Bakïn traducir inglés
606 traducción paralela
Su formasyona bakïn.
Look at that formation.
Bakïn, size o dalïsla ilgili bir sey söylemek istiyorum.
Look, I want to tell you something about that dive.
Hayïr, bakïn, doktora göre hastalïgï...
No, you see, the doctor says he's got :
Bakïn... hasta icin ve yatakta yatarak oluyor...
You see... for the patient's and they get themselves laying in bed :
- Bakïn. "Gözetme" yazan yer var ya?
- Look. You see where it says "ward"?
Siz bakïn, New York, Palm Beach ve Beverly Hills'li Bay Charleston.
You see here, Mr. Charleston of New York, Palm Beach and Beverly Hills.
Bakïn hele.
See here.
Bana bakïn!
Look at me!
" Gelip Bn. Upjohn'a bakin.
" Come up and take care of Mrs. Upjohn.
- Bakin Bayan Standish...
- Now, look here, Miss Standish...
- Bakin...
- You see...
Bakin.
Look.
Bakin.
Hey, look.
Hackenapuss'a bakin.
Look at Hackenapuss.
Suna bakin.
Look at that horse.
ªu gidis e bakin!
And look at him go!
Bakin etrafa.
Look around.
Bakin Bay Spade, yanlislikla el degistirmis... bir süs esyasini geri almak pesindeyim.
See, Mr. Spade, I'm trying to recover an ornament that, shall we say, has been mislaid.
Bakin gömlegime ne yaptiniz.
Look what you did to my shirt!
Hadi bakin, sizi engellemeyecegim.
Go ahead. I won't stop you.
Bakin memur bey!
Look, Officer!
Bakin ne yapti!
Look what she did!
Bakin, bu sadece ilk ödeme. Gerisi sonra.
You understand this is the first payment.
Su ise bakin, bayan Malotte!
well, well, Miss MaIotte!
Bakin...
Now, see...
- Burası nasıl serin gelin bir bakin
- You'll see how cool it is here!
Bakin, grubun geri kalani da geldi.
Look, the rest of the outfit just showed up.
Çocuklar, bakin!
Boys, look!
Bakin benim gitmem gerekiyor.
Oh, no. I really must...
Bakin, söylemiºtim.
See, what did I tell you.
- Ona iyi bakin.
- Take care of her.
Üzerindeki paçavraya bakin.
See the rags he wears.
Bakin burasi Benson.
Look here's Benson.
Su ise bakin.
What do you know?
Icabina bakin.
Take good care of him.
- Bakin Bayan Fisher... bu is beni ilgilendirmez.
- Look, Miss Fisher, I told you this is none of my business.
Bakin hele, burada ne varmis.
Well, what have we here?
- Bakin su ise. Baska eglence aramama gerek kalmadi.
- Well, now my day is complete.
Su hâlinize bakin.
Look at you.
Su gururlu adamlara bir bakin hele!
Look at the proud men!
Bakin ne diyecegim. Faiz borcunuzu iptal ederim ipoteginizi iptal ederim ve size 500 dolar veririm.
Tell you what, I will cancel your interest payments I'll cancel your mortgage, and I'll give you $ 500.
Su helikoptere bakin, üstünde yazi var.
Look at that helicopter up there with a sign on it.
Ah, bakin. Bu bizim.
Oh, look, that's ours.
Siz sarhos olmaya bakin ve gerisini unutun.
So you just stay drunk and forget about it.
Suna bakin.
Look at that.
Su aletin güzelligine bakin, Isteyen var mi?
Look at this beautiful instrument. Who will take it?
Onlara iyi bakin olur mu?
Take good care of them.
"Hih, köylü kizlarina bakin!"
Look at the country girls!
Bakin, Kizimla saat 13 de burda bulsmamiz gerekiyordu.
You see, I'm suppose to meet my daughter here at 1 o'clock. It's half past now, and she's still not here.
Bakin bayan su an cok mesguluz burda.
Well, miss, we're very busy here.
Bugünkü L.A. Post-Record'un ölüm ilanlari kolonuna bakin.
Just look in the obituary column of today's L.A. Post-Record.
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
bakın kim geldi 23
bakın hele 21
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
bakın kim geldi 23
bakın hele 21