Pazarlik traducir inglés
38 traducción paralela
Adil pazarlik anlayisiniz nedir?
What's your idea of a fair bargain?
Tanrilarla bir pazarlik yapabilseydim dünyadan kaçmak için hiçbir kiyiya yanasmadan.
If I could make a bargain with the gods... ... we would escape the world... ... never landing on any shore.
Sizce bu baylar birazdan benimle pazarlik yapacaklar mi?
You suppose these gentlemen will be available to discuss business before long?
Belki de pazarlik yapmak.
Looks like a parlay.
Tarrance bizim yerimize pazarlik yapacak.
Tarrance will negotiate on our behalf.
Barker pazarlik yapmayi reddetti.
Barker refused to negotiate.
Senin gibi serserilerle pazarlik etmem.
I don't haggle with runts like you.
Ve sen 100 pound için pazarlik ediyorsun.
You're haggling over 100 pound.
Cingeneler pazarlik konusunda yetenekli olmalariyla taninirlar.
Pikeys are well - known for their skills of negotiation in business.
Ama senin pazarlik becerinle onu 400'e çikartiriz bence.
But I figure with your negotiating skills, you can get me $ 400.
- Yapabilecegi her türlü kiyak için mahkumlarla pazarlik yapip, para aliyor.
He shakes cons down for money, anything he can get his hands on.
Pazarlik ederiz.
Negotiable.
Pazarlik yap.
Negotiate.
Buraya pazarlik etmeye gelmedik.
We're not here to negotiate.
Pazarlik yapmak Rusya seferinin büyük bir basarisizlik oldugunu kabul etmek olacakti.
To negotiate would be to admit that the campaign in Russia was a huge failure.
Pazarlik degil bu.
This is not a negotiation.
Rehineler icin pazarlik eden ben degildim.
I didn't handle the negotiations ;
Pazarlik için elimizde üç Stark vardi.
We had three Starks to trade.
Babamin seninle pazarlik yapacagini mi saniyorsun?
You think my father's going to negotiate with you?
Starklar'la pazarlik etmeyi seçersek kiz önem kazanacak.
If we choose to negotiate with the Starks, the girl has some value.
Tüm tanrilar askina neden... Çünkü Renly Baraseon ile pazarlik yapmani istiyorum... 100.000 kisilik bir ordu topladi.
Why in the name of all the Gods- - because I need you to negotiate with Renly Baratheon.
- Pazarlik payi yok mu?
- You want to sit down? - Be no comebacks. - No comebacks.
Bok yemek için pazarlik etmissin meger.
You chew on fresh bargain, only to swallow stale shit.
Onunla karnimizi doyurmak için pazarlik yapacagim.
With it I will forge trade that will see us fed.
Kilikyalilarla yapilan pazarlik istendigi gibi sonuçlanirsa beni sizden çok uzaklara götürecek bir yolculuga çikacagim.
If dealings with the Cilicians end as desired, I will buy passage far from your fucking presence.
Kabul et ya da yok ol, pazarlik yok.
Take it or leave it, non-negotiable.
Yoksa bir daha adam gibi pazarlik yapamam.
Or I'll never haggle a decent price again.
Seninle pazarlik edecek durumda degilim.
I mean, I have no position, right?
Harika bir pazarlik.
An excellent bargain.
su anda burada olmamin sebebi seninle pazarlik yapmak ya da seni kinamak degil ne olursa olsun hiçbir kosul altinda o kiza zarar vermiyorsun beni duydun mu?
Not to bargain with you and not to shame you but to tell you under no circumstances will you hurt that girl, do you understand me?
Pazarlik kozu diye bir sey duydunuz mu?
Did you ever hear of a bargaining chip?
su an elimizde tüm pazarlik kozlarinin en büyügü duruyor.
What we have right here is the mother of all bargaining chips.
PAZARLIK - ve karşılığında, kızımızı Katolik okuluna göndereceğim.
I'll send our daughter to Catholic school.
40 yillik fakir gibi pazarlik ediyorsunuz...
You are bargaining like you're out to buy vegetables...
Cünkü cok yakinda onu pazarlik kozu olarak kullanacagim.
For in the days ahead... I will use her as a bargaining chip.
Kimin icin pazarlik kozu olacak?
Bargaining chip for whom?
Pazarlik numarasiydi.
That was a negotiation ploy.
Pazarlik.
Bargain.
pazarlık 23
pazar 161
pazartesi 216
pazar günü 59
pazartesi mi 18
pazartesi görüşürüz 74
pazartesi sabahı 26
pazar mı 17
pazar 161
pazartesi 216
pazar günü 59
pazartesi mi 18
pazartesi görüşürüz 74
pazartesi sabahı 26
pazar mı 17