Ayrıl traducir inglés
28,471 traducción paralela
Benden ayrılıyor musun yoksa?
Wait, are you breaking up with me?
Çok kötü bir ayrılık yaşadı.
She just got through a really bad breakup.
Kötü bir ayrılık mı?
Bad breakup, huh?
Şafakta ayrılıyoruz.
We leave at dawn.
Ayrılıklar zordur.
Break-ups are hard.
Benden ayrılırken mazaret olarak sunduğun, yalnız kalma isteğine ne oldu da başkalarıyla buluşmalara gidiyorsun.
Why even go on a date if the whole reason we broke up was because you said that you needed time alone?
Fikir ayrılıkları yaşadığımızda bile aramızda sevgi hep vardı.
Even when we disagreed, there was always love between us.
Sam ile ayrılışımızı izledin.
You watched Sam and I fall apart.
- Peki, ayrıl ondan.
- Well, then, fine. Leave him.
Yerel seçimlerden sonra ayrılırım.
I'll leave after the municipal elections.
Peki neden evden ayrılıp bu kızlarla kiraya çıktınız?
So why did you leave home then and start living on rent with these girls?
23 : 05'te düğünden ayrılıp, 23 : 15'te Surajkund Karakolu'na vardınız.
You left at 11 : 05 pm and reached Surajkund Police Station at 11 : 15 pm.
Şimdi oradan hemen ayrılın ki onunla birlikte sizi de emmesin.
Now get out of that area so you don't get sucked up with it.
O ayrılıyor.
She's on leave.
Yani ona on yıl önce her şeyi batırdığını, ayrıldığın için pişman olduğunu ve şimdi belki de yeniden birlikte olmanız gerektiğini söylemedin?
So you didn't tell her that you messed up ten years ago and you regret breaking up and maybe should be together now?
Bir dakika... Sen benden ayrılıyor musun yani?
Wait, you're... you're breaking up with me?
Benden ayrılıyor musun?
You're breaking up with me?
Nathan'la ayrılmadan önce 9 yıl evli kaldık.
Nathan and I were married for nine years before we separated.
Beş dakikalığına buradan ayrılıyorum, sen bomba mı yapıyorsun?
I was gone for five minutes. You built a bomb?
Ayrılık seksinin içinde bir matematik formülü vardır.
Look, there is a mathematical formula involved in break-up sex.
Genellikle, bir ayrılıkta aynı şehirde yaşanıyorsa adamın evine eşyalarını toplamaya gidersin ve sonra sevişirsiniz.
Typically, in a break-up, if you live in the same city, you go to the guy's house to pick up your stuff, and then you do it.
Bundan sonra tamamen ayrılırsınız işte.
And then you're broken up.
Eski sevgilim Randy ile ayrılık telefon seksi yapmamız gerek.
I have to go have break-up phone sex with my ex, Randy.
Max, Randy ile benim üniversite sevgilimle seviştiğimden bile daha çok ayrılık seksi yaptınız.
Max, you and Randy have had more sex since your break-up then I had with my college boyfriend.
Kural şu tam olarak ayrılmadan önce 5 kez seks yapılır.
The rule is you have sex five times before you're broken up.
Caroline, LA'de ayrılık seksi altı kez olur.
You see, Caroline, break-up sex in LA is six times.
Ayrılığını da sikmişim.
Break-up, schmake-up.
Meclis üyesi, bildiğiniz üzere bir birliktelik platformu yürütüyorum ama şehir bu kadar ayrımcılığı körükleyen şekilde bölgelere ayrılmışken birliktelikten bahsetmek zor oluyor.
Councilman, as you know, I ran on a platform of unity, but it is difficult for a city to be united when so much of the zoning within it remains exclusionary.
Şey, o zaman efendisiz bir cin Lambadan ayrılır.
Well, then the masterless genie would be separated from its lamp.
Beni vurursan, bunu yere düşürürüm, Ve milyon parçaya ayrılır.
