Böylelikle traducir inglés
2,558 traducción paralela
Bence bu yüzden yazar Mildred'ı hikayenin sonunda öldürüyor, böylelikle Philip gerçek aşkı bulabilir.
I think that's why the author has Mildred die in the end, so Phillip can find true love.
Biz Yara Zinciri'nde Deadman Wonderland'i düşürmek için dövüşürüz, böylelikle özgür olabiliriz.
We in Scar Chain are fighting to bring down Deadman Wonderland, so that we can be free.
Böylelikle siyasi olarak asla ayakta duramazdı.
She would never survive that politically.
Böylelikle...
Spy, saboteur, an enemy pioneers eat and do magic. Thus.
Böylelikle, akıl çağına da girdiğine göre bunun anlamı doğru ile yanlış arasındaki biliyorsun demektir.
Thus, you have attained the age of reason, meaning you know the difference between right and wrong.
Ayrıca, şunu söylemeyi unutmuş olabilirim.Taylor dedi ki birini sorgulamadan önce kendisine haber verecekmişsiniz. Böylelikle sorguyu takip edebilecek.
Um, otherwise, I may have forgotten to tell you that Taylor wants to be informed before you interview anybody, uh, so he can observe.
Bakın, adımı değiştirdim ve buraya taşındım. Böylelikle Wyat'a yeni bir başlangıç verebilirdim.
Look, I changed my name and moved down here so I can give Wyatt a fresh start.
Tabi ki de. Böylelikle fiilen konuşmaksızın zaman geçirebiliyorduk.
Oh, yes, so we could spend time together without actually having to talk.
Böylelikle hayatta kalabildim.
So I could live on
Böylelikle Jerry geldi ve geceyi benim evimde geçirdi.
That's how Jerry came to spend the night at my house.
Bu davayı çabuk bir şekilde halledebiliriz böylelikle haber aşamasından çıkarmış oluruz çabuk bir şekilde iyileşme sağlayabiliriz.
The sooner we can dispose of this case and get it out of the news cycle, the sooner we can begin to heal.
Böylelikle kimliğini öğreneceğiz.
That's when we will know his identity.
Böylelikle onu nasıl geri göndereceğimi bilirim.
So I know exactly how to send her back.
Böylelikle Clog yapabilirim.
And wear something really comfortable, so it's easy for me to clog in.
Böylelikle hiçbir şeyi kaçırmamış olur.
Now he won't be missing out on anything.
Böylelikle ufacık bir çakra belirtisinde dahi, Tenrou aktif hale gelip bedenini yakmaya başlar.
If your chakra even so much as twitches, Tenrou kicks inland bums up your body.
Böylelikle en büyük dileğimiz gerçekleşecek.
Now our wish will come true.
Ve böylelikle, oğlanların eline malzeme vereceğiz.
And give the boys something to talk about.
Yani, dünyayı senin gördüğün gibi görmemi böylelikle senin hissettiklerini hissedebilmemi demek istiyorsun.
You want me to see the world as you do, so I can feel what you feel?
Adamlarından birine kameraya yerleştirtmiş böylelikle, Vegas'ta olan Vegas'ta kalmayacaktı.
He gets one of his crew to install the camera, that way, whatever happens in Vegas doesn't have to stay in Vegas.
Ona kalması için bir yer bulacağız. Böylelikle Arroyo'da kalabilecek.
We'll find him a place to stay so he that he can stay in Arroyo.
Bir milyon dolarlık kokainin ucunda da sen kalıyorsun böylelikle.
That leaves you on the hook for a million dollars worth of cocaine.
Bunu senin teslim etmeni istediler böylelikle mektuptaki emirlere uymazsan neler olacagini görebilesin diye.
They wanted you to deliver this so that you would see what happens if you don't follow orders to the letter.
Sen de böylelikle "şişko öldü" diyemezsin.
At least then you won't say - Look, that fatso died.
Böylelikle ona dava açıp kazanabilirim.
So I can sue him and win
Böylelikle arkanı kollayabileceğim, Ajan Booth.
This way, I'll have your back, Agent Booth.
Böylelikle farklı kombinasyonlar yapılabilir.
They have interchangeable heads so you can make any combination imaginable.
