You really like it traducir turco
2,548 traducción paralela
You really like it?
- Gerçekten beğendin mi?
It's been a really long time since you pulled me along like this.
Beni böyle yanında sürüklemeyeli çok uzun zaman oluyor.
Because if you actually do want your own Aston Martin DB5 like the one James Bond drove in Goldfinger, all stuffed with the latest spy gadgets, then, really, you're gonna have to forget the "Aston Martin DB5" bit of it.
Çünkü gerçekten James Bond un Goldfinger filminde kullandıgı en son casus araçlarıyla dolu bir Aston Martin DB5 istiyorsanız, o zaman "Aston Martin DB5" i birazcık unutmak zorunda kalacaksınız.
Well, I really like how things turned out, so why are you so unhappy about it? Like? Who likes it?
Bu tür komik videolar sayesinde sadece bana özel olan bölümü elimden aldılar.
It sounds like someone who knows you really well. That's the weird thing.
- Seni bayağı iyi tanıyan birine benziyor.
You're really talking like it's the last time!
Neden bu her şeyin sonuymuş gibi geliyor?
You're not wearing it? I'm really curious as to what it looks like.
Neye benzediğini çok merak ediyorum.
It's like you're not really concentrating.
Sanki odaklanmıyor gibisin.
It's just I really like you.
Sadece senden cidden hoşlanıyorum.
Ally, I'm all for moving on, I really am, but it just feels like this quest you're on is a little nuts.
Ally, hayatım değişiyor biliyorum ama senin bu arayışın bana biraz delice geliyor.
Well, it looks like MTV Cribs, but I'm really happy that you kept Dad's office.
Tıpkı televiyonlardaki gibi, Ancak babanızın ofisini aldığınıa sevindim.
You know, sir, it's days like these that I really hate my job.
Evet efendim, böyle günler beni işimden nefret ettiriyor.
I mean... like an hour before you came home, it was really good.
Yani... daha siz gelmeden 1 saat önce herşey mükemmeldi.
Do you think I would even ask for something like this unless I really needed it desperately?
Zorunda olmasam böyle bir şeyi ister miydim sanıyorsun?
You really gonna like it. All yarn work was done by jenko.
Bundan gerçekten hoşlanacaksın.Tüm hikaye jenko tarafından oluşturuldu.
It's not like you really liked her, so....
Madem ondan hoşlanmadın...
It's not that you're a bad guy or anything. I mean, you seem like you're really nice.
Kötü biri ve başkabirşey olduğundan değil demek istiyorum ki, sen gerçekten iyi birine benziyorsun.
Apparently, you have to really like, you know, beat the stuffing out of it you know, to get to the good stuff.
Seveceğini tahmin ediyorum, şöyle içini kırarak çıkarırsan en güzel yerine ulaşırsın.
Wow, it's like- - You are really, really beautiful.
Vay canına. Gerçekten çok güzelsin.
With Brad it was like, You know... I don't know if this is really going to happen.
Brad ile birlikteyken bilemiyorum, sanki bir şeyler yaşanıyor gibiydi.
You know, it really kills me how y'all like to laugh at my pain.
Biliyor musunuz, acıma gülüyor olmanız beni gerçekten bitiriyor.
If you're still mad, I get it... but if you are talking to me by my next birthday... I'd really like to spend it with just you.
Hala bana kızgınsan anlarım ama bundan sonraki doğum günümde benimle konuşuyor olursan sadece seninle geçirmek isterim.
I mean, when you think about it, it was actually really unfair of him to embarrass you like that.
Yani düşünsene. Seni öyle utandırması hiç adil değildi.
So, Wren, listen, I think it's really cool that you don't feel the need to dress sexy on Halloween, like some other girls.
Wren, bu arada Cadılar Bayramı'nda bazı kızlar gibi seksi giyinmeye ihtiyaç duymaman bence harika bir şey.
It really makes a lot of sense, - when you put it like that.
- Böyle anlattığında çok mantıklı geldi şimdi.
It's something like, "Sometimes you need to see the snake " in the bush to know it's really there. "
"Bazen çalılıktaki yılanı bilmek için onu görmen gerekir.", gibi bir şeydi.
Wow, that really made it sound like you need a restraining order.
Polise bildirmenizi gerektirecek şekilde söyledim bunu.
Ya know, just once, I would like it if you got something wrong,'cause this is really starting to get annoying.
