Bir ne traducir inglés
136,895 traducción paralela
Ne isterse onu yapan bir adamla evlendin çünkü istediğini yapmaması için hiçbir neden yok. - Senin dışında tabii.
You married a guy who does whatever the fuck he wants because he has no reason not to except you.
Ne güzel bir gün değil mi?
It's a lovely day, isn't it?
Ayrıca benim konaklamama da bir terfiye ne dersin?
And perhaps an upgrade in my own accommodations.
Evet, devasa bir... kitap iade problemiyle ilgilenmiştik. Ne tür bitkiler yetiştiriyorsun?
Yeah, we have to deal with that giant... book return problem there.
Aziz Eve, benim için ne kadar değerli olduğunu sana söylemeden bir dakikanın daha geçmesini istemiyorum.
Well, Saint Eve, I didn't want another moment to go by without telling you how much you mean to me.
Bu ne? Efendim, sekreter Errinwright'dan acilen bir sıkı kiriş.
Sir, an urgent tight-beam from Secretary Errinwright.
Babamla benim her zaman anlattığımız bir hikaye ve bir de gerçekten ne olduğu var.
It's just, well... there's the story me and my dad always tell, and then there's what really happened.
Ne var ki grup içinde farklı kişilikler olur ve genellikle olayla ilgilenen bir kişi vardır, itici güç odur.
However, when you're in a group, there are different personalities and usually there will be one person who takes charge, who is the driving force.
Bugün dünyanın en muhteşem ülkesinde yaşıyoruz, bu da bize bir cumartesi gecesi ne yapacağımızı seçme hakkı veriyor.
[man on mic] We live in the greatest country in the world today, and that gives us the right to choose what we do on a Saturday night.
Bakın şimdi, bir anne destek grubuna katıldım... işte, bebek nasıl tutulur, yada ne bileyim, başkalaarı bebeği sevdiğinde... nasıl kıskanılmaz falan.
Yeah, see, I joined this mommy support group, you know, to make sure that I'm holding the baby up right, or you know, that I don't get too jealous when people compliment her.
Ardından Bella demezsen, ne dediğin hakkında bir fikrim yok.
Unless you're gonna say "mein" after that, I don't know what you're talking about.
Koyun, ne de güzel bir adlandırma değil mi?
I want to work it out.
Politik bir itirafta bulunsan ne olur?
Well, what about the political confessional?
Başka bir şekilde bir araya gelseydik... arkadaşa benzer bir şey olabilirdik ama yetenekleriniz ne kadar nadide olsa da artık bu artık mümkün değil.
If we'd come together some other way, I'd feel certain we might have been something like friends, but that can never happen now, despite the rareness of your gifts.
180 bin insanın hayatını sömürmek için ne güzel bir tabir.
What a lovely word for fucking the life out of 180,000 people.
Bir milyardere ne alınır kı?
What do you get a billionaire?
Milyarlarca dolarlık bir vakfın yöneticisine. ne kadar ödemem gerekir Wags?
Okay. And a, "true steward" of a multi-billion dollar charitable foundation, what would that put me back, Wags?
Ne sattığımızı bilmemiz gerek ve bir süreci satamayız.
'Cause we need to know what we're selling, - and that can't be a process.
Ne mükemmel bir çift. - Neden boşanıyorsunuz ki?
Such a perfect fucking couple, why are you getting a divorce?
Bu konuda ne hissettiğin umurumda değil ama eğitici bir belgeselin konusu olmak istemiyorsan fısıldamaya bile korktuğun, içinde sakladığın şeyleri anlatmaya başlasan iyi olur.
I don't care how you feel about this, but unless you want to end up the subject of a cautionary documentary, better start telling me the things that you're afraid to whisper that you've been keeping inside.
Ne oldu? Bir şeye mi ihtiyacın var baba?
What, do you need something, Dad?
Elinde ne Axe Capital'a karşı ne de bana karşı bir şey var.
You have nothing on Axe Cap and even less on me. Whoa, whoa, hey.
Ne oldu, bir şey mi kaçırdım?
