Упряма traducir turco
101 traducción paralela
Она упряма, как избалованный ребёнок.
Şımarık bir çocuk gibi inatçı.
Она упряма как осел.
Katır kadar inatçı.
Она упряма. И, как вы сами указали, капитан, мы должны найти ваш груз зенайта максимально быстро.
Çok inatçı ve sizin de belirttiğiniz gibi zenitinizi aramak kısa sürmeli.
Почему ты всегда так упряма?
Böyle bir çıkış yapmaya gerek var mı?
Я была так упряма, пытаясь превзойти свою невестку.
Öyle inatçıyım ki, görümcemden daha üstün olmaya çalıştım.
Я упряма.
İnatçıyımdır.
А она упряма не меньше старосты.
Şef kadar o da çok domuz kafalı.
Ты так же упряма, как твоя мать.
Annen kadar inatçısın.
Моя жена упряма. Это правда!
Bunun için karını sorumlu tutuyorsundur.
Она слишком упряма, что поделаешь.
Zor şartlarda çalışan bir askerdir.
Упряма, точно как ты. Своенравна до безобразия.
Suça meyilliydi.
Может, я и не лучший адвокат, но я упряма.
Onun için endişelenmenizi takdir ederim. Ama inatçıyımdır. Bu harika.
Я была горда и упряма.
Ben kibirli ve inatçıydım.
"Истребительница упряма и дерзка."
"Avcı inatçı ve disiplinsiz."
- Немного эгоистична, упряма. И ничего даром не получишь.
- Biraz bencil ve soğuk, ve kavga etmeden pes etmeyen biri.
Болезнь упряма.
Hastalık inatçıdır.
Потому что я помню, как упряма и самоуверена я была.
Çünkü, ne kadar inatçı ve kendi yaptığımın doğru olduğunu bilir bir kişiliğim olduğunu biliyorum. Aptalca bir şeyler yapabileceğini tahmin etmiştim.
- Грейс считает, что Клер просто упряма. И если она на самом деле захочет завязать с наркотиками, она сможет.
- Grace, Claire'in inat ettiğini gerçekten istese uyuşturucuyu bırakabileceğini düşünüyor.
Ты слишком упряма.
Çünkü fazla inatçıydın.
Не будь так упряма.
Bu kadar inatçı olma.
- Она упряма.
Çok istekli.
Моя дочь упряма, но она способна занять высокое положение.
Kızım inatçıdır. Ama büyük işler yapabilir.
Эта женщина очень упряма, но она действительно заботится о своих учениках.
Bu bayan oldukça inatçı fakat öğrencilerini önemsiyor.
Импульсивна, упряма.
Kafasının dikine giden.
Да. Она упряма.
Öyle bir şey yaşamana üzüldüm.
Она была столь же упряма к вступлению в компанию,
Şirket'e katılmak hususunda o da direndi.
А я - слишком упряма.
Biraz inatçı olabiliyorum.
Ты напугана и упряма, и не любишь, когда тебе сочувствуют.
Ürkmüş ve inatçısın ve insanların sana acımasından hoşlanmıyorsun.
Думаю что президент не просто упряма, она сумасшедшая.
Bence başkan sadece inatçı değil, çıldırmış.
- Эта женщина упряма до жути.
O kadın keçi gibi inatçı.
Я должна была вернуться... я должна была тебя защитить, но я была слишком упряма.
Seni içeri götürmeliydim. Seni korumam gerekirdi ama inatçıydım.
Я не настолько упряма.
O kadar katı değilimdir.
Но ты была так упряма, и не захотела оставить своих одноклассников.
Çok inat ettin. Ve arkadaşların olmadan gelmedin.
Она упряма, как ты.
En az senin kadar dik kafalı.
Эллен немного упряма, но она - добрая и хорошая.
Ellen biraz saldırgan ve biraz da inatçıdır, fakat o iyi biridir.
До недавнего времени я была несколько упряма и не видела, как нам было хорошо вместе.
Bir süredir çok inatçı davranıyordum ve birlikteyken ne kadar iyi bir çift olduğumuzu unutmuşum.
Она упряма.
İnatçı biri.
Я упряма.
Ben de inatçıyımdır.
Наверное, я просто упряма.
Sanırım inatçı biriyim.
Я упряма, Элайджа нравственный, и Ник...
Ben inatçıyım Elijah ahlaklıdır ve Nik ise...
* Я упряма * * Упряма *
* Yeterince güçlüyüm ben * * Güçlüyüm ben *
* Я упряма * * Нам нужно многое * * Нам нужно многое *
* Çok güçlüyüm ben * * Çok şey var öğreneceğimiz *
Не будь так упряма.
İnat etmesene.
- Но предупреждаю - она упряма.
Daha iyi.
Так упряма!
Hem de çok.
Я знаю свою дочь. она очень упряма.
Kızımı tanırım.
Анжела упряма словно ослица.
Demek Angela, bir katır kadar inatçı.
Ты не упряма.
Sen inatçı değilsin.
Она так упряма, твоя мать.
Annen o kadar haşin biri ki!
Или ты могла бы полюбить меня, но ты слишком боишься, и ты слишком упряма, чтобы признать это, потому что последний раз, когда ты действительно отдала свое сердце кому-то... оно разбилось.
Çünkü kalbini en son gerçekten birine kaptırdığında, kırılmıştı.
- Капитан Эмоциональность преследовал меня, крича о романтике да изрыгая "Я люблю вас". ты так упряма, чтобы сказать это, но...
- Sevmemen sadece inatçılık- -