Ama tavuğum olur, böylelikle ben de olurum.
But my chicken will be, and so will I.
Ve böylelikle anladığımıza göre Invexpo tam burada mı?
[Sighs] And thus we reveal Invexpo is...
Böylelikle yüksek yerleri tutarız.
That way, we hold the high ground.
Böylelikle başka bir şirket gelip işi onlar alıyordu ve Burke ve Shaw daha sonra gelip evi soyuyorlardı.
That way, another company would come in and work the party, and Burke and Shaw would come back later and burglarize the house.
Haftanın sonunda dedektifler defterleri amirlerine teslim ederler böylelikle ne üzerinde çalıştıklarını öğrenebiliyoruz.
They turn it into their supervisor at the end of the week so we know exactly what they've been working on.
Eski ayinler toprağı iyileştirir böylelikle kurbanların ruhları huzur bulabilir.
The ancient rituals heal the ground so that the souls of the victims can find rest.
Boynuna ufak bir çan asıp, böylelikle yakında olduğunu anlamamız fikrine mi? Neye?
What?
Böylelikle hiçbir araba geçemeyecek.
All right So no cars can go.
Tamamen bizim görüntümüzün ve karakterlerimizin kopyaları olacaklar. Böylelikle biz de grup uyumunu sürdüreceğiz ve düşüşe geçmekten kurtulacağız.
They'll be the total embodiment of us in looks and personality so that we maintain the same group chemistry and avoid tipping.
Biliyorsun, avatar. Bizim yerimize geçip işlerimizi yapacak olanlar. Böylelikle ben denize açılabilirim, Dee aptal şakalarını yapabilir, ve Dennis suratına daha fazla asit dökebilir.
You know the avatar that we're going to get to do all of our work for us, so I can go sailing, and-and Dee can tell her stupid jokes, and Dennis can pour more acid on his face.
Böylelikle karara varılmıştır.
We hereby hand down the following judgment.
Evet, böylelikle beni soyabilecektin, krokodil haydudu.
Yeah, so you could rob me, croc bandit.
Eğer, onların çıkmasından hoşnut değilsen onu, buraya ders çalışmaları için çağır, böylelikle sen de tanışmış olursun.
Well, if you're not comfortable with them going out, have him come here for a study date so you can meet him.
Feyris, Rukako, Moeka her biri olayları birer gün ileri aldı. Böylelikle şu anki Dünya Çizgisi'nde, Mayuri 17 Ağustosta ölecek bugün akşam sekizden önce.
Moeka... Mayuri dies on the 17th.
ABD donanmasından küçük bir grup, uçakla malzemeleri getirdi. Böylelikle ilk Amundsen-Scott Güney Kutbu İstasyonu'nu inşa edebileceklerdi. Çorak buz örtüsünün ortasında altı adet tahta kulübe.
A small party from the United States Navy landed supplies by plane so they could build the first Amundsen-Scott South Pole Station, six wooden huts in the midst of the barren icecap.
Böylelikle beraat edilmiştir.
He is hereby acquitted
Bu konu da böylelikle kapanmıştır.
The matter is thus closed.
Bundan sonra büyük şirketler olmayacak böylelikle bütün eyaletler Colorado gibi zenginleşecek.
Furthermore, big compan es will no onger be permitted to abandon their present states and move to wealthier states like Colorado.
Böylelikle film ekibiyle birlikte Tahrana uçarız.
I fly into Tehran, we all fly out together as a film crew.
Böylelikle seni daha fazla incitemez.
So that he won't hurt you any more.
Yaşlandığındaysa krallığı dört oğlu arasında bölüştürmüş böylelikle krallıkta barışı sağlayan sütunlar olacaklarmış.
And when he grew old he divided the kingdom among his four sons, that they should be the pillars on which the peace of the land rested.
Ms. Griggs verdi, böylelikle Bakugan üzerine çalışabiliyoruz..
Ms. Griggs gave us one, so we could work, to the deal Bakugan..
Böylelikle ne konuştuklarını duyabilirim ya da... Seni sonra ararım.
Call you back.
Böylelikle Seok Hyeon'un takımı zayıflar.
Then Seok Hyeon's team will become weak.
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25