English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You saw it

You saw it traducir turco

5,257 traducción paralela
So you saw it!
* Gördün ha! *
You saw it happen to me.
Bana ne olduğunu gördün.
I guess maybe you saw it in my face.
Özrünüzü kabul ediyorum.
You stepped up, you saw it through.
Süreci hızlandırdın, destek oldun.
You saw it happen?
Gördün mü?
I mean, you saw it.
Yani, bunu gördüm.
You will report back to me, describe what you have seen... as you saw it.
Geri bana rapor vereceksin. Gördüğün şeyleri, gördüğün gibi anlatacaksın.
- You saw it too.
- Sen de mi izledin?
Regina, you said the last place you saw it was Henry's room.
Regina, kitabı en son Henry'nin odasında gördüğünü söylemiştin.
It was the first time you ever saw snow.
- İlk kez o zaman kar görmüştün.
I knew it the first time I saw you, and I let everyone convince me I was wrong.
Ta seni ilk gördüğümde anlamıştım. Herkesin yanıldığıma dair beni inandırmasına izin verdim.
BUT I KNOW YOU KNEW IT WHEN YOU SAW HIM.
Ancak onu gördüğün zaman farkına vardığını biliyorum.
Hey, you saw an opportunity and you worked it.
Karşına çıkan fırsatı değerlendirdin.
For example, you might recollect that you were already in your car when that truck passed you, but you were just a second behind it when you turned onto Slocum, close enough to see that the first three numbers of the licence plate were 2-8-9 right before you saw Leonard Gilroy thrown off the back of that truck.
Mesela, kamyonet sizi geçtiğinde arabanızda olduğunuzu anımsayabilirsiniz fakat bir an için Slocum'a doğru döndüğünüzde Leonard Gilroy'un kamyonetten atıldığını görmeden önce plakanın ilk üç numarasının 2-8-9 olduğunu görecek kadar yakınlaşmışsınızdır.
You saw someone commit a crime, a despicable act, and you didn't drive straight to the authorities to report it?
Birinin bir suç işlediğini görüyorsunuz, aşağılık bir olayı, ve doğruca durumu anlatmak için yetkili yerlere gelmiyorsunuz.
Then you saw what a well-coordinated attack it was.
O halde saldırının iyi organize edildiğini gördün.
Since you just saw me speaking, I'm gonna take a wild stab it was me.
Konustugumu gördügüne göre, bir tahmin yapayim ; ben soruyorum.
It's the first time you saw Moriarty since... everything.
Moriarty'i ilk görüşün... en son olaydan beri.
But I saw how much you wished it was you.
Ama senin benim yerimde olmayı dilediğini anladım.
You just saw me look like stuff from stories you read or saw, that's it.
Beni okuduğun veya gördüğün bir hikayenin bir parçası gibi gördün işte bu kadar.
How would it look if someone saw you?
Biri görse ne der?
But you see, I saw it one day. They're paid money for it.
Ama, bir gün... bunun için para aldıklarını gördüm.
You saw what it did to sandy bullock.
Sandra Bullock'a ne olduğunu gördün.
It says on her chart that you saw her a couple weeks ago and she was asymptomatic.
Bu onun grafik diyor ki Bir kaç hafta önce onu gördüm ve o asemptomatik oldu.
I saw it coming after I heard you assigned Bishop to Parsa.
Bishop'a Parsa görevini verdiğini öğrendikten sonra bunun olacağını anladım.
But... I saw you eating it.
- Fakat sizi yerken gördüm.
I don't know how you did it, but it's like you saw me.
Nasıl bildiğini bilmiyorum ama sanki beni görmüş gibisin.
It's like... It's like you saw the real me.
Sanki gerçekte kim olduğumu görmüş gibisin.
You knew it when you saw me on that stage.
Sahnede beni gördüğün zaman bunu biliyordun.
He says he saw you do it.
- Seni yaparken görmüş.
Well, it's too late, and you saw the fun part.
Saat çok geç oldu ve eğlenceli kısmı gördün.
* I saw the world thrashing all around your face * * never really knowing it was always... * Don't you knock?
- Kapıyı çalmaz mı insan?
Yeah, you saw a lot of potential in me, I'm like a daughter to you, and it was a treat to watch me blossom.
Evet, bende büyük bir potansiyel gördün senin için bir evlat gibiydim gelişmemi izlemek çok güzeldi.
What I saw around you, it didn't look evil.
Etrafında gördüğüm şey şeytani görünmüyor.
It was a whiteout, and... you saw a shadow, and you shot at it.
Göz gözü görmüyordu ve bir gölge gördün ve ateş ettin.
I... you know, I saw it.
Gördüm. Oradaydım.
It's still him, ma'am, you saw him change.
O hala kendisi hanımefendi. Değiştiğini siz gördünüz.
It's just when I saw you about to kiss him...
Sadece seni onu öpmek üzereyken görünce...
How could it be real if you're the only one who saw it?
Gören tek kişi sizseniz nasıl gerçek olabilir?
I just saw you do it!
Çıkardığını gördüm!
It's just that Sam, he thought he saw you in the dungeon and then, with the orphanage connection...
- Sam seni zindanda gördüğünü söyledi. - Bir de yetimhane bağlantısı.
The minute I saw it, I knew you had to have it.
Görür görmez senin olması gerektiğini biliyordum.
And then I-I thought I saw you in the woods, but it turned out to be three evil versions of you.
Sonra seni ormanda gördüğümü zannettim ama senin üç farklı kötü versiyonunmuş onlar.
Jess, I gotta be honest with you. Based on what you're telling me you saw him doing outside, it all sounds pretty gay to me.
Jess, dürüst olmak gerekirse onu ne halde yakaladığınla ilgili anlattıklarına bakınca kulağıma oldukça gay geliyor.
You never came and saw it, but...
İzlemeye hiç gelmedin ama önemli değil.
Would it surprise you to learn that upon being reinterviewed, the cab driver admitted that he barely saw the gentleman in the backseat.
Bir bakalım. Sorgulama sırasında taksi şöförünün arkada oturan adamı pek iyi göremediğini duymak pek sürpriz olmadı.
So unless you want to dig him out with a bone saw and a melon baller, there's nothing I can do about it.
Yani bir kemik testeresi ve kavun oyacağı ile girişmek istemiyorsan yapacak bir şeyim yok.
I saw what you guys had, how close you were from the get-go, and I saw how she saw you, and it was different than how she saw me.
Neye sahip olduğunuzu, en başından beri nasıl yakın olduğunuzu ve seni nasıl gördüğünü gördüm. Beni nasıl gördüğünden biraz farklıydı.
Look, how is it possible that she was shot right in front of all of you and nobody saw anything?
Nasıl olur da kız herkesin önünde vurulur ama kimse bir şey görmez?
And, if you think it'll help, that you saw me changing once and my package reminded you of the muscular tail of a jaguar.
Yardımcı olur diyorsan da bir kez üzerimi değiştirirken gördüğünü ve gördüğün şeyin kaslı jaguar kuyruğuna benzediğini söyle.
I owe you a huge apology, because what you saw back there, it wasn't even real.
Sana kocaman bir özür borçluyum çünkü orada gördüklerin aslında gerçek bile değildi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]