Gerektiği kadar traducir inglés
706 traducción paralela
Çok budala ve düşüncesizim ve bundan, olması gerektiği kadar bahsetmiyorum ama içten içe sana büyük minnet duyuyorum.
I'm so silly and heedless, and I don't speak of it as often as I should... but I'm terribly grateful inside.
Benim yapabileceğim şey ise bu hareketin toplumsal tartışmalarına yerleşmiş bir kaç yanılgıyı açıklığa kavuşturup meseleye bakmaları gerektiği kadar derin bakmayan bazıları tarafından bize karşı öne sürülen bir takım yakıştırmaları düzeltme olacaktır.
What I can do possibly is to clear up a few misapprehensions... that have seems to have crept into the public discussion of this movement... and revise some of the epithets that have been applied to us... by some who have not gone as deeply into the matter as they might.
Gerektiği kadar okuma yaparsan, dokuzda kapandığını bilirsin.
If you read as much as you should, you'd know it closes at 9 : 00.
Gerektiği kadar.
For as long as may be necessary.
- Gerektiği kadar.
- Just long enough.
Sadece güvenmem gerektiği kadar.
Just as far as I have to.
Olması gerektiği kadar kötü değil.
Ain't as bad as it should be. You too?
Olması gerektiği kadar.
Tough enough.
- Bayan Channing'in işleri yolunda.. .. bu nedenle beni gerektiği kadar meşgul edecek pek birşey yok.
- Miss Channing's affairs are in good shape, so there isn't enough to keep me as busy as I should be.
Belki, olmam gerektiği kadar yanında olamadım ama sana söz veriyorum ki, bundan böyle izinli olduğum her anımı bunu telafi etmekle geçireceğim.
Maybe I wasn't around a lot of times I should have been but I guarantee you that I'm gonna spend all the time I have off duty making it up to you.
Yürek gerektiği kadar, beceri de gerekir.
It needs skill as well as heart.
Yani bu gece olman gerektiği kadar.
Happy as you should be tonight?
Sinir sisteminin olması gerektiği kadar kuvvetli değilsin.
Your nervous system isn't nearly as sound as it should be.
Daha sıkı, yoksa olması gerektiği kadar kabarmayacak
Tighter, or it won't puff out as it should
Karen sana karşı olması gerektiği kadar kibar.
Karen is very kind to you.
- Gerektiği kadar.
As long as it has to.
- Gerektiği kadar.
- As long as it takes.
- Gerektiği kadar.
- As much as you'll need.
- Gerektiği kadar.
- For as long as we need you.
Bunu istediğiniz için memnun oldum. Çünkü istemeseydiniz olmanız gerektiği kadar uyanık olmadığınızı düşünecektim.
I'm happy that you asked me this... because if you didn't I would know that you were not being as alert... as you might be.
Adamlarımdan biri gerektiği kadar nakiti gemiye getirecek.
One of my agents will bring the necessary cash aboard.
- Gerektiği kadar.
- -However long it takes.
- Olması gerektiği kadarı bende olacak. - "Ne zaman ve nerede?"
I'll have exactly what you need.
Bazen programlar gerektiği kadar uzun olmuyor.
You know, sometimes the show's aren't really quite as, uh... As long as they ought to be.
Pekâlâ, olmam gerektiği kadar mutlu değilim.
All right, so I'm not as happy as I should be.
Niebo için yemek yapmak, gerektiği kadar sürer.
For Niebo to cook takes as long as it takes.
Burada bulunmam gerektiği kadar bulundum.
I have spent my required hour.
- Gerektiği kadar, sayın bakan.
- As long as necessary, Governor.
Bir kadının olması gerektiği kadar kiloluyum ben, bir oğlan gibi sıska değil!
I'm fat where a woman should be fat, not skinny like a boy!
Ahırdaki yeri de kirli olmaması gerektiği kadar kirliydi... At yerinde olsa bu kadar kirli olamazdı.
Its stall wouldn't be as mucky as it should be... if it had been in all night.
Bu noktadan sonra, adamın bilinci yiter ve görevli doktor mahkumun öldüğünü ilan edene dek işlem gerektiği kadar tekrarlanır.
By this point, the man is unconscious and the whole process is repeated as many times as necessary until the prisoner is proclaimed dead by the physician on duty.
Bu alanda, Olması gerektiği kadar apaçık değil.
In this area... it's not as clear as it could be.
Gerektiği kadar ver!
Give me whatever I need!