You shoot me, I drop this, and it breaks into a million pieces.
Buradan ayrılırsak elimizdeki tek taktiksel avantajı yitiririz.
We leave this rooftop, we lose the only tactical advantage that we have.
Evden ayrılırsa, beni ara.
Call me if she leaves.
16 olunca okuldan ayrılırsın, ne olursa olsun.
You will leave school when you are 16, regardless.
Hükumet, Meyerist yerleşkesindeki ayrılığın ardından özel olarak Amca'yı arayarak ihracın kalması denen şeyi yayınladı.
Government has issued what's called a stay of removal, essentially calling Uncle after a standoff at the Meyerist compound.
Hareket'ten ayrılıyorum.
I'm leaving The Movement.
Hawk... bir Meyerist olarak yetişti. Ayrılırsa, inancını kaybedecek.
Hawk... he grew up a Meyerist, and if he leaves, he will lose his faith.
- Ayrılıyor musun?
- You're leaving?
Tüm ailen ayrılıyor mu?
Is your whole family leaving?
Okuldan ayrılıyor musun?
Are you leaving school?
Bu yüzden de birileri harcadığım emeğin karşılığını verene kadar kapınızdan ayrılmam.
So until somebody makes it worth my while, I will haunt you.
Düşüncelerimi ifade ettiğim için üniversite tarafından misilleme, cinsiyet, yaş ve ırk ayrımcılığı. Kindar çalışma ortamı, kötü niyetli sözleşme feshi ve ihmâlkarlık.
Retaliation by the university for speaking my mind, gender, race, age discrimination, a hostile work environment, wanton breach of contract, neglect.
10 yıl önce, Jesse'nin St. Matthew'dan ayrıldığı gece.
_
Çünkü garajdan yazılım desteği verebilir ve yarına kadar dönmeyeceğiz ayrıca bakıcı para alıyor ama o almıyor... neden ki?
But why'd you have to have Sylvester stay back and watch me?
Ayrıca, mürettebatıma ve Portia'ya olan bağlılığım çok özel.
Besides, my loyalty is to my crew... and to Portia in particular.
Bir F-130'un sistematik olarak nasıl gasp edildiğini tüm ayrıntılarıyla duymamızı istediler.
They wanted us to hear, blow by blow, how an F-130 was systematically usurped.
Ayrıca Amerika tarihinin en kanlı yılı.
It's also the bloodiest year in American history.
Başarısız olursam Dünyama geri dönerim ama başarılı olursam sadece kendimi affettirmekle kalmam, ayrıca iyi bir şey yapmış olurum.
If I fail, I will "Pfft" right back to my Earth, but if I succeed, I will have succeeded not just in redeeming myself but also... will have done some good with my life.
- Ayrıca nasıl bu kadar şaşırabiliyorsun?
Besides, how can you be so surprised?
İki cinayet ile suçlanıyorsun Ve ayrıca hırsızlık ve kaçakçılık ile bağlantı Milyonlarca dolar değerinde antikalarla ilgili olarak,
You are accused of two homicides and connected to the theft and trafficking of millions of dollars in antiquities, so your best bet is to start talking.
Ayrıca AA toplantılarının benim için ne kadar önemli olduğunu anlamama sebebinin ayık olmadan önce nasıl olduğumu bilmemen olduğunu düşünüyorum.
I also think the reason you don't understand how important AA is to me is because you don't know what I was like before I got sober.
Bunu bizimle Pazartesi günü ayrıntılı biçimde konuşursunuz, olur mu?
You'll talk us through it on Monday, all right.
ayrıldık 55
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrılın 293
ayrılalım 66
ayrıldı 31
ayrılıyorum 61
ayrıldılar 19
ayrılma 30
ayrılıyoruz 54
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrılın 293
ayrılalım 66
ayrıldı 31
ayrılıyorum 61
ayrıldılar 19
ayrılma 30
ayrılıyoruz 54