English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Bir köpek

Bir köpek traducir inglés

7,998 traducción paralela
Tamamen yeni bir köpek olmuş.
He's a whole new dog.
Kırmızı ışıklar saçan çift kuyruklu bir köpek gibi sürekli sırıtıyordu.
Grinning like a dog with twa tails and beaming red the whole time.
Bir köpek ve yeşil deri ceket mi?
A Yorkie and a green leather jacket?
- Kayıp bir köpek yavrusu gibi mi?
- Like a lost puppy?
Emin ol, canlı bir köpek ölü bir aslandan daha iyidir.
Surely, a live dog is better than a dead lion.
Ana karakter konuşan bir köpek.
The title character is a talking dog.
Bir köpek nasıl olur da dışarıda yaşayamaz?
What kind of dog can't live outside?
Olduğum tek şey, bir köpek olmak.
What I am... is a dog.
Gerçekten bir köpek yaptığımızda dediklerimi hatırlıyor musun?
Remember when we actually built a puppy and I said that?
Bu bir köpek, kovboy, pizza değil.
It's a dog, cowboy, not a pizza.
Eve bir köpek mi getirdin?
You brought home a dog?
Cesedin yerini bilen bir köpek?
A dog who knows where the body was buried?
Böyle tüy döken bir köpek görmemişsindir hayatında.
You ain't never seen a dog shed like this.
Yani bir köpek daha alsan iyi olur belki.
So... maybe you should get another one.
Bir köpek tanrı, seçilmiş kişiye görünecek ve onu mutluluğa ulaştıracak dedi. O seçilmiş kişi peygamber olacakmış.
He said a dog god would appear to a Chosen One and would then lead him to happiness, and then that Chosen One would be a prophet.
- İçinde konuşan bir köpek var mı?
- Does it have a talking dog?
Kuduruk bir köpek gibi vurulmaya değil.
He needs our help, not to be put down like some rabid dog.
Yani şimdi sen bizi ölü bir köpek için mi çağırdın?
Are you telling me... that you called us out here for a dead dog?
Küçük bir köpek gibi.
Like a small dog.
Basın bu evden aşırı derecede pahalı bir köpek kulübesi olarak bahsediyor. Fakat teyzenizin eksantrik dekorasyon zevki fiyatı biraz düşürüyor.
Well, while the press reports this mansion as an enormously valuable doghouse, your aunt's eccentric sense of design has had a negative impact on value.
Sanki bir köpek tablonun üstüne oturmuş da kıçını her yerine sürmüş gibi.
Looks like a dog sat in paint, wiped its ass all over the place.
Sende biliyorsun ki havlayan bir köpek sana hep eşlik eder.
You might as well have a barking dog accompany you.
Niye avluda bağlanmış bir köpek var.
Why is there a dog tied up in our yard?
Bir köpek yakalamıştık ve sen de onu eğiteceğine bahse girmiştin.
We caught a dog, and you bet that you could civilize him.
Daha önce hiç Jack Russell çinsi bir köpek bacağını ısırdı mı?
Have you ever had a Jack Russell terrier hump your leg?
Acaba içerde ölü bir köpek mi var diye merak ediyorum.
So, I'm wondering if there's a dead dog in there.
Ryan McQuaid bir köpek balığı.
Ryan McQuaid is a shark.
Şikago'dan sonra ihtiyacın olan şey kesinlikle bir köpek balığı.
After Chicago, a shark is exactly what you need.
Belki bir köpek alırım.
Maybe I should get a dog.
- Bu bir köpek Amanda!
- A dog, Amanda!
Bir köpek gördüm, kazağının üstünde şöyle yazıyordu :
I saw a dog and he had a sweater on and on the side of his sweater, it said,
Halka açık bir havuzdan çıkan kibirli köpek balığı Bay Allen da burdaymış.
Turns out Mr. Allen Braddock is an arrogant shark who is privileged and pissier than a public pool.
- O bir köpek.
He's a dog.
Bu köpek bir kahraman, kanıt odasında oturarak tozlanmasına göz yumamam.
McKenzie : The dog is a goddamn hero ; I'm not gonna have it sitting in some evidence room gathering dust.
- Çok vaktimiz yok adamım. Köpek miyim, yoksa tanrı mıyım diye düşünüyordum da seni çok fena şaşırtacak bir şeyin farkına vardım.
I've been thinking about the whole "Am I a dog, am I a god" thing, and I've discovered something that's gonna blow your mind.
Köpek Bu kelimedeki harflerle ilgili bir ayrıntı çarptı mı gözüne?
Notice anything about the letters in this word?
İnandırıcı mı bu şimdi? Adamın ofisine köpekle gidiyorsun tesadüfe bak, adamın bir araştırması için köpek lazım olduğu ortaya çıkıyor.
I mean, come on, you show up in his office with a dog, and he, coincidentally, needs dogs for a study he just happens to be doing?
Özel köpek güçlerini kullanarak onunla gizlice konuşmuş olabilirsin. Paraları çalmaya ve benim adıma açılmış bir banka hesabına koymaya ikna etmişsindir onu.
Maybe you used your special dog powers to secretly talk to her and convince her to steal all that money and put it in a bank account under my name.
Eh, o bir köpek.
You could tell him to stop doing something a thousand times. Eh, he's a dog.
Harbi diyorum bak Ryan, üç bacaklı köpek olmak efsane bir şey.
I'm telling you, Ryan, being a three-legged dog is the shit.
Üç bacaklı köpek olmak efsane bir şey deyip teselli de edemiyorum sonuçta.
And it's not like I can tell her that being a three-legged dog is the shit.
İnsanlar, dünya şirini bir köpeği köpek gösterisine sokmayı düşündüğümü öğrenirlerse imajımla bağdaştıramaz.
And it wouldn't exactly fit my image if people found out I was considering entering... a certain adorable dog... in a dog show.
- Köpek gösterisine katılan bir adam.
A guy with a show dog?
Bu bir köpek.
Here's a dog.
Köpek bir şey seyrediyor.
The mutt's watching something.
Çok tatlı, çok iyi bir köpek.
He's so sweet.
Sonra bu köpek kapısından çıkıp işini görmeye gitti ve bir daha dönmedi.
And then he went out through this doggy door to do his business, and he never came back.
Ayrıca yarısı yenmiş bir yengeç köftemiz, yengeç köftesi dolu bir buzdolabımız ve bir parça köpek kusmuğumuz var.
We also have one half-eaten crab cake, a freezer full of frozen ones, and more than a little canine vomit.
Terk edilmiş köpek merkezinde gönüllü çalışan bir holding varisi mi?
An heir to billions volunteering at an animal shelter.
Bir yavru köpek onun suratını yaladığında bayıldığını gördüm.
I've seen her faint when a puppy licked her face.
Köpek bir defa şaplağı yerse pirzola çalmayı keser.
Once a dog gets smacked on the nose, he stops stealing pork chops.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]