Korkmuş traducir inglés
3,784 traducción paralela
Sesleri duymaya başladığım ilk gün, senin sesin hayatta duyduğum en korkmuş sesti.
The day I first started hearing voices... your voice... it was the most frightened I'd ever been in my life.
Korkmuş ve yorgun hissediyor.
He's feeling scared and tired.
Ben paranoyak korkmuş biri değilim, tamam?
Look, I'm not some scary ball of paranoia, okay?
Billy, dışarda korkmuş, savunmasız ve senin bebeğini taşıyan güzel bir kız var.
Billy, there is a beautiful girl out there who is scared and vulnerable and having your baby.
Suratına baktım, o aptal, korkmuş suratına.
I looked over at her face, just at her stupid, scared face.
Onlar korkmuş olsun?
They get spooked?
Aranıyormuş orada, tutuklanmaktan korkmuş.
He's wanted there. He thought he would be arrested.
Eğer yalnız ve korkmuş durumda olsaydın kimden yardım isterdin?
If you were alone and scared, who would you reach out to?
Beni vuran bok kafalıyı savunduğuma inanamıyorum ama şu anda Julian sadece korkmuş bir çocuk.
I can't believe I'm actually defending that little shit bird who shot me! But right now, Julian is a scared kid.
Senin sevgilin de biraz korkmuş olacak.
It'll be a nice lesson for your "sugar daddy" too.
Ebevenylerinin kaderi yaşayacakları için, bu kişi korkmuş olabilir.
This person is terrified that their parents'fate might be theirs.
O yalnız ve korkmuş durumda ve ben ona yardım edebilirim.
He's scared and alone and... and... I could help.
Baksana, Wilfred ne kadar korkmuş.
Oh, look how scared Wilfred is.
- Korkmuş muydun?
- Were you scared?
Ya araç bekletiliyordu ya da iki korkmuş genç kız arkadaşlarını almak için aniden durdu.
Either the car was lying in wait Or two scared teenagers skidded to a stop to pick up a friend.
Bu kötü olaya dair aldığımız ilk bilgiler oldukça korkmuş ve bilinci yerinde olmayan kişilerden geldi.
First eyewitness accounts of this grizzly development... came from people who were understandably frightened, almost incoherent.
Çok korkmuş görünüyorlardı.
They seemed pretty scared.
Riveralar gibi insanları korkmuş olarak görmek sorunları belirli bir perspektife yerleştiriyor.
Seeing people scared like the Riveras were today, it really puts your problems into perspective.
Korkmuş, eğitimsiz ve sağlık sigortası erişimi olmayan insanlar.
They're scared, uneducated, and they don't have access to health insurance.
Ne kadar korkmuş olduğumu biliyor musun?
Do you know how scared I am?
Tamam. Burada çılgına dönmüş bir süper kötüden çok korkmuş çocuk var.
What we have here is more scared kid than crazed super-villain.
- Neden korkmuş gibi duruyorsun?
- What are You so scared of?
Korkmuş, tek başına.
Scared, alone.
Korkmuş durumda.
Freaked out.
Ona korkmuş olduğumu söylemedin, değil mi?
You didn't tell him that I said that I was scared, did you?
Spencer bıraktığı zaman çok korkmuş haldeymiş.
Spencer said she was pretty creeped-out when she left.
Korkmuş gibi davranıyordu ama sakindi.
He sounded afraid, but he was calm.
Elimde bir oda dolusu korkmuş ve kızgın rahip öğretmen ve ebeveyn var.
I've got a room full of priests, teachers and parents, terrified and pissed off.
Demek istediğim, bilmiyorum, korkmuş, kendine güveni olmayan.
I mean, she's, I don't know, afraid, insecure.
Korkmuş, inek öğrenci tarzı bir çocuk sokak aşağı koşup " Canavar!
A scared, geeky kid was running down the street yelling, " Monster!
- Epey korkmuş olmalısınız, iyi misiniz?
So, uh, must have been pretty scary? Are you all right?
- İnanman zor olabilir ama korkmuş.
Might be hard for you to believe, but he's scared.
Kimse mesajı anlamasa da, duyan herkes mesajdan korkmuş. Tek bir adam dışında. Noel için kalan adam.
Although no one understood the message, everyone who heard it found themselves afraid, except one man, the man who stayed for Christmas.
- Korkmuş.
Scared.
Zaten korkmuş vaziyetteler.
They're terrified as it is.
- Ona bu kadar yaklaştığımdan korkmuş olmalı. - Hayır.
He must be horrified at how close I came.
İyi ama korkmuş.
Well, he's scared.
Eh, o korkmuş ve oldukça kararlıdır.
Well, she's scared and determined.
Dolan'ın evine gelmişti.. .. çağırdık onu, içki içmeye davet ettik.. .. ve adam sanki korkmuş gibi kala kaldı orada.
He'd pull up over to Dolan's place and we'd call him over, invite him to a drink and he would just stand there like he was afraid.
Sesi hiç de korkmuş biri gibi değildi.
He didn't sound like a guy with cold feet.
Kız korkmuş. Gel buraya.
Come here.
Beni aramaya geldiğinde yeniden o korkmuş genç kıza dönüverdim.
Wait. When you came looking for me, I suddenly became that scared teenage girl again.
Bu seferki korkmuş bir şekilde kaçıyordu.
This one was running scared.
Korkmuş mu?
Scared?
Çok korkmuş görünüyordu.
[Gasping]
Ormanda huzurlu olduğunu görüyorum. Ama bugün korkmuş gibisin.
I see you are at ease in the forest... but today you seem frightened.
Acikcasi biraz korkmus durumdayim.
Honestly, I'm a little scared.
Bu insanlar korkmus durumdalar.
These people these people are scared.
Sen en korkmuş biliyorum Şimdiye kadar ya gördün mü?
You know the most frightened I ever seen ya?
- Çok korkmuş.
- He's so scared.
Korkmus bir sekilde bana dogru kosuyordu...
terrified...
korkmuştum 106
korkmuştu 29
korkma 1266
korkmuyorum 335
korkmak 19
korkmayın 368
korkmana gerek yok 112
korkmak mı 66
korkmadım 36
korkmanıza gerek yok 47
korkmuştu 29
korkma 1266
korkmuyorum 335
korkmak 19
korkmayın 368
korkmana gerek yok 112
korkmak mı 66
korkmadım 36
korkmanıza gerek yok 47