Why, did I miss anything?
Ne dediğine bir bak.
Listen to you.
Bir müşteri boğulursa ne yapacaksın?
What do you do if a customer chokes?
Ailenizin bir parçası olacağıma, ne olursa olsun?
That I'll always be a part of your family, no matter what?
Her zaman sebebi ne olursa olsun ailenizin bir parçası olağımı söyledin.
You said I would always be a part of your family, no matter what!
Sen sebebi ne olursa olsun her zaman ailenizin bir parçası olacağımı söyledin.
You... You said... You said I would always be a part of your family, no matter what.
- Ne tür bir hükümet tesisi?
- What kind of government installation?
Bruce'a gösterebileceğim bir şeyle geleceksin, ve sonra o, "Ne" gibi olacak
Something that I can show to Bruce, and he'll be like, "What?"
Ama önerdiğim iyi bir anlaşma bu. Ne kadar direnirsen bebeğini de o kadar riske atarsın.
But this is a good deal I'm offering, and the longer you resist, the greater risk to that child.
Ne bir tuzak mı sanıyorsun?
What, you think it's a trap?
- Bir dakika, adı ne?
- Wait, what's her name?
Ne tür bir hayvan, hamile kadının karnını tekmeler?
What animal would kick a pregnant woman in the belly?
Ne tür bir yuva yıkan bunu yapar?
What kind of homewrecker would do that?
Ne bir erkeği, ne aşkı, ne de arkadaşları.
No man, no love, no friends.
Senin gibi bir kontrol delisi değişim için ne yapılmasını söylemekten zevk alabilir.
A control freak like you could enjoy being told what to do for a change.
Tatlı Ceza Kadını'nın ne zaman beri bir müşterisiydiniz?
How long were you a client of sweet lady pain's?
Herhangi bir şeyi ne söylüyor ne teyit diyor ne de reddediyorum.
I wouldn't say anything that in any way would confirm or deny visiting anywhere.
Güzel bir ipucu. Adamlarınızdan biri testi geçemezse ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Nice pro tip.
Dokuz hafta önce ülkede bir seçim yapıldı ama iki eyalet sonuçları tasdiklemeyi reddettiği için ne Conway ne de ben kazanmak için gereken 270 seçici kurul oyunu alabildik.
Nine weeks ago, we had an election in this country, but because two states refused to certify, neither Conway nor myself received the 270 electoral votes required for victory.
Arabam bozulduğunda Stamper'ın beni eve bırakıp Peter adında bir sigortacı olduğunu söylemesine ne demeli?
What about Doug Stamper driving me home when my car broke down, telling me his name was Peter and that he sold insurance?
Bunu o kadar sevdin ki ne bir anlaşma yapabildin ne de bir ilerleme sağlayabildin.
You loved it so much that you couldn't even make a deal or move a single thing forward.
Alfred'e hizmet etmek için elimden geleni yaptım ne bir mükâfat var ne de mukabele...
I have done my utmost to serve Alfred, but with no reward, no respon...
Tanrı'yı bir kadının yarenliğini ne kadar özlediğime dair her akşam bilgilendiriyorum.
I inform God each evening how much I miss the company of a woman.
Ufak bir gecikme ne?
What minor delay?
Pekâlâ, tüm cevaplara sahip olduğuna göre beni bu kadar iyi bir arkadaş yapan ne?
Um, so since you got all the answers, what makes me such a good friend?
Kocamın, babanla ne tür bir iş yaptığını bilmek istiyorum.
I want to know what kind of business my husband did with your father.
Her ne olursa olsun eğer babam dahil olduysa o kötü bir iştir.
Whatever it was, if my father was involved it would have been malignant.
Böyle korkunç bir evde ne tür ölümcül olaylar meydana geldi?
What fell acts have transpired in this dread den of horrors?
Bir de ne zamandan geldiği bizi ilgilendirmez.
Besides, really none of our business when he's from.
bir nedeni yok 30
bir nevi 51
bir nedeni olmalı 22
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
bir nevi 51
bir nedeni olmalı 22
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63