English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ S ] / Seninle birlikte

Seninle birlikte traducir inglés

4,324 traducción paralela
Seninle birlikte, nasıl bir etkileşim içine gireceklerini görmek için birbirini tamamlayan sorunlar oluşturuyorduk.
Well, we used to set up complementary Troubles to see how they'd interact... fire and ice, that sort of thing.
Seninle birlikte olmak bana iyi geliyor. Bana eskiden olduğu gibi davranıyorsun.
Didn't I mention that I like when you treat me like before?
Seninle birlikte kalmak oldukça ilginç bir deneyimdi.
It's been very... Interesting to be with you.
Seninle birlikte gördüğüm o iki kişiyle başlayalım.
Let's start with those two men I've seen you with.
Seninle birlikte savaşmak istiyorum.
I want to fight with you.
Ne zamandır seninle birlikte?
How long have you had him?
Sana ne diyeceğim, neden güvende olman için seninle birlikte gelmiyorum?
Tell you what - - why don't I walk with you just to be safe, okay?
Seninle birlikte olacağız.
We will be with you.
- Wade, seninle birlikte çalışmak çok güzeldi.
Wade, working with you has been amazing.
Birşey yok Piper. Bütün evrelerde seninle birlikte olacağım.
It's okay, Piper, I'm gonna to be with you every step of the way.
Oh, belki de seninle birlikte olduğum içindir.
Oh, well, maybe it's'cause I'm with you.
Seninle birlikte olmadan çok önceydi.
That was way before you and I got together.
Seninle birlikte olduktan sonra, senden çok daha yakışıklı ve başarılı erkek arkadaşının evine dönmesi, seni hiç rahatsız etmiyor mu?
Doesn't it bother you that after she's with you, she goes home to her more handsome, successful boyfriend?
Seninle birlikte olduğumu bilmiyorlar.
They don't know I'm with you.
Şu an burada seninle birlikte olmak istemiyorum.
I don't want to be here with you right now.
Bu akşam seninle birlikte olacak olan erkek çok şanslı.
Any guy out there tonight would be so lucky to get you.
Senden hoşlandığım için seninle birlikte oynamak istiyorum.
But, since I like you... I just want to go along with you on your ghost ventures..
Seninle birlikte.
With you.
Oraya seninle birlikte gir umuyordum.
I was hoping to get in there with you.
Seninle birlikte plan kurduğunu söyleyenler peki?
What of the men who confessed to plotting with you?
Alicia seninle birlikte çalışmaktan korktu.
Alicia was afraid to work beside you.
Numaram çıkarsa, seninle birlikte olacağım için mutluyum.
If my number was up, I'm just glad I was with you.
Seninle birlikte olmak istiyorum.
Um, look. I want to be with you.
Seks pastasında seninle birlikte olmak istemiyorum Jonathan.
I do not wish to be in a sex pie with you, Jonathan.
Neden seninle birlikte olamayacağımı yüzlerce ağızdan duydum.
I heard from 100 people why you and I can't be together.
Seninle birlikte olmak için geldik.
We left to be with you.
Sen kârı görmeden önce seninle birlikte on yıl çalıştığı şirketi.
The same company you had to work for for ten years before you saw a profit.
Seninle birlikte kalacağım.
I'm gonna stay with you.
Bir düşünsene seninle birlikte neleri başarabilirdik.
Think of what you and I could accomplish together.
Seninle birlikte denize düşmesine müsaade etmezdim.
I won't let her go in the waters with you.
Ve bu olduğunda, benim de küçük bir parçam seninle birlikte öldü.
And when it did, a little part of me died as well.
Ama seninle birlikte, saat 5.00'te, mahkemede olmamız gerek.
But you and I have to be in court at 5 : 00.
Seninle birlikte olma şansımı kaçırdığımı biliyorum. Çünkü ben salağım, ümitsizim, ineğim ve kendime zarar veren biriyim.
I know I have missed my opportunity to be with you because I am stupid and pathetic and a coward and self-destructive
Seninle birlikte ve getirmeyi umduğum diğer zenci oyuncularla gelecek yıl dünya şampiyonasını kazanabilecek bir takım kurabilirim.
With you and the other Negro players I hope to bring up next year I can put together a team that can win the World Series.
Teyzeniz... Yoksa seninle birlikte giden Hemşire Jung mu?
The aunt that you're referring to... are you by any chance referring to Nurse Jung that you left with?
Bu, seninle birlikte haznedeydi.
This was in that chamber with you.
Biraz kısa bir yol istedin, bu yolu zorlaman yüzünden seninle birlikte Soytarı'nın öfkesini de getirdi!
You wanted a little shortcut, so you forced your way in and brought the Jester's anger with you!
O zaman seninle birlikte Kraliyet Muhafızı gönderelim.
Then I will send the royal guard with you.
Ben ve Ted yeni yılda seninle birlikte Oxford'a geliyor olacağız.
Me and Ted will be coming to Oxford with you in the New Year.
Büyüyünce, burada Moors'ta seninle birlikte yaşayacağım.
When I grow up, I'm going to live here in the Moors with you.
Bu ilk zamanında seninle birlikte olacağım.
This time, your first time, I will be with you.
Ne zaman onunla birlikte olsa, seninle ilgili fantezilerimin önüne geçemiyorum.
When I'm with him, I can't stop fantasizing about you.
Dur bir saniye, şimdi de seninle mi birlikte oluyorum?
Wait a second, who am I with now?
" Sevgili Sally, bu zor zamanlarda düşüncelerimiz ve dualarımız seninle ve ailenle birlikte,
"Dear Sally, our thoughts and prayers are with you " and your family during this difficult time.
Larry'nin seninle yeniden birlikte olacağını düşünüyor musun?
You think maybe Larry would take you back?
Burada seninle ve ailemle birlikte kalmak istiyorum.
I want to stay here with you and mom and dad.
Seninle tekrar birlikte olduğum lafı dışarıya sızarsa... ne olacağını biliyor musun?
You know what'll happen if the word gets out that I'm with you again?
Seçeceğiz derken, seninle ben birlikte seçeceğiz yani.
I meant "we" as in me and you, together, picking a team.
Seninle burada birlikte olduğuma inanmak benim için son derecede zor aslında.
It's just that it's so hard for me to believe that I'm actually here with you.
Seninle bir daha birlikte olmamak için birine para bile veririm.
I would pay someone to not be with you ever again.
Yani seninle bugün veya yarın birlikte yaşayabilir miyiz?
So can I shack up with you tonight or maybe tomorrow night?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]