Bir şeyin olmasını çok istemek ve olması için de gerektiği kadar beklemek demek. - Sabır.
Patience is like it's just wanting something so bad you wait as long as it takes to get it.
Bu da, iş başında ölene kadar çalışmaya devam etmemiz gerektiği anlamına geliyor.
It's meant that we should keep on working until we die in harness.
Iki kiz kardesin olmasi gerektigi kadar yakin olmadik hiç.
We've never been as close as sisters ought to be.
Beyler, anladığım kadarıyla İngiliz Parlamentosu'nda Afrika'daki müttefik kuvvetlerine başkomutanlık için kime görev verilmesi gerektiği sorusu sorulunca bazı üyeler benim adımı önermişler.
Gentlemen, I understand that not long ago when the question came up in the British Parliament as to who should be entrusted with the supreme command of the allied forces in Africa some members suggested my name.
- Gerektiği gibi yapacağız, o kadar.
We're gonna do it right. That's all I said.
Bilmem gerektiği kadarını biliyorum.
I know all I need to know. Except the beginning.
Bu ipler ne kadar gerektiği gibi bağlandıysa o kadar.
Truly as you're bound by ropes.
Ama korkarım Fransız işbirlikçilerimiz olmaları gerektiği kadar destek olmuyor. İşe koşuldukları zaman bile salyangozlar gibi yavaşlar.
Even when driven to the job, they move like snails.
- Tabii kimsenin evlat edinmemesi veya Rhoda gibi çocuk yapmaması gerektiği gibi saçma bir inanışa kanacak kadar aptal değilsek.
- I was sure of that. - Great Scott, if we were foolish enough... to swallow that other venal belief... nobody would ever either adopt a child or even have children of their own... like that sweet little girl she has, for example.
Kız dedi ki, "İri yarı, kuvvetli bir erkeğin sahip olması" gerektiği parmak sayısı kadar. "
And she said, "Well, that's just the right number of toes... " for a big, strong man to have. "
Biliyorum. Avukat değilim. Belki teorilerim olması gerektiği kadar iyi değil.
I'm not a lawyer, and maybe my theories are not that great but, Mrs Williams, I've been a cop for a long time and after a few years, the old nose gets to be pretty good.
Aşırı misafirperverlikten senin de onlar kadar aptal olman gerektiği konusunda ısrar eden aptal insanların kibirinden.
The aggressive hospitality, the arrogance of stupid people who insist you should be as stupid as they are.
Lewis Kalesine kadar belki 12 ya da 15 günümü alır ve ne kadar sürerse sürsün şu anda ne yapmam gerektiği umurumda değil.
I got maybe 12 or 15 days to Fort Lewis... and right now I don't care what I have to do, as long as I get there!
Şaka bir yana... demek istediğim şuydu... birbirimizi bu kadar sevdiğimize göre... ve artık kendimizi yetişkin olarak görmemiz gerektiği için...
Well, seriously... what I meant was that... since we do care for each other so much... and since we should really consider ourselves as adults now...
Ancak Ruslar neredeyse son âna kadar yargılama olmaması gerektiği konusunda ısrarcı oldular. O adamlar suçluydu ve yakalandıkları anda idam edilmeliydi.
But the Russians persisted almost until the end in saying that there should be no trial - these men were criminals and should be immediately executed the moment they were caught.
Her ne kadar, sebepleri anlaşılmasa ve failin tesadüfî öldürdüğü görülse de,... polis zanlının başka cinayetler de işleyeceği ve genç kızların geceleri tek başlarına çıkmamaları gerektiği konusunda uyardı.
As the motives are obscure and the criminal appears to kill at random, the police are warning that he is likely to attempt further murders, and that young girls should avoid going out alone at night...
Alman olduğun için, sapına kadar Alman olduğun için ve işsiz kalmış olduğun için ve dünyanın düzeni böyle olduğu için ve dünyanın böyle bir düzende olmaması gerektiği için sana bir şey söyleyeceğim.
Because you're German, German through and through, and because you're unemployed, and because that's the justice of this world, and because it shouldn't be that way, I'm going to tell you something.
İşini bitirmen gerektiği bir yana arkadaşların evine gidene kadar senin için çok endişelendiler.
On top of having to finish your work for you, before they could go home, they were worried sick.
kadar 19
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerek yoktu 39
gerekmiyor 26
gereksiz 31
gerekmez 98
gerekirse 81
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerek yoktu 39
gerekmiyor 26
gereksiz 31
gerekmez 98
gerekirse 81