English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You sit here

You sit here traducir turco

3,012 traducción paralela
Do one thing. You sit here relaxing while I'll be over there getting married.
Hadi sen şöyle yap sen burada rahatına bakarken ben evlenmiş olacağım.
You sit here and do bugger all!
Burada oturup tıkınıyorsunuz!
You sit here, and you're acting like you're enjoying yourself, but the truth is... You're not capable of enjoying anything.
Burada oturup, kendini eğlendiriyormuş gibi davranıyorsun, ama gerçek şu ki eğilimli değilsen, hiçbir şeyden zevk alamazsın.
Darling, why don't you sit here?
Şuraya oturalım mı, hayatım?
All right, you sit here, pulling apart some stupid cigarette case when next week you could be...
Tamam, sen buraya otur, aptal sigara kutusuyla uğraş. gelecek hafta... Teklif edilmeden reddediyorum
Can you sit here so he gets the hint?
Vazgeçmesi için burada oturabilir misiniz?
There's just two seats, and behind them is a weird space with a sign on it that says "if you sit here, you'll die."
Sadece iki koltuk mevcut ve onların arkasında "buraya oturursan öleceksin" diyen bir uyarılı garip bir yer var.
But love, grief, they cannot be solved with strategy, so instead of moving on, you sit here, and you solve other people's puzzles.
Ama aşk, acı bunlar stratejiyle çözülecek şeyler değil ve hayata devam etmek yerine, burada oturuyorsun ve başka insanların problemlerini çözüyorsun.
I'm not going to sit here and let you domestically violate me!
Burada oturup ev içi şiddete izin vermeyeceğim!
Look, we can sit here and run through every pop-culture explanation you want, but that is not gonna help us.
Bak, buraya oturabilir ve istediğin her açıklamayı düşünebiliriz ama bunun bize bir faydası olmayacak.
We'll all just sit here breathing in the smell of everyone's puke until you can talk.
Sen konuşana dek burada, herkesin kusmuk kokusu içinde oturacağız.
I love you, man, but I'm not gonna sit here and let you butcher her like that.
Seni severim dostum ama burada durup onu öylece kesmeni izlemeyeceğim.
How can you expect me to just sit here?
Nasıl burada oturmamı bekleyebilirsin?
I really need you to sit down, right here, and eat this oatmeal.
Gerçekten şuraya oturmalı ve bu yulaf ezmesini yemeliyiz.
You're right. I shouldn't just sit here.
Haklısın, burada öylece oturmamalıyım.
You just sit here and play with this shit all day long.
Sadece burada oturup tüm gün bunlarla oynuyorsun.
I'm not going to sit here and have you glaring at me for another half hour.
Burada oturup yarım saat daha bana bakmana tahammül edemiycem.
So you just want me to sit here and wait?
Yani benden burada oturup, beklememi mi istiyorsun?
You're gonna sit here and tell me you don't care who his killer is?
Bana katilin kim olduğunu umursamadığını mı söylüyorsun?
So I want you both to sit your butt... Sit down here on this fine comfortable couch, don't move, don't make a sound or nothing, right?
Bu rahat koltukta bir yere gitmeden, sessizce oturmanızı istiyorum, tamam mı?
You're really gonna sit here and pretend you don't know who I am?
Gerçekten de orada oturup kim olduğumu bilmiyormuş gibi mi davranacaksın?
Only team leader gets to sit in the chair, and you're here to bail on the carjacking.
Sadece takım liderleri oraya oturabilir... -... ve sen de işten vazgeçmeye geldin.
So you're just gonna sit here all night?
Yani bütün gece burada oturacak mısın?
- He's like you that way. - I can't just sit here.
Burada oturup bekleyemem.
You going to walk me to my car... or sit here and have those two shots of yours?
Beni arabama kadar yolcu edecek misin? Yoksa kalıp, arkadaşlarınla yuvarlamaya devam mı edeceksin?
I'd love to sit here and tell you that I had a near-death experience or that I lost a loved one, but the fact is, there are no loved ones.
Burada sana şöyle bir hikaye anlatmak isterdim neredeyse öleceğim bir iş yaptığımı ya da sevdiğim birisini kaybettiğimi ama aslında sevdiğim kimse yok.
I could sit here, and I could tell you the ten secrets of business, and you would have a great time, and you would learn a lot.
