You put the traducir turco
23,811 traducción paralela
It's just that you put the cap back on the pen.
Kalemin kapağını yine kapatmışsın.
It means a lot to me that you put the day that we first met in your code.
Yazdığın koda tanıştığımız günün tarihini koyman beni çok etkiledi.
If you put the gun down... and let her go... you can still get out of here alive.
Silahı indirirsen ve onu bırakırsan, buradan sağ çıkabilirsin.
When I put her back in the pond, she just swam away, not even so much as a "thank you" quack.
Onu gölete bıraktığımda, yüzüp gitti, bir "teşekkürler" vıraklaması bile yapmadı.
Then why the hell don't you go after the prosecutor that put Mike away in the first place?
Peki o zaman neden Mike'ı oraya gönderen savcıya gitmiyorsun?
That kid helped you take down Charles Forstman and Eric Woodall and put you on the map.
O çocuk Charles Forstman ve Eric Woodall'ı yenip ismini duyurmanı sağladı.
And you, it's like you put that on the floor and pissed on it.
Ya sen ne yaptın? Hepsini yere atıp üzerine pisledin.
And he put too much money into renovations, and then the market, you know, did what it did.
Evlerin tadilatı için çok fazla harcama yapmış... Ve sonra, emlak fiyatları... Maalesef dibe vurmuş.
Even if we have to put you down in the mud and make you oink like a pig.
Seni çamura batırıp domuz gibi cıyaklatacak..... da olsak.
He couldn't have put you through the wringer more than I did.
Seni benden daha çok haşlamış olamaz.
And you're gonna put 1,200 miles of space between the two of you?
Ve ikinizin arasında bir de 2000 km girecek?
- Evie, let's go! You can put your face on in the car.
Evie, haydi gidelim makyajını arabada yaparsın.
Yeah, well, we wouldn't have had to stop if you ever put gas in the car.
Arabaya daha önce benzin alsaydın şimdi durmak zorunda kalmazdık.
We can put you on a regimen of medication, or we can operate... an angiography with possible stenting, the benefit of that being that you'd be back on your feet sooner...
İlaçla tedaviyi deneyebiliriz ya da ameliyat ederiz. Stentleme yoluyla anjiyo yapabiliriz. Bu durumda çok daha çabuk ayağa kalkarsın.
He's not about to help you after all the crap you put us through this year.
Sana yardım etmeyecektir, bu sene üzerimize attığın onca çamur yüzünden.
Take the anger that you're feeling and put it into your next case.
Şu an hissettiğin hiddetini al bir sonraki mahkeme için çantana koy.
I'm just going to put a protection spell around the house and over the vault and... and you can... find the feather?
Ben, eve ve mahzene koruma büyüsü yapacağım ve bu arada sen de tüyü bulmaya çalışırsın.
The child was in danger, so you put yourself to sleep to keep it safe.
Çocuk tehlikedeydi ve sen de güvende olsun diye uykuya yattın.
You know, sit on the couch, start cuddling, put on some Netflix, and then you know, start... start chilling.
Koltukta birbirimize sarılıp Netflix dizileri izleyerek, ne bileyim, stres atardık.
You know what, i-it is very tempting, but there are too many variables... and we're not lab rats. Put us in a cage and see if the trap springs?
- Bakın ne diyeceğim çok cezbedici ama ortada fazla değişken var ve biz kobay değiliz.
- You do not want the Inspector General, let alone The New York Times, to learn that you put a wiretap in the office of a sitting governor!
- New York Times'ı geçtim Inspector General'in görevde olan bir valinin odasına bir dinleme cihazı yerleştirdiğini öğrenmesini istemezsin!
Connor knows you won't put Peter on the stand, so there's no way to rebut.
Connor Peter'ı kürsüye çıkarmayacağını biliyor, yapabileceğimiz bir şey yok.
Ahh, the first leaves of fall... when you take the duct tape off the sprinkler and put it back on the rake and you know summer's really over.
Sonbaharın dökülen ilk yaprakları... Koli bandını fıskiyeden söküp tırmığa taktığınız zaman yaz gerçekten bitmiş demektir.
- I didn't mean to put you on the spot.
- Seni zor durumda bırakmak istemiyorum.
Did you pull all of his things out of the trash after he put them there?
Oraya koyduğu tüm çöpleri çıkardın mı?
Hem you in, put you on the spot anymore.
Artık seni zor durumda bırakıyorum.
The same guy who put a muzzle over you and fed you crazy pills.
Ağzını bağlayıp sana hap içiren adam.
I'm so sorry that the students put you through that.
Öğrenciler sana bunu yaşattığı için çok üzgünüm.
The Winchesters have trapped the abomination so that you can expel him so that they can put him back in the Cage.
Winchesterlar senin onu atman için onu tuzağa düşürdü. Böylece kafese geri koyabilecekler.
You want to put me back in the Cage?