Biliyor musun, bir kerede bir şeyi yanlış anlamanı istiyorum çünkü bu gerçekten rahatsız edici olmaya başladı.
It's really, let me tell you... she fucked like a fucking crazy alien from the planet Gobble, you know?
O çok, nasil desem... öyle bir sikisti ki sanki Gobble gezegeninden bir uzayliymis gibi, anladin mi?
- I think, you are really going to like it.
- Bunu çok seveceğini düşünüyoruz.
- It's like I don't really got the energy, you know.
- Gücüm yok. - Baba.
Just a few close friends and I would really like it if you would come.
Sadece birkaç yakın arkadaş olacak. Sen de gelirsen çok memnun olurum.
It really sounded like you had something there.
Sanki bir şey yakalamış gibiydin.
If he really loves you he'll accept it, like you did.
Seni gerçekten seviyorsa, senin kabul ettiğin gibi o da bunu kabul edecektir.
It seems like a really nice organization for you guys.
İyi bir organizasyona benziyor.
It's like I'm the only one who really gets it. You know?
Benden başka anlayan yok gibi geliyor.
If you knew what it was really like, you wouldn't say it was special.
Eğer dergiyi okusaydın, vardığım yere büyük demezdin.
Oh, you act like you're all about it, but, really, you're just a scared little girl.
Herşeyi halletmiş gibi davranıyorsun ama aslında korkmuş bir kızsın.
It seems like she really cares about you and loves you.
Seni gerçekten önemsiyor ve seviyor gibi görünüyor.
You know, I think it's really, to be honest, like, a defense mechanism.
Aslında, sanırım gerçekten savunma mekanizmasına benziyor.
You know very well I didn't like Bill when you dated him in High School, really didn't like you marrying him, hated it when he dragged you off to California.
Seninde gayet iyi bildiğin gibi lisede çıkmaya başladığınızda Bill'den hoşlanmamıştım evlendiğinizde hiç hoşlanmadım seni Kaliforniya'ya sürüklediğinde nefret ettim.
I don't know about you, but I'd really like to put it behind us.
Seni bilmem ama ben bunu arkamızda bırakmayı gerçekten çok isterim.
Like you just made a game but you really put everything into it.
Sadece oyunu yaptın geçti ama aslında içine herşeyini koymuşsun.
But I mean, you know, it seems like it would work, right? I don't know, guys. I mean, it sounds really great in theory, but I don't know if I could actually do this.
Yapmadık ama işe yarar gibi Hadi ama bu çok saçma
Wait, was it something really specific, like, oh, you can't breathe while we're doing it?
Kesin bişey var mı?
I don't think it's really fair that God gets to choose what we look like on the outside, do you?
Dış görünüşümüzün nasıl olacağına Tanrı'nın karar veriyor olması bana pek adil gelmiyor, sence de öyle değil mi?
Buddy! I know you really like smashing it.
Parçalamayı gerçekten sevdiğini biliyorum.
I actually think it's really awesome. Honestly, I think it's awesome that you have some guy that you met that you love, and he loves you a lot back, and you don't like question it for a second.
Gerçekten, tanıyıp sevdiğin karşılığında o da seni fazlasıyla seven ve bunu bir an olsun sorgulamayan birinin olması inanılmaz bir şey.
You see, it's times like this where you really know who your friends are.
Görüyorsun, böyle zamanlarda kimin senin gerçek arkadaşın olduğunu anlıyorsun.
What I mean is it looks like we're either gonna have to go down to the jail- - we don't have much of a choice- - or, you know, I can do it here, which I think is really much, much easier for you.
Demek istediğim ya nezarete gidip geceyi orada geçireceksin çok fazla seçeneğin yok istersen bu işi burada da halledebiliriz ki bunun senin için daha iyi olacağını düşünüyorum.
Look, I'll never really know what actually happened this last week, but if I could like give you closure, or whatever, maybe it'll make you feel better.
Bak, geçen hafta tam olarak ne oldu bilemem, Ama eğer istersen Sana kilit, ya da başka bir şey verebilirim,
you really do 96
you really hurt me 29
you really shouldn't have 29
you really 167
you really think so 206
you really mean it 21
you really want to know 115
you really don't get it 45
you really are 120
you really don't 54
you really hurt me 29
you really shouldn't have 29
you really 167
you really think so 206
you really mean it 21
you really want to know 115
you really don't get it 45
you really are 120
you really don't 54