English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ A ] / Annemle

Annemle traducir inglés

8,510 traducción paralela
Seninle gelmeme izin vermezsen annemle babamı şu an uyandırırım.
If you don't let me along with ya, I'll wake Mother and father this instant.
Annemle babam sonunda öğrenecek.
Mother and Father will find out. - What?
Annemle ikiniz benden kurtulma planları yapıyordunuz.
You and Mother planned to rid the farm of me.
ve gitmek istemedim gece kalırsan annen anlamaz annemle tanıştın mı kesin öğrenir senden nefret ediyor ne?
And I didn't want to leave. - Your mother won't know if you stay the night. - Have you met my mother?
- Annemle aranızdaki olaylar.
What's up with you and mom?
Annemle babama ne olacak şimdi?
What's going to happen to mom and dad now?
Bak Alex, annemle babamın arasındakiler onları ilgilendirir.
Look, Alex, what's between mom and dad is their business.
Annemle?
With my mother?
Nasıl oluyor da onun kızı annemle tanışabiliyor da... ben onun ismini bile öğrenemiyorum?
Well, how come his daughter gets to meet Ma, and I don't even get to know his name?
Maura, 2x3 bir odada, annemle yaşamaktan kaçmaya çalışıyorum.
Maura, I live in a 2x3 room in order to avoid living with my mother.
Benim annemle berbat bir ilişkim vardı.
I had a terrible relationship with my own mother.
Sanırım annemle ben birbirimize en kötü konuşmalarımızı yapıyoruz.
I think my mom and I bring out the worst in each other.
Annemle bu sırrı paylaşacağım.
I shall mention it to her in confidence.
12 yaşındaydım, annemle babam hala birlikteydi, Vegas'ta yaşıyorduk.
I was 12 years old, my parents were still together, we were living in Vegas.
Annemle babam mahzene de bakacaklar ama...
She's not at home. She's not in her office.
Acaba... Acaba bir süreligine annemle ilgilenir misin?
Would you... would you entertain my mother for a second?
Birazı korkunçtu, tamam ama inanılmaz bir şeydi. Annemle birlikte yürüyüp Falls Church'ün dibinde insanların böyle yaşadığını görmek.
Some of it was, but... it was amazing- - walking with mom and seeing people live like that, so close to Falls Church.
Bir şey öğrendim annemle ilgili gerçekten kötü bir şey.
I found out something... really bad about my mother.
Annemle babam Kirk ve Sally Everett.
My parents were Kirk and Sally Everett.
Annemle hiç ilgisi yok.
It has nothing to do with her.
Annemle Bayan Garrett'ın birlikte çalıştığını biliyor muydun?
Did you know that my mother and Mrs. Garrett worked together?
İlk önce annemle yüzleşmeliyim
No. I have to face my mother first.
Elimden geldiğince çabuk bir şekilde annemle birlikte geri döneceğim.
I'll be back with my mom as soon as I can.
Annemle kalmayı seçmeseydin şimdi burada olmazdık.
If you hadn't stayed with Mom, we wouldn't be here.
Annemle, babamın yasını barış içinde tutabilmek için gitmenizi istemek zorundayım.
I'm James. I'm going to have to ask all of you to leave just for my mother and I to grieve in peace over my dead father.
Sana ait olan bir şey çalmadan önce annemle konuşmama ne dersin?
Look, before you plan on stealing back your own work, why don't you let me talk to my mom?
Annemle konuştun mu?
Have you talked to Mom?
Annemle sen sanki mülakat ayarlıymış gibi numara mı yaptınız?
You and Mom pretended that I had an interview?
Bir gün öncesinde annemle parktayken bir adam bisikletle yanımızdan geçip telefonunu kaptı.
The day before, I was with my mom at the park when some guy on a bike swiped her phone.
Annemle babamı istiyorum.
I want my mom and dad.
Çünkü annemle babam...
Because the mom and dad...
Yine annemle tehdit edeceğin kısma mı geldik?
Oh, is this the part where you threaten my mom again?
Bence bana kendi annemle ilgili bir şeyler öğretmeye çalışıyordu.
I think she's trying to teach me a lesson about my own mom.
Bonnie, bu annemle ilgili.
Bonnie, this is about my mom.
- Annemle tam olarak niyetin nedir?
- Okay. - What are your intentions with my mother?
Bu da benim evde kalıp annemle "Ev Kadınlarının Cehennemi" ni izleyebileceğim anlamına geliyor.
That means I can stay home and watch, like, one of those Housewives of... I don't know... Hades shows with my mom.
Ve annemle birlikte.
And she's with my mother.
- Annemle babamı özleyeceğim.
I'll miss my parents. I know.
Annemle babamın niye benim okul paramı ödeyip de sana araba almadıklarını anlayamamıştın.
You couldn't understand why Mom and Dad would pay for grad school for me, but not buy you a car.
Onun için annemle kavga ettim.
And I fought with my mom for this girl.
Don, annemle babamın çocukları almalarına izin vermek tek mantıklı çözüm.
Don... Letting my parents take the kids is the only sensible solution we have here.
Annemle ve babamla da ilgileneceğim.
I'll take care of mother, father...
Aynı kandanız Bart'a karşı aynı karışık duyguları besliyoruz ve annemle olan gençlik savaşımda desteğe ihtiyacım olacağını biliyorsun.
We share the same blood, the same mixed feelings towards Bart, and you know I'll need support in my teenage war with Mom.
Bir itfaiyeci olmayı kafama koyduğumda annemle babamın tepesi atmıştı.
When I wanted to be a firefighter, my parents flipped out.
Annemle birlikte endişelenmeye başlamıştık aslında.
My mom and I are kind of freaking out actually.
Annemle birlikte dağ başında bir yerdeydik ama yine de yaralandığını biliyordum.
Mom and I were still on the top of the mountain, but I knew she was hurt.
Annemle ve kardeşimle kalıyordum ama annem öldü.
Um, I used to live with my ma and my brother, but my ma died.
O huyum vardı ve annemle birlikte neden bana böyle bir şey yaptığınızı anlıyorum. Bunu yapmak zorundaydınız.
I was still confused, and I had these feelings, and I understand that's why you and Ma did what you did to me,'cause you had to.
Annemle beraber içip, düzüşüp, beni altıma sıçırtana kadar döverlerdi.
Him and my mom used to drink and fornicate and beat the crap out of me.
Babam Wayne Girişimcilik'i soruşturuyordu, sonra da annemle beraber öldürüldü.
My father was investigating Wayne Enterprises, then he and my mother were killed.
- Annemle.
With my mom.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]