English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ I ] / Içeri girdik

Içeri girdik traducir inglés

222 traducción paralela
Konuşmayı bıraktı ve bizde bir saniye sonra içeri girdik.
Then he stopped talking, and after a jiffy we go in.
Kapıyı açık bulduğumuzdan, içeri girdik.
We found the door open, so we came in.
Eğlence olsun diye içeri girdik ve ben fiyatları sormaya başladım.
We went in for fun and I started asking for folders.
Şimdi içeri girdik.
We just got in.
Bir sorun olduğunu düşünerek içeri girdik.
We thought there'd been some trouble, so we came right in.
20 mil içeri girdik, akabinde birkaç sniper beni yakaladı.
We got within 20 miles, then I was spotted by a couple of snipers.
O sırada köpeğimin dönmesini bekliyordum, biliyor musun sadece içeri girdik ve Saugus Cafe'ye gittik ve birkaç kadeh içmeye Karar verdik.
While I was waiting for my dog to come back, we just went in, we went to the Saugus Cafe and decided to toss a few.
Cesetleri almak üzere içeri girdik.
We went in to take out all the corpses.
Yaklaşık olarak 270 metre içeri girdik. Onlar yani Japonlar kadar hızlı. Onların izin verdiği ölçüde.
( man # 6 ) We moved about... possibly 300 yards in, just as far as they, meaning the Japanese, decided for us to go.
20 : 30'da o da geldi ve birlikte içeri girdik.
At 8 : 30 he came, and we all came in.
Masaya şamdan konduğu için görebiliyorduk içeri girdik.
We could see the candle alight on the table and so we came in.
Tamam içeri girdik şimdi ne yapacağız?
So now what do we do?
Bardan içeri girdik ve hoş bir bayan gördük. Bizimle oturup bir içki alır mı diye sorduk. Nişanlı olduğunu bilmiyorduk, değil mi?
Your Honor, we went into the bar to have a drink, and we saw this nice lady, and we asked her to sit with us to have a drink, I didn't know she had a fiance.
Zaten içeri girdik.
- Relax. We're in here already.
Farz et ki içeri girdik ve öldürüldük.
Supposin'we go in there and get ourselves killed.
Direk içeri girdik.
I hope you don't mind, but we just walked in.
Sonunda içeri girdik.
Captain, we finally got through that door.
Biz de içeri girdik.
So we came in.
İkimiz de içeri girdik ama bize bir şey olmadı.
Nothing happened to us.
Kapıyı açtı, içeri girdik, işte oradaydık o sonsuz sessizlikten sonra.
He opened the door, we got in, and there we were..... after that endless silence.
Kusura bakma, izinsiz içeri girdik.
Well... I'm sorry we broke in, and...
Birlikte içeri girdik.
We ran into each other.
Az önce içeri girdik.
We just got inside.
İçeri girdik.
We just walked in.
sonra buradan... aşağı zıplayacağız şu merdivenlerden çıkıp, Tamam, içeri girdik..
There.
İçeri girdik.
We went in.
Fakat ben kayıt cihazından kaseti almadan harekete geçemeyiz. İçeri girdik sayın.
No, we're already in.
İçeri girdik ve ev sahibinin öldüğünü gördük.
And found the lady upstairs, dead. Then these other people came.
İçeri girdik ve o kocaman yerde sadece üç kişi vardı.
Intrãm acolo si, în acest imens loc, erau cam 3 oameni în rândul publicului.
İçeri girdik.
We're in.
Kapıyı açtılar. İçeri girdik.
Windows go... give to the back of the street.
En azından içeri sessiz girdik.
Well, at least we got in quietly.
Davul solosunun ortasında girdik içeri.
- Just our luck. We get here in the middle of the drum solo.
İçeri girdik ve bir kızı aldılar.
We just march in and they take this girl.
İçeri girdik!
We're in!
Annem ona Tanrı'dan bahsediyor, evde bir Doğum Tasviri köşesi kurmuş. İçeri girdik.
Mum tells her about God, and sets up a Nativity at home.
İçeri izinsiz girdik.
We're burglars.
İçeri girdik, sonra o madeni şey açıldı, içinde ölü adam vardı.
We went in and this metal thing opened with a dead guy inside!
İçeri girdik, ve kabin deli gibi dönüyordu.
We walked in, and the thing was spinning like hell.
İçeri girdik.
We're inside.
İçeri girdik!
It's working!
İçeri girdik.
We walked in.
İçeri girdik tatlım.
We're in, baby.
İçeri girdik. Kod 1 talep ediyoruz.
requesting a code one.
- Beni evine, kahve içmeye çağırdı. İçeri girdik.
She invites me back to her place for coffee.
İçeri girdik el sıkıştık...
So we walk in shake hands....
İçeri girmek istedi ve biz de girdik.
She wants to go inside, so we did.
Kafamız kesilmeden, iblise dönüşmeden ya da öyle bir şey olmadan dans etmeye başlasak iyi olacak. İçeri girdik.
We got in.
Iceri girdik, sef.
We're in, governor.
İçeri girdik!
- We went in!
İçeri girdik. - Onu tanımıyorum!
- I don't know him.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]