English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ Е ] / Его убьют

Его убьют traducir turco

407 traducción paralela
- Его убьют!
Onu öldürecekler.
- Его убьют.
- Onu öldürecekler.
- Ты знала, что его убьют?
Kardeşinin onu öldüreceğinden haberin var mıydı?
Он знал, если что-то скажет не так, его убьют.
Yanlış bir kelime söylerse, vurulacağını biliyordu.
Его открыли, а там говорилось, что его убьют в театре.
Açtılar ve mektupta tiyatroya giderse öleceği yazıyordu.
Ведь они его убьют, также как отца...
Çünkü tıpkı babasını öldürdükleri gibi onu da öldürecekler.
Через несколько секунд его убьют потому что Артур Джаррет - преступник которому позволили самому выбрать способ собственной казни.
Bir kaç dakika sonra, öldürülecek. Arthur Jarrett, kendi idam şeklini seçmesine izin verilmiş olan bir idam mahkumu.
Я боюсь он влипнет в историю и его убьют
Onu birilerine teslim ederken öldürmesinden korkuyorum
Если победит, его убьют.
Eğer kazanırsa, onu öldürürler.
Его убьют еще до того, как он станет президентом.
Başkan olmasına fırsat vermeden onu öldürecekler.
Его убьют!
Onu öldürecek!
Он знал, что его убьют, и послал ее вам.
Onu öldüreceklerini bildiğinden bunu sana yolladı.
Если кто-то выдаст секреты вуду, его убьют.
Voodoo'nun sırlarını açığa vuran kişi öldürülür.
Если его убьют, значит, он был не тем парнем.
Öldürülürse zaten amaçlarımıza uygun değil demektir.
Если он не придёт на сходку, его убьют.
Toplantıya gidemezse, O'nu kesin öldürürler.
Ничего не говорите или его убьют.
Daha fazla konuşmayın, yoksa onu öldürürler.
я так бо € лась, что его убьют, молилась, чтобы он был жив.
Onca zaman öldüğünü düşünüp, yaşıyor olması için dua etmiştim.
Я обещал ему, если его убьют, я отвезу его вещи его маме.
Ona söz vermiştim. Vurulursa, eşyalarını annesine götürecektim.
Я говорил Сатин, что если тут покажется Кристин, то его убьют.
Ona yaklaşırsa öleceğini Satine'e söyledim!
Его убьют.
Öldürülecek.
Если он не докажет свою преданность боссу, его убьют.
Sadakatini ispatlamasına yardım edemezsem, ölecek.
Если я его арестую в Касбахе, меня убьют.
Kazbah'ta yakalamaya kalksaydım beni gözünü kırpmadan öldürürdü.
- Отлично. Скажи, пусть убьют его. - Что?
- Öldürmelerini söyle.
- Этак его совсем убьют.
Evlat... - Bu okulda mı oldu?
Они сказали, что убьют его, и ничего не сделали?
Sana onun işini bitireceklerini söylediler ama bunu yapmamışlar, değil mi?
Джим, они убьют его!
Jim, onu öldürüyorlar!
Я еще я хотел просить вас : ежели меня убьют и ежели у меня будет сын, не отпускайте его от себя. Пусть вырастет здесь, у вас.
Ben... sana sormayı düşünüyordum, ben ölürsem ve bir oğlum olursa, senden alınmasına izin verme.
Но если это как-то не прекратить, физическое и эмоциональное давление просто убьют его.
Ancak durdurulamazsa fiziksel ve duygusal baskılar onu öldürecek.
Насу, Ясуока и Оиси убьют его сегодня ночью.
Nasu, Yasuoka ve Oishi bu gece onu öldürecek.
Его в момент убьют!
Otuz saniye içinde öldürülür!
Что в этом толку... если его сейчас убьют?
Onu öldürürlerse bize ne iyiliği dokunur ki? Gidelim.
Его уже не убьют на войне.
Orada savaşta ölmeyecek bir adam var.
Неужто не понимаешь? Его же убьют.
Onları biliyorsun, çok iyi biliyorsun onlar onu öldürmek istiyorlar.
Они убьют его!
Onu öldürürler!
Если разум к нему вернётся, его тоже убьют.
Lordum!
Они убьют его!
Onu öldürecekler!
Ты его убила! Они убьют тебя!
ÖIdürülürsün.
Они же убьют его.
- Katranlamaya devam et.
Они убьют его...
Onu öldürecekler.
Он сказал, что они убьют его.
Son sözü "Onu öldürecekler" di.
А в этой ситуации, идя туда... он не знал, поцелуют его или убьют.
İşin özü, oraya her gidişinde... takdirle mi tehditle mi karşılaşacağını bilmez olmuştu.
Я хочу заплатить. Они убьют его.
O benim de oğlum, parayı vermeni istiyorum.
Они убьют его, потому что он поручился за меня. Он привёл меня.
Bana kefil olduğu için onu öldürürler, çünkü benim için kendini öne attı.
Они скорей убьют его за чемодан, чем заплатят.
Çanta için para vereceklerine onu öldürebileceklerini biliyor.
Если Фрэнки и Янни не убьют его?
Frankie ve Janni onu öldürmeden önce mi?
Ведь они, на самом деле, не убьют его?
Bizi öldürmeyecekler değil mi?
Если ваши люди убьют-таки Зверя,.. ... капитан, его величество настаивает,.. ... чтобы его привезли в Париж с целью изучения.
Adamlarınız bu hayvanı öldürdüğünde, majesteleri inceleme ve saklama amacıyla onun hemen Paris'e getirilmesini istiyor.
Если Вы не делитесь, Вас бросят в тюрьму или убьют. В 1990 нас посетил директор Московского Университета, и я видел его в Хельсинки две недели назад,
Paylaşmazsan, hapse atılırsın veya öldürülürsün 1990 larda, aaah Moscow Üniversitesinden bir yönetici bizi ziyaret etti ve ben onu daha 2 hafta önce Helsinki de görmüştüm
- Нет, они сказали придти одним. Если нет... они убьют его.
Hayır, yalnız gelmemizi söylediler, yoksa onu öldürecekler.
Почему они его просто не убьют?
Neden onu öldürmüyorlar ki?
Когда они узнают, что среди них Британский шпион,.. ... который следит за ними,.. ... они убьют его.
Aralarında onları gözleyen bir İngiliz casusu olduğunu anlarlarsa onu öldürürler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]