Burada oturup, size iş dünyasının on sırrını anlatabilirim. Siz de harika vakit geçirip çokça şey öğrenebilirsiniz.
You lot gonna order another drink, or are you just gonna sit here?
Siz baska icki soyleyecek misiniz, yoksa sadece burada oturacak misiniz?
You and your family just sit tight, make sure you're all here for questioning.
Sen ve ailen oturup bekleyin ve sorgu için herkesin burada olduğuna emin olun.
If you and Ginny could sit here, please.
Sen ve Ginny buraya oturun, lütfen.
Well, you can't sit here, I'm afraid.
Korkarım burada oturamazsınız.
See, you'll sit here while I text.
Bak, ben mesaj atarken sen de buraya oturacaksın.
You walk in here, buy a cup of chocolate and sit at the bar here.
Buraya gel, sıcak çikolata al ve bara otur.
Why do you just sit here and let her yell at him?
Neden sadece orada oturup onun babama bağırmasına izin verdin?
I actually have a couple of books here dad and I have been reading that talk about autism, and this one here was actually written by a boy who's a couple years older than you who has asperger's syndrome. It's a really interesting book, and, uh, we will sit and read these with you if you want.
Baban ve ben bir sürü kitap okuduk otizmle ilgili uzun uzun konuştuk mesela bu kitap senden 2 yaş büyük olan asperger sendromu olan bir çocuk tarafından yazılmış.... ve eğer istersen bunu beraber okuyabiliriz.
Well, here, you sit down and do it, then.
Pekala, o halde gel sen otur yap.
You told me to shut up, so I'm just gonna sit here and read the cereal box and practice keeping my mouth shut.
Bana çenemi kapatmamı söyledin ben de burada oturup mısır gevreği kutusunun üzerindeki yazıları okuyup çenemi kapatma alıştırması yapıyorum.
Okay, I know you're mad, but you can't just sit here and drink all night, so I'm gonna take you home and -
Pekâlâ, bana kızdığını biliyorum ama bütün gece burada oturup içemezsin bu yüzden seni eve götüreceğim...
I'll never tell you where Charlie is if you don't get my money. You said that if I got you- - or we're gonna sit here while Charlie bleeds to death, and you're never gonna see Sammy again. Shut up!
Eğer paramı alamazsam asla Charlie'nin yerini söylemem.
I... all you do is sit here, staring up at the gods, locked up in this cellar for 2, 000 years!
İki bin yıldır tek yaptığınız kıçınızın üzerine oturup, bu bodruma tıkılmış Tanrılara boş boş bakmak!
Yeah, and what do you even do here, sit on your ass and analyze data?
Ancak kıçının üstüne oturup veri analizi yapıyorsun, başka ne işe yarıyorsun?
I mean, how many times have I got to sit here, Bax, listening to you banging on about how well your business is doing?
Bax kaçıncı defa burada oturup senin işinin ne kadar iyi gittiğini anlatmanı dinliyorum?
Okay, no, I am not gonna sit here and listen to you accuse me of something so horrible!
Burada oturup beni böylesine korkunç bir şeyle itham etmeni dinleyemem.
I won't sit here and listen to you accuse me like this.
Burada oturup bana bu ithamlarda bulunmanızı dinlemeyeceğim.
Why don't you sit down here in this chair tonight and have a nice little party for two, all right?
Neden bu gece şu sandalyeye oturup ikiniz küçük hoş bir parti yapmıyorsunuz?
You mind if I sit here? Thanks.
Buraya oturabilir miyim?
So why don't you just sit here and ponder your love for law enforcement, while he goes and searches your boat.
O gidip tekneni ararken, sen de burada oturup Kolluk Kuvvetlerine olan aşkını ölçüp biç madem.
I just want you to sit here, act normal, ignore him. Eat some nuts.
Burada oturmanı, normal davranmanı, onu göz ardı etmeni istiyorum.
Okay, Sean, we don't have time for you to sit here and figure this out.
Tamam Sean, oturup çözmen için yeterince vaktimiz yok ama.
Now, you're gonna sit here, you're gonna be quiet... And I'm gonna go deal with your partners.
Şimdi, burada oturup,... sesini çıkartmayacaksın ben de ortaklarınla ilgileneceğim.
Why don't I sit here so you can sit across from your lovely- -
Ben buraya oturayım, böylelikle sen de karşıya- -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]