English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You used to

You used to traducir turco

20,639 traducción paralela
I will kick you right back to the trailer park where you used to make out with your uncle.
Eskiden amcanla işi pişirdiğin kamyon parkına seni geri göndereceğim.
You used to do social work, isn't that right, Major?
Sosyal hizmette çalışıyordun, değil mi Major?
You used to live in my apartment when you was young?
Gençken sen bizim binada mı kalıyordun?
You know, you're not as fun as you used to be, Dad...
Biliyor musun, artık eskiden olduğu gibi eğlenceli biri değilsin baba...
Let me get the phone you used to call me. I have to destroy it.
Bana ulaşmak için kullandığın telefonu ver.
You used to steal'em?
- Çalıyor muydun?
You used to be in high school, so when it... 5 years ago. / As long as that?
O zamanlar liseye gittiğine göre — - Beş yıl geçti. - O kadar oldu mu?
You used to have another picture up here.
Eskiden burada başka bir tablo vardı.
The way you used to.
Eskiden siktiğin gibi.
How about I make you that pre-game pasta you used to like?
Sana eskiden maçlardan önce yaptığım makarnadan ister misin?
Well, come on! When you were stressed out as a kid, you used to dance and sing Madonna in the living room.
Çocukken gerildiğinde, salonda Madonna şarkıları söyleyip dans ederdin.
You know, when you and Mitchell first got together, you used to ask me to do a lot of stuff.
Mitchell'la birlikte olmaya başladığınızda sürekli beni bir şeyler yapmaya çağırırdın.
I'm not the girl you used to know.
Ben eskiden tanıdığın kız değilim.
You know, Zelena, I used to be just like you.
Ben de eskiden senin gibiydim, Zelena.
All things you... used to be.
Tıpkı senin eski halin.
You know, I used to bartend.
- Biliyor eskiden barmendim.
If you want to talk to someone who wanted Leslie dead, then you need to talk to the guy who used to be her partner in business and life.
Leslie'nin ölümü ile ilgili biriyle konuşacaksanız eğer eskiden onun ortağı olan adam ile konuşmanız lazım. İş ve hayatta ortağı olan.
You know the guy there used to work for us?
Önceden bize çalışan şu adamı hatırlıyor musun?
You know, I used to wear tank tops a lot.
Eskiden çoğunlukla tank top giyerdim.
It used to be that when you communicated with someone the person you were communicating with was as important as the information.
Eskiden iletişim kurduğunuz kişi iletişimin kendisi kadar önemliydi.
So, my mom used to work for you?
Annem senin için mi çalışıyordu?
You used her once to help your drug-dealing friend Egan beat a rap.
Uyuşturucu taciri arkadaşınızı Egan'ı kurtarmak için onu kullanmıştınız.
I think you used her to help Egan kill his supplier,
Bence onu Egan'ın tedarikçisi, Felipe Lobos'u öldürmesi için tekrar kullandınız.
You used her classified information to commit capital murder.
Onun gizli bilgilerini kullanarak büyük bir suç işlediniz.
I can tell from watching you that it used to be the other way.
Seni izleyerek önceden öteki türlü olduğunu söyleyebilirim.
You'll get used to it.
Alışırsın.
Too messed up to see you're being used.
Kullanıldığını göremeyecek kadar boktan durumdasın.
You used our son to kill people.
Oğlumuzu insan öldürmek için kullandın.
You should've waited until you were used to this form and knew how to regulate its power before you started picking fights.
684 ) \ fs36 }.. kesinlikle kaybederdim.
So, the CIA used your wife to blackmail you into helping them?
Yani CIA karını onlara yarım etmen için sana şantaj mı yaptırttı?
What he sees in you, I think it's himself, who he used to be.
Sende gördüğü bence kendisi.
Once when you wrote people into debt, and then again when you used that debt to leverage them into doing your bidding.
Önce insanlara borç yazıyorsun ve sonra da o borcu kendi isteğini yerine getirmeleri için kullanıyorsun.
Do you remember how I used to try out for everything and no one ever wanted me?
Her şeyi denemek için nasıl kullandığımı hatırlıyorsun ve kimse beni istememiş?
This is what I used to poison you.
Bunu seni zehirlemek için kullandım.
Mm, I forgot- - you two used to be friends.
Eskiden arkadaş olduğunuzu unutmuşum.
Seeing as though that used to be our thing, I thought I'd hit you up.
Eskiden bizim olayımız olduğu için sana uğrayabilirim diye düşündüm.
I need you to get on the same channel we used to.
Eskiden kullandığımız kanala geçmen gerek.
♪ Used to be you could trust in the story ♪
Mr. Robot v2.4.0'Efendi-Köle'
Did you get used to wearing it?
Onu takmaya alıştın mı bari?
You know, there'd be some days I used to think I was just another white guy.
Biliyor musun bazı günler sizin gibi bir beyaz olduğumu falan düşünürdüm.
He used to beat her, you know.
Kocası onu döverdi, biliyor musunuz?
When I was a kid and I would get bummed out like when my mom was being lame or when our dog died I used to bike down to Market Street and I would buy one of these because who can stay bummed out when you can eat what you're wearing?
Küçükken üzüldüğümde, annem kızınca veya köpeğimiz öldüğünde bisikletimle pazara gider ve bunlardan alırdım çünkü taktığın şeyi yiyebilirken mutsuz kalabilir mi insan?
Eve said he used to come by and see you.
Eve ara sıra seni görmeye geldiğini anlattı.
Didn't I used to say that to you whenever you got frisky at night?
Bunu ben sana söylemiyor muydum geceleri yerinde duramıyorken?
10 years ago, you were part of a heist crew that used gelatin mixed with perfume to disable security systems.
On yıl önce güvenlik sistemlerini etkisiz hale getirmek için jelatinle parfümü karıştıran bir soygun ekibinin üyesiydin.
Last night, you used the same recipe to break into a high-security warehouse.
Dün gece aynı tarifi yüksek güvenlikli bir depoya girmek için kullandın.
Look, you are so used to being the center of men's attention that yesterday, it probably bothered you that I... got some.
Bak, sen erkeklerin ilgi odağı olmaya çok alışmışsın. Dün benim de biraz ilgi görmüş olmam seni rahatsız etmiş olmalı.
Tell you what, I'm gonna do what I used to do for my Aunt Becky at the Elks Lodge.
Bak ne diyeceğim, eskiden kulübede kalan Becky teyzeme yaptığımı yapacağım sana.
D'you know what Wyatt used to say?
Wyatt eskiden ne derdi, biliyor musun?
He used to say, 'Doc, well, if you stand for nothing, you are sure to fall.'
Şöyle derdi, "Doc, bir hiç uğruna savaşıyorsan yenilgin garantidir."
Did you know that American icon Thomas Edison used similar techniques to acquire many of his patents?
Amerikanın simgesi Thomas Edison'un birçok patentini aynı şekilde... elde ettiğini biliyor muydun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]