Gerekiyor traducir inglés
95,932 traducción paralela
Geldiğin iyi oldu, Alex için sözleşmenin hazırlanması gerekiyor ve...
Good, Donna, you're here. I'm gonna need someone to draw up a contract for Alex, and...
Bu durumda senden bir şey daha öğrenmem gerekiyor.
So now I just need one more thing from you...
- Şunlara bakman gerekiyor...
- You need to look at the...
Ne yapmam gerekiyor?
What am I supposed to be doing?
Gitmem gerekiyor.
I'm gonna go.
Sığınma evinde herhangi bir elektronik malzemen olmaması gerekiyor.
You're not supposed to have any electronics at the shelter.
- Burada olmaman gerekiyor.
- You don't have to be here.
Bu sığınma evinde olmaman gerekiyor.
You don't have to be at this shelter.
Onu geri vermen gerekiyor.
You're gonna have to take it back.
Bilmem gerekiyor.
Zanpampa nicnequi nicmatiz.
Hayatınıza bakmanız ve sormanız gerekiyor,
You have to look at your life and ask,
Dogru bir izlenim vermemiz gerekiyor.
We need to make the right impression.
Simdi birlikte calismamiz gerekiyor, kendi aramizda tartisamayiz.
We need to work together now, not argue amongst ourselves.
Onu götürmen gerekiyor.
All right. You've gotta take her.
Telefonlarınız gerekiyor.
I need your phones.
Hayır hayır gitmem gerekiyor.
I've gotta... I've gotta get out.
Mamanın yarısını yiyince gazını almak gerekiyor.
You know you... You have to burp her when she's halfway through feeding.
Geri çekilmeniz gerekiyor.
I need you to move back.
Benim tarafımda olman gerekiyor.
Hey! You're supposed to be on my team, right?
Sadece çemberde olmaları gerekiyor.
Oh, we just need them in the circle.
Şimdi gidip altı fıçıyı da kendim mi almam gerekiyor?
Now I have to go and get all six kegs myself?
Sana bir şey söylemem gerekiyor.
Look, I gotta tell you something.
Hepimizin içeride olması gerekiyor.
We're all supposed to be inside.
Makul fiyata bir yere gitmeniz gerekiyor mu?
Does anyone need a ride somewhere for a reasonable fee?
General Washington, gitmemiz gerekiyor.
General Washington, we have to go.
- Gitmemiz gerekiyor!
We need to go.
Elbette ama ona kadar gelişme kaydetmek gerekiyor.
Sure, but, you know, you gotta work up to it.
Sonrasında insanlığına tutunman gerekiyor.
And you try to hold on to your humanity.
Ve zaten Mon-El içinde kostüm yapmam gerekiyor.
And that already on top of me having to make Mon-El a suit.
Benim sana teşekkür etmem gerekiyor.
I should be thanking you.
Lena'nın suçlu olduğunun farkına varman için daha ne olması gerekiyor?
What is it going to take for you to realize that Lena is a criminal?
Seni bu gezegenden göndermek için ne gerekiyor?
What is it going to take to get you off this planet?
Başka bir şey yapmadan spektrometrenin güncellenmesi gerekiyor.
Now, the spectrometer needs to update before I can do anything else.
Kendime gelmem gerekiyor.
I could use a moment to collect myself.
Gitmen mi gerekiyor?
Do... do you have to go?
Bazı bilgileri doğrulaman gerekiyor.
I need you to corroborate some information.
Mülkün tamamını kapatmamız gerekiyor.
I need units, and we need to lock this entire property down.
Bunu anlamamız gerekiyor.
We need to know that!
Bunu anlamam gerekiyor.
I need to know that.
Onu kendisinden koruman gerekiyor.
I need to protect him from himself.
Tesise dönüp plân yapmamız gerekiyor.
We should return to the facility and formulate a plan.
Karnındaki çocuğun beslenmesi gerekiyor.
You must nourish the child growing in your belly.
Gücünü koruman gerekiyor.
You need to keep up your strength.
Dostlarıma mesaj ulaştırmam gerekiyor.
I need to get a message to my friends.
Bilmeleri gerekiyor.
They need to know.
Bilmeleri gerekiyor.
They need to know!
- Bilmeleri gerekiyor.
- They need to know!
- Neyi bilmeleri gerekiyor?
- Need to know what?
Karnında büyüyen çocuğun beslenmesi gerekiyor.
You must nourish the child growing in your belly.
Cassie'den vaz mı geçmem gerekiyor?
I'm supposed to just give up on Cassie?
Gitmen gerekiyor.
You need to go.
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerek kalmadı 36
gerekmez 98
gerekirse 81
gerekli değil 44
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerek kalmadı 36
gerekmez 98
gerekirse 81
gerekli değil 44