Gelmez traducir inglés
13,540 traducción paralela
Sorgulanabilir hale gelir gelmez Reddington'in bilgisini dogrulayabiliriz.
As soon as he can be questioned, we can confirm Reddington's information.
Özür dilemek yeterli gelmez biliyorum ama küçük kızımın üniversite için evden ayrıldığı aynı gün buraya gelip küçük kızların futbol maçını izlemek benim için çok zor.
I know "I'm sorry" barely covers it, but it's very difficult for me to come here today and watch little girls playing soccer on the same day that my little girl left for college.
Böyle hikayelerin sonu gelmez.
Stories like this do not blow over.
Bakmaktan zarar gelmez.
Doesn't hurt to check.
Ama bu senin de yapabileceğin anlamına gelmez...
In the future... you won't really become someone amazing.
Hayır ama bu, olmadığı anlamına gelmez.
No, but that doesn't mean there isn't one.
Annemle babam muhtemelen gelmez.
Mom and Dad couldn't possibly come.
Bu katil olduğum anlamına gelmez.
So that's not proof I'm a murderer.
Bu yanlış seçim yaptığın anlamına gelmez.
Doesn't mean you made the wrong choice.
Kimse gelmez demiştim.
Told you nobody would come.
Sabah sabah fazla sert gelmez mi?
Uh, wow. Don't you think that's a bit much?
Umarın iş oraya kadar gelmez.
I'm hoping it doesn't come to that. Listen, Neal...
Katilin gittiği anlamına gelmez.
That doesn't mean the killer was gone.
Başlamadan önce sizi uyavayım, eskvim şakaya gelmez.
Before we start, I just want to warn you, fencing isn't a joke.
Karmaşık bir geçmişi olabilir ama bu anlama gelmez...
He may have had a complicated past but that doesn't mean that he's...
Gelmez mi?
Doesn't it?
Evet ama biliyorsunuz beyler, Keller'ın Scott'ı eve kadar takip etmemesi buna karşımadığın anlamına gelmez.
Yeah, but you know, guys, just because Keller didn't follow Scott home doesn't mean he's not involved somehow.
O günden beri benimle doğru düzgün konuşmaz, her gün eve gelmez ve benden tamamen kaçar oldu.
Since then he doesn't talk to me properly nor does he come home every day. He avoids me totally.
Bu Daylight'ı bildikleri anlamına gelmez.
It doesn't mean they know about Daylight.
Herkesin aklına gelmez bu.
Well, you're in the minority on that.
Ama sırf yaşlanıyorsun diye bu büyüyeceğin anlamına gelmez, biliyor musun?
But just because you're growing up doesn't mean you have to grow up, you know?
Yem vermeyince gelmez.
She won't move without this snack.
Suçun kabul edilmesi anlamına gelmez bu!
That is not an admission of guilt.
Biraz zorlayıcı biriydi ama bu onu öldürmek istiyorum anlamına gelmez.
I mean, he was kind of a hard-ass, but... That doesn't mean that I wanted him dead.
Yoksa kavganın üstünden altı saat geçmesine rağmen hastaneden nasıl rapor gelmez?
Otherwise, six hours after the incident how could we not have any reports from the hospitals?
Ve beni durdurmak için elinden bir şey gelmez.
And there's nothing you can do to stop me.
Biliyorum, ameliyatımız dünyanın en uzun süren ampütasyonuna dönüşebilir ama denemekten zarar gelmez.
It just might end up being the world's slowest amputation, but... can't hurt to try.
Onu öldürdüğüm anlamına gelmez.
That doesn't mean I killed him.
Adamın koşması onu kovalaman gerektiği anlamına gelmez, Alex.
Just because a man runs doesn't mean you have to give chase, Alex.
Bir süredir, ama bu bir daha yapmayacağım anlamına gelmez.
I haven't in a while, but that doesn't mean I'm never gonna do them again.
Sırf geçmişte oldu bitti diye bu yaşanmadığı anlamına gelmez.
[Just because it happened in the past, doesn't mean it didn't happen.]
Derdi ne biliyor musun? Seksi insanlar şunu bilmeli bir insanın bir kez pervasız davranmış olması ve bunun hoşuna gitmesi aynı şeyi yapmaya devam edeceği anlamına gelmez.
Her problem is that hot people should know that just because a person does something that is reckless and likes it does not mean that they are going to keep doing that thing, okay?
Zor beğenen biri olması evlenmeyeceği anlamına gelmez.
The fact that she's choosy doesn't mean she won't be.
Hem önemi yok, elimizden bir şey gelmez.
And it doesn't matter. There is no alternative.
Ama bu birbirimize eşlik etmesinden zevk alamayacağımız anlamına gelmez.
But that doesn't mean we can't further enjoy each other's company.
Avusturya'dan gelecek yolculuk eşyalarım gelir gelmez İspanya'ya gideceğim.
As soon as the rest of my travel belongings arrive from Austria, I will leave for Spain.
Ya da buraya başka bir akşam gelmez mi?
Or wait to come back here another night?
-... bu nedenle neden... - Evet, ama bu sözleşmelerin tek mevcudiyeti müvekkilimizin böyle bir işle ilgili olduğu anlamına gelmez.
- Yes, but the mere existence of those contracts does not mean that our client was engaged in such work.
Üzgünüm Claire. 64 / 1 Çeroki olmam doğuştan izci olduğum anlamına gelmez.
I'm sorry, Claire. Just'cause I'm 1 / 64th Cherokee, it doesn't make me a natural tracker.
Aşk hayatımı yürütemiyor olmam aşık olamayacağım anlamına gelmez.
Just because I can't make romance work doesn't mean it doesn't exist.
Ne yapacağımı bilmiyorum çünkü üzgün şapkacının da dediği gibi zaman akar geri gelmez.
It's been four years. Well, I don't know what to do, because like the Sad Hatter said, time goes forward ; it doesn't go back.
Bundan güzel bir şey gelmez. Bir tanesi hariç.
Nothing good can come from this.
Ama gözden uzak olması, fark edilmiyor manasına gelmez.
But out of sight doesn't mean out of mind.
Ve köpeklerin elinden hiçbir şey gelmez.
And the dogs can do nothing.
Ailemi bir kez yanımda istemiyor olmam onları sevmiyorum anlamına gelmez.
So, if I don't want my parents with me this one time, it doesn't mean I don't love them.
Bu seni sevmediğim ve sen yokken deli gibi özlemediğim anlamına gelmez.
That doesn't mean I don't love you and miss you like crazy when you're not here.
Tabi bu benim kızımla evlenebileceğiniz anlamına gelmez. İlginç ifade biçimleriniz var, Bay Jeffords.
You know, not that you're going to be marrying my daughter or anything. [laughs ] [ woman] You have an interesting way of phrasing things, Mr. Jeffords.
Elimden bir şey gelmez.
It cannot be helped.
Sana dediğimi hatırla, başına bir şey gelmez.
Remember what I told you and you'll be fine.
Umarım bir daha böyle bir şey başıma gelmez.
And I hope to never get one again.
Geri gelmez.
It doesn't go back.
gelmedi 96
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmeyecek misin 17
gelme 75
gelmek istemiyorum 21
gelmek ister misiniz 20
gelmedi mi 34
gelmem 23
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmeyecek misin 17
gelme 75
gelmek istemiyorum 21
gelmek ister misiniz 20
gelmedi mi 34
gelmem 23