You were good traducir turco
4,023 traducción paralela
I wasn't asking if you were good. Oncology paging Kelly to services.
İyi misin diye sormuyordum.
You were good.
Sen de iyi.
Well, I'm sure he wishes you were good at throwing footballs or eating with your mouth closed.
Eminim baban futbol topunu iyi fırlatmanı ve yemek yerken ağzını kapatmanı istiyordur.
Better hope you were good enough for him to want more.
Bir daha istetecek kadar iyi olduğunu umacaksın artık.
If you were good enough for Lady Sybil Crawley, I'm good enough for you.
Eğer sen Leydi Sybil Crawley'a lâyıktıysan, ben de sana lâyığım.
Did you know you were good at it before you had them?
Sen çocuk sahibi olmadan önce bunu biliyor muydun peki?
You were good to me.
Bana karşı iyiydin.
You were good.
Sen iyiydin.
[Stomps foot ] [ Laughs] I don't normally do this, but you were good. 13 %.
Normalde bunu yapmam ama bize iyi davrandın. % 13'lük bahşiş.
- You were good, though.
- Çok iyiydin.
You were good!
Gerçekten çok iyiydin.
No, you were good.
- Hayır, sen iyiydin.
You- - you were good.
İyi iş çıkardın.
I approached you because I could see you were a good man.
Size gelmemin nedeni iyi biri olduğunuzun anlaşılmasıydı.
If I had known that you were that good a performer, I would've let you be good cop.
O kadar iyi oyunculuk yaptığını bilsem iyi polis olmana izin verirdim.
You know. when the sex wasn't good for both of us, there were problems.
Seks ikimiz için de iyi değilse sorun var demektir
Well, you always were good at telling stories.
Hikaye anlatmada hep iyiydin zaten.
I'd get a good lawyer, if I were you.
Yerinde olsam sağlam bir avukat tutardım.
You never were a good liar, even as a boy.
Hiçbir zaman iyi bir yalan değildin, küçük bir çocukken bile.
Janie Ludwig said you and her husband were good friends.
Janie Ludwig'in dediğine göre siz ve kocası iyi arkadaşmışsınız.
- Who says you don't know how to show a girl a good time? - [smacking] - April and I were going through
April ve ben Kraang'in depolama aygıtında bazı dosyalar bulduk.
You and Paris were such a good team.
Paris'le çok iyi bir takımdınız.
I mean, I was really good today, especially considering that I laced up for the first time today, you know, and you were totally right about the ice-skating.
İlk seferim olduğu düşünülürse bugün gayet iyi iş çıkardım. Buz pateni konusunda da kesinlikle haklıydın.
IF I WERE IN YOUR PANTS, SO TO SPEAK, I WOULD SIMPLY SAY, " YOU KNOW, I'M REALLY GOOD AT ANAL
Ben senin yerinde olsam şunu söylerdim ; "Anal sekste gerçekten çok iyiyim, küçük bir çüküm var ve yalamayı çok severim."
You could make good money if you were the manly mixture of strong and fat we called beefy.
Yeterince gücün ve kasın varsa, sağlam para kazanabiliyordun.
Well, I mean, do you feel good that you were at least honest with him?
Ona karşı açık konuştuğun için rahatladın mı?
I knew you were too good at those interrogations.
O sorgulamalarda çok iyi olduğunu biliyordum.
Well, you were always good with a shotgun.
- Av işinde her zaman iyiydin.
You know, there were a lot of other sweet kids there that needed good homes.
Orada iyi eve ihtiyacı olan bir sürü daha tatlı çocuk var.
Yes, he said you were too good for him.
Evet, onun için fazla iyi oldugunu söyledi.
You're good person. You're gonna make someone very happy one day, but, it were never gonna be me.
Çok iyisin ve bir gün birini çok mutlu edeceksin ama o ne yazık ki ben değilim.
John, your intentions were so good here, but from what you're telling me,
John, bu olaydaki niyetin çok iyi.
And I take it you have a pretty good reason for not telling us who we were looking for?
Kimi aradığımızı söylememek için de iyi bir sebebin vardı herhalde?
Were you good friends?
İyi arkadaş mıydınız?
You were very good.
- Çok iyiydin.
And that's why you were so good at your job. And why you could never be trusted with the truth.
İşte bu yüzden işinde bu kadar iyiydin ve bu yüzden gerçeği söylemek konusunda sana güvenemezdim.
You were a good comrade.
İyi bir silah arkadaşıydın.
Now if Sir Phillip were here, he'd warn you about getting between your wife and a good cause.
Şimdi Sir Phillip burada olsaydı, karın ve iyi bir neden arasında kesin kararın hakkında seni uyarırdı.
But you were so good at it.
Ama çok iyi içerdin.
Were you good?
Nasılsınız?
That was a really good save, saying that you were checking out A new gym.
Yeni spor salonuna baktığını söyleyerek durumu çok iyi kurtardın.
Of course, if you were to release my client now, I'd take that as a good faith gesture.
Tabii ki, eğer sen şimdi müvekkilim serbest bırakmak için, bir iyi niyet jesti olarak bu alacaktı.
You were so good to bring me, Walter, but y-you don't have to stay.
Beni buraya getirerek büyük incelik yaptın Walter, ama kalmak zorunda değilsin.
Of course they were, but do we trust you partners will eventually make good on your commitments?
Elbette, ama biz, siz ortakların eninde sonunda sözlerinizi yerine getireceğinize güveniyoruz.
Everyone said that you were gone for good.
Herkes senin temelli gittiğini söylemişti.
Once I learned you hadn't withdrawn any cash, I had a good notion what you were up to.
Para çekmediğini öğrendiğimde neyin peşinde olduğunu kolaylıkla anladım.
I always knew you were the good one.
Senin iyi biri olduğunu biliyordum.
Well, you were a good sport.
Sen iyi biriydin.
With a shirt full of blood, a dead body in your room and no memory of where you were last night, it's not looking so good for you.
- Kanlar içinde bir gömlek, odanda da bir ceset.. ve dün akşam nerde olduğunu da hatırlamıyorsun. - senin için pekde içaçıcı değil.
My memories of you were kissing me good night and baking cakes and lullabies.
Bana iyi geceler öpücü verdiğiniz kekler pişirdiğiniz, ninniler söylediğiniz anılarım.
You were not good enough...
Yeterince iyi değilsin...
you were right 3267
you weren't invited 19
you were awesome 39
you were late 47
you were saying 480
you weren't 353
you were amazing 132
you were gone 87
you weren't wrong 17
you weren't kidding 58
you weren't invited 19
you were awesome 39
you were late 47
you were saying 480
you weren't 353
you were amazing 132
you were gone 87
you weren't wrong 17
you weren't kidding 58