340
you piss me off 51
you play chess 16
you perv 30
you poor thing 253
you pervert 102
you pick it up 19
you pick 52
you promise me 56
you prick 174
you passed 89
you passed the test 28
you played me 45
you pig 158
you promised 545
you probably don't remember me 30
you pick 52
you promise me 56
you prick 174
you passed 89
you passed the test 28
you played me 45
you pig 158
you promised 545
you probably don't remember me 30
you promised me 194
you piece of crap 17
you punk 159
you poor baby 27
you put 39
you play your cards right 34
you passed out 52
you play 111
you poor dear 20
you promise 330
you piece of crap 17
you punk 159
you poor baby 27
you put 39
you play your cards right 34
you passed out 52
you play 111
you poor dear 20
you promise 330