Your daughter traducir turco
16,329 traducción paralela
I think your daughter is the most talented person I've ever met.
Bence kızınız tanıştığım en yetenekli insan.
Your daughter... Before she ran off, she ever show any signs that... the demon might still be inside of her?
Kızınız kaçmadan önce, iblisin hâlâ içinde olabileceğine dair bir belirti gösterdi mi?
Your daughter's fine, Mrs. Barnes.
- Kızınız iyi Bayan Barney.
What does your daughter do?
Kızınız ne iş yapar?
Is your daughter getting married?
Kızın mı evleniyor?
Your daughter ran alone, and came first.
Kızın tek başına koşup da birinci mi geldi?
Sir, your daughter is underweight.
Kızınız düşük kiloda efendim.
I'm your daughter, and I miss you.
Ben senin kızınım ve seni özledim.
We'd like to talk to you about your daughter, Billie.
Kızın Billie hakkında konuşmak istiyoruz.
Your daughter is in real danger.
Kızınız büyük tehlikede.
Your daughter is safe.
Senin kızın güvende.
I have to remind you I nabbed your daughter.
Kızını ele geçirdiğimi hatırlatmak isterim.
It means that the man who's responsible for your daughter's death is going to prison.
Kızının ölümünden sorumlu olan adamın hapse gireceği anlamına geliyor.
He will never again do to any child what he did to your daughter.
Kızına yaptığını bir daha asla başkasının çocuğuna yapamayacak.
How would you feel if a bomb was dropped on your daughter?
Kızının üstüne bir bomba bırakılsa ne hissederdin?
Your daughter will no longer reside in the House of Kublai.
Kizin artik Kubilay Hanedanligi'nda yasamayacak.
I will find your daughter... and I will kill her too.
Kizini bulup onu da oldürürüm.
She saved your daughter's life.
Kızınızın hayatını kurtardı.
But if you want what is best for your daughter, for your sons, your wives, we need to stay here.
Ama kızlarınız, oğullarınız ve eşleriniz için en iyisini istiyorsanız burada kalmamız lazım.
Do you want your daughter to have a double mastectomy when she really doesn't need one?
Birine bile ihtiyacı yokken, kızının iki göğsünü birden aldırmasını mı istiyorsun?
Listen, I didn't want you to leave your daughter in the middle of a fight, you know?
Kızınla kavga ettikten hemen sonra ayrılmanı istemedim, anlarsın ya?
It's from your daughter Agatha.
Bu kızın Agatha'dan.
She's using your daughter to ensure that you sabotage my alliances.
Kızını benim ittifakımlarımı sabote etmen için garanti olarak kullanıyor.
Look after your daughter Swapan, I've to get to the office.
Swapan'a bak ben ofise gidiyorum.
Mr. Adams, I just need to ask you a few questions about your daughter.
Bay Adams, sadece kızınız hakkında birkaç soru sormak istiyorum.
Your daughter, Catherine.
- Kızınız, Catherine.
Ah, this is your daughter.
Senin kızın.
You sold your daughter to Marina? No.
- Kızını Marina'ya mı sattın?
Is your daughter up there?
Kızın yukarıda mı?
- You wish to see your daughter.
- Kızını görmek istiyorsun.
And what grace and virtue your daughter brought to our county, sir, when she was with us.
Bizimleyken, ülkemizde ne kadar saygın ve meziyetli bir evlâttı, efendim.
Your daughter, Amelia...
Kızın Amelia...
Mr. Cooker, if these people have your daughter, your best shot at getting her back is to tell us everything you know about your dealings with Sands.
Bay Cooker, eğer kızınız bu kişilerin elindeyse onu geri alma konusunda en iyi şansınız bize Sands'le yaptığınız anlaşmalar hakkında her şeyi anlatmaktır.
Just don't let him date your daughter.
Sadece kızınızla çıkmasına izin vermeyin.
And your daughter.
Ve kızın.
[speaking Xibalban] Gods of Xibalba, receive your daughter!
Xibalba'nın tanrıları, kızınızı alın!
Your daughter is safe because you're here with us.
Bizimle burada olduğun için kızın güvende.
Dana, it's your daughter you need to see, not the stupid lake.
Dana, görmek gereken kızın. Saçma sapan bir göl değil.
We have to ask your daughter more questions, I'm afraid.
Korkarım kızınıza birkaç tane daha soru sormamız gerekiyor.
You've enough worries, Mrs Mowbray, with your own daughter sick, too.
Kızınız da hasta olduğu için yeteri kadar sıkıntınız var Bayan Mowbray.
Chip, will you tell my daughter that she has an uncle who is a selfish prick, and that he's the only one allowed to have dreams in this family, and that she's not gonna be able to go to the volleyball tournament because of your attitude.
Chip, kızıma amcasının ne kadar bencil bir puşt olduğunu ve ailede hayallerinin peşinden gitmesine izin verilen tek kişi olduğunu ve tavrın yüzünden voleybol turnuvasına gidemeyeceğini söyler misin?
How could you say that about your own daughter?
Bunu kendi kızın hakkında nasıl söyleyebilirdin?
I hate you because when I look into your eyes, I see the woman I used to be, before magic, before the coven, when I was nothing but Rowena, the Tanner's daughter.
Ediyorum çünkü gözlerine baktığımda büyüden, cadılar meclisinden önceki kadını görüyorum.
As the daughter of your Lord Trigon,
Geleceğim.
You will release the daughter and the mother or you will never hear from me again, and you will lose your chance to speak to your leader.
Kızı ve anneyi bırakıyorsunuz yoksa benden bir daha haber alamazsınız ve liderinizle konuşma şansını kaybedersiniz.
I'm surprised you care so much about Regina... especially after what you did to your other daughter.
Regina'ya bu kadar değer vermene şaşırdım özellikle diğer kızına yaptıklarını bildiğimden dolayı.
Where are your wife and daughter?
Karınızla kızınız nerede?
When your grandmother died, Roman felt it was too dangerous for him to go, he might want to meet his daughter, so he sent me to check in, just to make sure she was okay, and at want for nothing.
Büyük annen öldüğünde Roman gitmesinin kendisi için tehlikeli olduğunu düşündü kızıyla görüşmek istemişti.
If we were going to take you to trial for the murder of Nomar, your motive would be that he was fucking your 14-year-old daughter.
Eğer seni Nomar cinayetinden dolayı dava edecek olsaydık, bunu yapma nedenin on dört yaşındaki kızınla ilişkiye girmesi olurdu.
No offense, Mr. Specter, but what my daughter does with her money is none of your business.
Alınmayın Bay Specter ama kızımın parasıyla ne yaptığı sizi ilgilendirmez.
Your youngest son, your youngest daughter... bound in marriage.
Senin en genç oğlun seninse en genç kızın evlilikle bağlanmalı.
your daughters 19
daughter 495
daughters 66
daughter time 24
daughter dance 36
daughter thing 16
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
daughter 495
daughters 66
daughter time 24
daughter dance 36
daughter thing 16
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your tea 43
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your tea 43
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your brother 593
your mind 60
your mother is dead 28
your face 246
your heart 112
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your brother 593
your mind 60
your mother is dead 28
your face 246
your heart 112
your call 269
your father called 16
your voice 78
your friend 527
your lunch 18
your wedding 23
your hand 189
your father called 16
your voice 78
your friend 527
your lunch 18
your wedding 23
your hand 189