Ama öyle traducir inglés
21,958 traducción paralela
Hayır ama öyle olduğunu biliyorum.
No, that's what I know.
- Ama öyle demedi.
- But that's not what he said.
Ama öyle işte.
He just does.
Ama öyle değildi.
But it wasn't.
Sözleşmemde hâlâ birkaç ay var ama öyle olsa bile...
I still got a couple months left on my lease, but even then...
Öyle hissettirebilir ama öyle olmayacak Tawney.
It might feel like that, but it wouldn't be, Tawney.
Sanırım "teşekkür ederim" dememi istiyorsun ama öyle demeyeceğim.
I think you want me to say "Thank you" but I'm not going to.
Tabii ki düşündüm. Ama öyle bir şey yapmadım çünkü kurallara aykırı.
Yeah, of course I did, but I never did it, because it's against the rules.
Normal bir hayatımız olsun diye fazlasıyla çabaladığımızı biliyorum ama öyle değil ne yazık ki.
Look, we've been trying so hard to have a normal life, but you know what, our life is not normal.
- Fort Knox Deposu öyle ama üssün geri kalanı online yeteneklerime karşı savunmasız.
Fort Knox Depository is, but the rest of the base is online and vulnerable to my skills.
Ama yine de yiyecektin öyle mi?
But you were gonna eat it anyway?
Orası gerçek. Ama bulunduğumuz durumlar da öyle.
Unquestionably, but so are the circumstances.
- Öyle bir yerimiz vardı ama önümüzdeki birkaç ay için yeni kiralandı.
- with a lot of land? - We only had one like that, but it was just rented out for the next few months.
Sen serbest ve rahat olabilirsin ama ben öyle değilim.
Yeah, well, maybe you're all free-wheeling and chill, but I'm not.
Öyle sanarsın, ama hayır.
You'd think so, but no.
Evet ama bu sende öyle bir etki bırakabiliyor.
Yeah, well, it can have that effect on you.
Öyle ama A.D.'nin sözüne inanamayız.
Okay, but we can't just take A.D.'s word for it.
Ama hikayede olan bu, öyle değil mi?
But that's what's going on in the story, isn't it?
- Ben de öyle düşündüm ama işler daha iyiye gidiyor.
That's what I thought, but it gets better.
- Ama Grace size söyledi öyle mi?
- But Grace told you? - Mm.
- Biliyorum ama bu sefer öyle olsan iyi olur.
- I know, but maybe this time it should be.
- Normalde öyle yapardım ama...
- No, no, I normally do, but...
Ama adam onu sağ tutacak mı bilmiyoruz, öyle değil mi?
But we don't know he'll keep her that way, do we?
Ama altı yaşında bir çocuğu öldürebildin, öyle mi?
But you could kill a six-year-old child, couldn't you?
Her zaman değil tabii ama şu durumda öyle.
Not always, but in this case, yeah.
Bu camdan kafesle hızımı kesmenin bir yolunu bulmuş olabilirsin ama buradan çıkacağım ve öyle ya da böyle hayatını mahvedeceğim, Flash.
You may have figured out a way to dampen my speed with this glass cage, but I will get out of here and I will destroy your life, Flash, one way or the other.
Öyle bir anda söylemek istemezdim ama denemediğim yol kalmadı ve bana deli gözüyle bakmayacak tek kişi de sizsiniz.
I didn't mean to drop a bomb on you like that, it's just, I've exhausted all my normal avenues, and you're the only person left who won't think I'm crazy.
Öyle gözükmüyor olabilir ama biz iyileriz.
We might not look like it, but we're the good guys.
Almancam hariç ama umalım ki neticede öyle olsun.
_
Bende öyle söyledim ama biliyorsun çocuk gibi ve ben olmasam ne yapacağını bilemeyecek halde.
That's what I said. But, you know, she's a child, and, I mean, it is obvious she has no idea - what she's doing without me.
O adamla vakit geçirdim. Az ama yine de öyle biri değil.
Just a little, but still, this is not that man.
Öyle söylemedin ama hak veriyorsun.
No, you didn't say it, but you do.
Ama keşke öyle olsaydı.
I just wished I was.
İnsan öyle düşünüyor ama değil, program sadece kırmızı ışıkta ve trafik varken yayınlanacak.
You'd think so, but no, the show's only gonna play at stop lights and in traffic.
Gerçi öyle bir endişen olmasın. 40 yıl önce kalp nakilleri emekleme dönemindeydi ama modern tıpla birlikte hemen iyileşeceksin.
Not that you need to be concerned. 40 years ago, heart transplants were in their infancy, but with modern medicine, you'll be just... fine.
Toprakla ov derdim... ama zaten öyle yaptın.
I'd have told you to rub some dirt on it, but... that's what you did.
Rızanızı alırdım ama... öyle olmadı canım ve... durum bu.
I would make sure y'all were okay with it. But... honey, that's not how it happened... and here we are.
Elbette öyle, ama onun için uygun olmayacak Kadınların önünde döşemek.
Of course he does, but it would be inappropriate for him to disrobe in front of women.
Ama Strange'in ucubelerini kovalamakla bir sorunun yok, öyle mi?
But you got no problem chasing down Strange's freaks?
Ama artık öyle olmadığını duyduk.
- And now we hear that ain't so.
Öyle, yabancıların önünde konuşmak garip tabii ama...
Yeah. I-I mean, it is weird talking in front of strangers, but...
Niye öyle düşündüğünü anlıyorum ama adamın hayatında düzenli bir yer edinmen lazım.
I can see why it might look that way to you, but you need to maintain a consistent presence in his life.
Öyle diyorsun ben de kendime öyle diyordum ama sinsice giriveriyor insanın kanına.
Yeah, well... that's what I told myself, and then just... sneaks up on you.
Eski dünyada öyle olabilir, ama yeni dünyada gerçek partinin nasıl olabileceğini biliyorsunuz, değil mi?
Well, maybe in the old world, but, uh, in the new world, we all know what a real party can be, huh?
Ama günlüğüne öyle yazmış.
Well, she wrote it in her journal.
Orada geçirmem gereken süreyi geçirdim. Bu öyle değil ki ama.
I spent my time in that place already.
Evet ama Phoebe öyle değildi.
No, but Phoebe wasn't like that.
Büyük ihtimalle öyle yapılmıştır. Ama her çelişkinin açıklaması da değiller.
There's little doubt that those steps were taken, but they don't account for every discrepancy.
- Aynen öyle. Aynı belge gibi görünüyorlar ama değiller.
They look like the same document, but they aren't.
Yani senin sayende iki yeri biliyordu. Ama onları onun seçtiğini düşünüyorsun, öyle mi?
So he knew about the two locations, thanks to you, but you think he chose them himself?
Pek hatırlamıyorum ama, eğer kayıtlar öyle diyorsa...
I don't really remember, but if the records say so...
ama öyle değil 51
ama öylesin 16
ama öyleyim 16
ama öyle olmadı 30
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
ama öylesin 16
ama öyleyim 16
ama öyle olmadı 30
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
öyleymiş 51
öylesin 305
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyledir 296
öyleyiz 77
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
öyleymiş 51
öylesin 305
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyledir 296
öyleyiz 77
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öylece 26
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öylece 26