English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ G ] / Getireyim

Getireyim traducir inglés

9,103 traducción paralela
Gidip şampanya ve çilek getireyim mi?
Should I come back with champagne and strawberries?
Kendimi açıkça dile getireyim Niklaus.
Let me make myself quite clear, Niklaus.
Hastanede sana seni sevdiğimi söylediğimde bana cevap olarak tatlı getireyim dedin.
When I... told you that I loved you at the hospital, you responded with Jell-O.
Burada bekle, esrar getireyim biraz.
Wait there, I'll get the grass.
Sana şu dosyaları getireyim.
I'll get you those files.
Bir şeyler getireyim mi?
_
O zaman tanığımızı hemen buraya getireyim.
I'll get our witness back in here, pronto.
Morris eski dostum gözlüklerin olmadan yapamayacağını bildiğimden getireyim dedim.
Morris, old chum, I brought your specs cos I wasn't sure you could manage without them.
Sonra da onu buraya mı getireyim?
And then bringing him back to this?
Size nakliye sorumlumuzu getireyim.
I'll bring you to our transpo head.
Ben size Dave'i getireyim.
I'll get Dave for you.
Gidip getireyim.
I'll go get it.
New York'a gitmeden Sylvie'yi buraya getireyim dedim.
( laughs ) I was bringing Sylvie by before we headed back for new york.
- Onu ben mi hizaya getireyim?
Wait. You want me to ground her?
İçki alır mısınız bayım? Sıcak havlu getireyim mi?
_
- Bir koşu eve gidip getireyim.
- I can run home and get it.
İçeri gidip getireyim.
I'll just go in and get it,
Biraz şarap getireyim.
I'll get some wine.
Hapları getireyim.
- I'll get those pills.
- Gidip arabayı getireyim.
I'm gonna go and get the car. Okay.
Çay getireyim mi?
- Um... - You want some tea?
Hortumu getireyim ben.
I'll just get the hose.
Bunları getireyim dedim.
I thought I'd bring you these.
Sana biraz kahve getireyim.
Let me get you some coffee.
- Düğünün davetli listesine bakmalıyız. - Gidip getireyim.
We should go over your wedding guest list.
Sana bir kaç battaniye getireyim.
I'm going to get you some blankets for the couch.
Neden bu adamı öldürüp sonra da göstermek için seni buraya getireyim?
Why would I kill this guy, then bring you over to show you the body?
Sana bir içki getireyim mi?
Shall I get you a drink?
Küçük elektronik kitimi getireyim.
I'll get my small electronics kit.
Durun da şu konuya iyice açıklık getireyim.
Let me be absolutely clear about this.
- Gidip getireyim.
- I'll go get it.
Size yardım getireyim.
I'm gonna get you guys some help.
Ben sana su getireyim.
I'll get you some water.
- Gidip buz getireyim o zaman.
- Okay, then I'm gonna get some ice.
Sana da puding getireyim.
I'll get you some pudding.
Ben gidip ekipmanları getireyim.
All right, I'll go get the equipment.
Ben bir şişe daha getireyim.
Let me grab another bottle.
Sana ne getireyim?
Can I get you anything?
Sen otur, ben tabakları getireyim.
Uh, sit, I'll get the plates.
Size ne getireyim?
So what can I get you?
İçkilerinizi getireyim.
I'll get your drinks.
Ben gidip numune alma takımını getireyim.
I'll get a sample kit.
- Ben Profesör Stein'ı getireyim.
- I'll get Professor Stein.
Aletlerimi getireyim.
I'm gonna grab my kit.
Karavanı getireyim.
I'll get the van.
İyi, getireyim onu.
Fine, I'll get him.
Shark'ı getireyim ben.
I'll get the Shark.
Gidip sedye getireyim.
I'll get a gurney.
Ne getireyim?
What can I bring?
Şunları yol için uygun hale getireyim öyleyse.
So why don't we go to S.T.A.R. Labs and alert Cisco? Let me just get these to-go.
- Gidip mikroskopumu getireyim.
Beautiful. Let me grab my microscope.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]