English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ A ] / Annemin

Annemin traducir inglés

16,823 traducción paralela
Bir dakika, az önce Sara Harvey beni kandırıp annemin evinin tüm odalarını dağıtmamı mı sağladı?
Okay, did I just let Sara Harvey trick me into trashing every room in my mother's house?
Polisler bize yüzlerce soru soruyor annemin seçim kampanyasina da yardim ediyorum.
The cops are asking us a hundred questions and... I am really helping my mom with this campaign.
Parayı annemin zafer partisine sakla.
Put the funds toward mom's victory party.
Bu annemin uyandırdığı bütün iyi niyeti yok edebilir.
This could destroy all the goodwill mom just earned.
Christine Phillips hakkındaki bir şey annemin konuşmasını nasıl etkileyebilir?
Why would anything about Christine Phillips affect mom's speech?
Annemin kuponları vardı.
My mom had a Groupon.
- Annemin gözlerini almış.
She's got mom's eyes.
Annemin hiç hoşuna gitmeyecek.
My mom will hate that.
Sonra da annemin ve kurul üyelerinin kurtulup kurtulamadığına bakmam lâzım.
Then I have to see if my mom and the board members made it to safety.
- Annemin yanına mı gidiyorsun?
You going home to my mama?
Tabii, bugün annemin ehliyetini getirdim.
Yes, today I brought in my mother's driver's license.
Arabalar hakkında tek bildiğim annemin yaptıklarından ibaret.
All I know about cars is what my mom does.
O, annemin adıydı.
That was my mother's name.
- Annemin dediklerini yapıyorum sadece.
I'm just doing what mom told me to do.
Annemin dediklerine sual etmiyorlardı.
They never questioned my ma's word.
Annemin göz bebeği Nainsukh, zavallı çocuk.
The apple of my Mama's eye... Nainsukh, the poor boy.
Annemin incileri?
Mother's pearls?
Annemin fikriydi. Benim de hoşuma gitti.
I liked it.
Annemin mutfaktan geldiğini duydum.
Then I heard mom coming from the kitchen.
Annemin mutfakta sürekli beni kollamasından nefret ederdim.
I hate when my momma look over my shoulder in the cookhouse.
Dedektif Çavuş Arnott annemin eşyalarına garip bir ilgi gösterdiğimi söyledi.
Detective Sergeant Arnott remarked upon the fact I'd shown a peculiar interest in my mum's personal belongings.
Dedektif Çavuş Arnott annemin eşyalarının iade edilmemesinin beni çok rahatsız ettiğini söyledi.
Detective Sergeant Arnott remarked that I'd been particularly anxious about Mum's things not being returned to me.
Ekipten birinden annemin valizini açmasını istedi.
He asked one of the forensic search team to open Mum's overnight case.
Annemin ölümünden sonra çok savunmasızdım.
I was very vulnerable. Following my mum's death.
Çünkü annemin korkmaması için palyaço spreyine ihtiyacı var.
Because Mommy needs clown spray so she's not scared.
Annemin bizi asla bulamayacağı bir yere kaçmak için mi?
Go somewhere Mum'll never find us?
Federallerle yaptığı talihsiz iş birliği sonucunda annemin gözü Benji'de. Onu hedef almış durumda.
Well, ever since his unfortunate little tryst with the Feds, our Benji's had a target on his back, with my mother taking aim.
Annemin bile bakmaya gerek duymayacağı bir yer söyledim.
Someplace so off-putting even Mum wouldn't think of looking there.
Annemin Kupa'yı nereye sakladığını biliyorum.
I know where my mother hid the Cup.
Sırf annemin yüzünden burada olduğumu biliyorsunuz.
You know that I am only here because of my mother.
Hep yanında olmaya çalıştım ve layığıyla bir oğul oldum ama annemin bir şeyi var bir şeyler yapıyor ve hep beni suçluyor.
Now, I have tried to always be there for her, and I have been a very good son, but there is just something wrong with my mother, an... and she does things, and then she blames me,
Annemin deli olduğuna ve insanları öldürdüğüne inanmam için bazı geçerli sebeplerim var.
I have reason to believe that my mother is insane and might be killing people.
Bu yarışlar, annemin hastane masraflarını karşılamanın tek yolu.
These races? That's the only way that I can pay for my mom's hospital bills.
Annemin sadece senin desteğine ihtiyacı var...
Morn only needs your support... Nothing else.
Annemin bize iftiyacı var.
Morn needs us.
Annemin bize değil... sana ihtiyacı var.
She doesn't need us... she needs you.
Annemin geceleri beni baştan çıkaracak bilgisayarı ya da internet bağlantısı yok.
My mom has no computer or Internet access to tempt me into the night.
- Annemin önünde olmaz.
- Not in front of mom.
Annemin annem olduğunu anlıyorum.
I get that my mother is my mother.
Akşamları da annemin yanındayım.
Evenings I'm with my mom.
- En hevesli üyelerinden birisi, aynı zamanda Elijah'ın eski sevgilisi annemin en güçlü büyülerinden birisini yapmaya çalışıyor.
- One of their more zealous members, an old flame of Elijah's, is trying to undo my mother's most powerful spell.
- Annemin de böyle bir bluzu vardı.
- My mum, had a shirt just like that.
Annemin kamyoneti.
That's my mother's truck!
Evet, o annemin alnına tohum ekti ve sonra yumurta büyüdü ve tohumu yedi... Tohum ikiye bölündü ve sonra 12 yıl sonra karnını yararak dışarı çıktı.
Yeah, he planted the seeds in her forehead, and then the eggs grew and ate the seeds, then the seeds split into two, and then they popped out of her tummy scar 12 years later, so...
- Kim annemin donunu indiriyorsa çok iyi olmalı!
Man, whoever wedgied mom got her good.
- Bu annemin, bunu almak istiyorum.
This is my mother's ; I'd like to keep this.
Belki de annemin Kupa'yı nereye sakladığını görmüşümdür ve hatırlarsam onu kurtarabilirim.
Maybe I saw where my mom hid the Cup, and... and if I could just remember... I could save her.
Ayrıca annemin Magnus'la olduğu ve ona beni korumasını söylediği kâbusları görmeye devam ediyorum.
Besides, I keep having these dreams where this Magnus guy is with my mom and she tells him to protect me.
Annemin dairesi hemen şu sokağın karşısında.
Yeah, my mom's loft is just across the alley.
Emily, annemin seçimi iki hafta sonra.
Emily, my mother's election is two weeks away.
Annemin geri bildirimleri şaşırtıcıdır.
Or else you could give it to Morn...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]