You really traducir turco
139,532 traducción paralela
And not only that, it's going to show you who you really are.
Bununla kalmayıp gerçekte kim olduğunuzu gösterecek.
How much better everything works when, um... It's someone you really know, and, uh, who really knows you.
İyi tanıdığın ve seni tanıyan biri olduğunda her şeyin çok daha iyi olduğunu.
So, you really didn't have birthdays in Cambodia?
Kamboçya'da doğum günü kutlamıyor musunuz?
- You really like me?
- Benden gerçekten hoşlanıyor musun?
Do you really think the show might go away?
Gerçekten şovun biteceğini düşünüyor musun?
I mean, it's like why bother even trying to make anything that you really care about?
Demek istediğim, neden gerçekten umursadığın bir şey yapmaya çalışıyorsun ki?
You really need sleep, too.
Senin de uyuman gerek.
You really want to grow old in a mental hospital?
Cidden deliler hastanesinde mi yaşlanmak istiyorsun?
But did you really think we'd use the same word on your bratty brother that we used on the mill workeroaa? eea
Hem haylaz kardeşinde hem de işçilerde aynı sözcüğü kullanacağımızı mı sandın?
But what you really mean is, "Where is she?"
... ama asıl sormak istediğin "Kız nerede?".
You really don't remember?
Sahi hatırlamıyor musun?
You really shouldn't let Jennifer dress you.
Jennifer'ın seni giydirmesine izin vermemeliydin.
You really believe that?
Buna inanıyor musun gerçekten?
Really appreciate you helping out on these seminars, Steven.
Seminerlerdeki yardımın için minnettarım Steven.
I mean, you didn't really think you'd have any kind of normal life with Jody, did you?
Jody'le normal bir hayat sürmeyi gerçekten düşünmedin değil mi?
But to get to me, to really get to me, where would you put her?
Ama beni gerçekten rahatsız etmek için onu nereye koyardın?
'Cause I really don't see you up anybody else's asshole.
Çünkü başkasına böyle davrandığını görmedim.
It was so nice to see you, Lorene, really.
- Seni görmek güzel Lorene, gerçekten. - Peki.
- Really sweet of you.
- Çok tatlısın. - Görüşürüz.
Maybe you're... You're really never too young to know about this country's racial history.
Belki de... bu ülkenin ırkçı geçmişini bilmek için asla çok genç değilsinizdir.
- You're really coming, right?
- Gerçekten geliyorsun, değil mi?
It's really nice having you here.
Burada olman gerçekten güzel.
Well, technically, you can't really be canceled if you haven't aired.
Teknik olarak, eğer yayınlanmadıysanız kaldırılamazsınız.
You're not really gonna burn that, are you?
Onu yakmayacaksın, değil mi?
Speaking of which, is this really the fate you want?
Bahsi geçmişken, istediğin kader gerçekten bu mu?
We really don't want to hurt you!
Gerçekten seni incitmek istemiyoruz!
I'll show you that it was really just your gift.
Hastalık değil de özel bir güç olduğunu göstereceğim sana.
Um, in retrospect, maybe using a joke book I found at a landfill wasn't that great of an idea, but you still did a really good job.
Tekrar düşününce belki de çöplükte bulduğum şaka kitabını kullanmak iyi bir fikir değilmiş. Ama yine de iyiydin.
I hate to ask you this when you're sulking, but my niece and nephew really wanted to get autographs from the trick riders, if that's possible.
Ama yeğenlerim ayakta at sürenlerin imzalarını istiyor. Mümkünse.
Mr. Bell, I really do appreciate everything you've tried to do.
Bay Bell, yapmaya çalıştığınız her şey için çok müteşekkirim.
You're gonna find someone really special, James.
Gerçekten özel birini bulacaksın James.
Is it really you?
- Bu gerçekten sen misin?
Who are you, really?
Gerçekten kimsin sen?
Oh... I know why you'd think that, but we're really...
Neden böyle düşündüğünüzü anlıyorum ama biz cidden de...
I'm starting to wonder if she's really the right girl for you.
Sana uygun biri olup olmadığını düşünmeye başladım aslında.
You need to take a look around and ask yourselves, is hitting the reset button really such a bad idea?
Etrafınıza bakıp kendinize şunu sormanız gerek : Sıfırlama düğmesine basmak o kadar kötü bir fikir mi gerçekten?
Mr. Poe, you have to believe us when we tell you that Captain Sham is really Count Olaf.
Kaptan Üçkağıt aslında Kont Olaf, bize inanmalısınız Bay Poe.
Aunt Josephine, I really do wish you'd stop saying that.
Keşke artık böyle demeseniz.
"You won't even be sure, in fact... whether the storm is really over."
"Kasırganın gerçekten bitip bitmediğini hiçbir zaman bilemezsin aslında."
To be honest with you, I didn't really get it.
Açıkçası filmi anlayamamıştım.
Does he really not know how you make his workers so compliant?
Çalışanlarını nasıl uysallaştırdığını bilmiyor mu sahiden?
Friends can make you feel the world is smaller and safer than it really is, because you know people who have similar experiences.
Arkadaşlar dünyayı olduğundan küçük ve güvenli görmenizi sağlayabilir çünkü sizinkine benzer deneyimler yaşamış insanlar tanırsınız.
What about, " Hey, hey, Jennifer, really missed you.
" Jennifer seni cidden çok özledim. 1.
Hey, I'm really glad you asked, because I was a prisoner of war!
Sormana sevindim. Çünkü savaş esiriydim.
If you're really trying to help us, why didn't you tell Jones about it?
Niyetin bize yardım etmekse neden bunları Jones'a anlatmadın?
It's really got you rattled.
- Seni şaşırtmış sahiden.
Sister. You must really have taken me for a dim-witted schmoe.
Kardeşim beni cidden ahmak biri sanmış olmalısın.
All these visions, floating around in your head, you still can't see who I really am.
Zihninde dolaşan tüm bu düşünceler gerçekten hâlâ kim olduğumu anlamıyorsun.
Down, one... wow, you're really bouncing.
Aşağı, bir... vay, Gerçekten zıplıyorsun.
You're not really here.
Gerçekten burada değilsin.
It's really up to you.
Gerçekten size kalmış.
you really do 96
you really hurt me 29
you really shouldn't have 29
you really think so 206
you really mean it 21
you really want to know 115
you really are 120
you really don't get it 45
you really think 43
you really don't 54
you really hurt me 29
you really shouldn't have 29
you really think so 206
you really mean it 21
you really want to know 115
you really are 120
you really don't get it 45
you really think 43
you really don't 54