Beni kafese geri koymak mı istiyorsun?
Come on. If you got to put the beers in his hands, why don't you just take them with you?
Birayı alıp onun eline koyana kadar neden sen götürmüyorsun?
Yeah, and you also just put blame on the police department instead of taking responsibility for the city's crime.
Evet ve ayrıca şehirdeki suçların.. .. sorumluluğunu almak yerine.. .. suçu polis merkezine yükledin.
After what happened with Laurel, how can you ask me to put more people in the crosshairs?
Laurel'a olanlardan sonra.. .. benden nasıl başka insanları tehlikeye atmamı.. .. istersin?
I've been saying that for the past hour'cause I saw you put it in there!
Ben onu birsaattir söylüyorum, çünkü seni oraya koyarken gördüm! Biliyor musun?
It's what he's gonna put you in the back of when he arrests you for murder.
Seni arka koltuğuna koyacakları şey Cinayetten tutuklandığın zaman.
Because I got a little bird, and I put out my little bird to the right people until the message gets to you know who.
Çünkü benim ufak bir kuşum var, Ve bu kuşu doğru insanlara gönderdiğimde Mesaj bildiğiniz kişiye ulaşır.
You're the one who put all the planning into our special evening.
Bu özel geceyi planlayan ve bunca efor harcayan sendin.
You put her fingers inside of her the night of our wedding.
Düğün gecemizde parmaklarını onun içine sokmuşsun.
♪ The Bedouin put you in the burial ground ♪
Seni bir mezara koyuyor.
Fine, you want a gripe session? I'll put you on the agenda.
Tamam, sızlanma seansı mı istiyorsun?
You seem so... All the pieces put back together again.
Bütün parçalar tekrar yerine oturdu gibi görünüyor.
Why don't you go help your uncle put the bag in the van?
Amcanın çantayı arabaya koymasına yardım etsene.
I had to put a target on your back and make sure you wouldn't capitulate to the authorities, but you didn't.
Seni hedef yapmam gerekliydi Ve otoritelere teslim olmayacaktın, Ve olmadın.
And yeah, by the way, I'm still mad at you. You put me, quite literally, through hell and I'm not ready to let that go yet.
Bu arada evet beni tam anlamıyla bir cehenneme soktuğun için hala sana kızgınım ve bunun da hemen geçeceğini sanmıyorum.
Can you put Daddy back on the phone, please?
Babacığını telefona geri verir misin?
And then you put yourself in the story?
Sonra kendini hikayenin içine soktun.
But why did you put on the Chuck suit in the first place?
Neden Chuck'ın bedenine girdin ki?
Do you think if I could have trusted him for a moment, I would have put him in the Cage?
Sizce ona bir an bile güvenmiş olsaydım onu bir kafese koyar mıydım?
Do you really want to put this city through this again if the jury hangs?
Bütün şehre bunu terkar mı yaşatacaksın jüri infazına karar verince?
This could crush your mom's poll numbers, cost her the Senate race, and put you at the center of another Morrison family crisis.
Bu annenin kampanya oranlarını düşürüp senatör seçilme şansına mal olabilir ve sende başka bir aile skandalının ortasında kalırsın.
Dude, you got to put your peen between the O-man and that him-bo over there.
Hey dostum, bence artık seninkiyle ordaki lavuğun arasına girmen gerekli.
you put 39
put the kettle on 29
put the phone down 76
put these on 107
put the 21
put them up 37
put the camera down 18
put the bag down 18
put them on 95
put the knife down 102
put the kettle on 29
put the phone down 76
put these on 107
put the 21
put them up 37
put the camera down 18
put the bag down 18
put them on 95
put the knife down 102
put the gun down 802
put the fucking gun down 22
put them together 18
put them down 80
put them away 31
put them back 23
put the gun down now 34
put the gun away 66
put the guns down 37
put the weapon down 49
put the fucking gun down 22
put them together 18
put them down 80
put them away 31
put them back 23
put the gun down now 34
put the gun away 66
put the guns down 37
put the weapon down 49
therese 78
then 34485
there 14012
theatre 45
theo 635
the better 784
theresa 292
theme 39
there you go 7508
these 760
then 34485
there 14012
theatre 45
theo 635
the better 784
theresa 292
theme 39
there you go 7508
these 760
theodore 193
they 3238
theater 45
the simpsons 168
therefore 1419
there you are 4720
them 588
the world is yours 18
the big bang theory 136
theft 135
they 3238
theater 45
the simpsons 168
therefore 1419
there you are 4720
them 588
the world is yours 18
the big bang theory 136
theft 135
theory 66
their 132
themselves 24
therapist 58
therapy 98
thee 27
there's always hope 39
the times 79
the doors 46
there we go 2292
their 132
themselves 24
therapist 58
therapy 98
thee 27
there's always hope 39
the times 79
the doors 46
there we go 2292