Silahlılar traducir inglés
408 traducción paralela
Ama silahlılar.
But they're armed.
Çok tehlikeli ve silahlılar.
They are dangerous and armed.
Huzuru sağlamak için tüm silahlıları içeri tıkmam bile gerekse yapacağım.
I'm gonna keep peace here today if I have to lock up every gunny in town to do it.
Santa Fe silahlıları bizi dağ geçidinden atmaya çalışıyor.
Santa Fe gunmen are trying to drive us out of the gorge.
Silahlılar, onları koruyan hipodrom bekçileri de öyle.
They're armed, and so are the track detectives who cover them...
Silahlılar.Evet efendim
- Yes, sir.
İlkin otomatik silahlıları vurun.
Aim for the automatics first!
Uunutulmaz günlerdi! Silahlar ve silahlılar.
Unforgettable days!
Silahlılar.
They're armed.
Ve silahlılar!
And they're armed!
- Silahlılar mı?
- Any cover?
Siz silahlılar, beni takip edin.
All of you armed men, follow me.
Mahkumlar, korumaya saldırarak kaçtılar, silahlılar.
The Federation prisoners have attacked their guard and escaped. They are armed.
Silahlılar.
They are armed.
Onlar silahlılar ve tehlikeliler.
They are armed and dangerous
... Onlar Silahlılar.
Well... they have guns.
Sakın deneme bile, silahlılar.
Don't even try, they're armed
Silahlılar mıydı yoksa sizi durdurabilmeyi mi umuyorlardı?
Were they armed, or did they expect the fire to be enough to stop you?
Silahlılar!
Armed people!
Silahlılar.
They are armed...
- Silahlılar. - Evet.
Shooters.
Dikkat edin! Hala silahlılar
Be careful, they've still got a gun
Sanırım silahlılar.
I think they're armed.
Silahlı güçler yoldan Riverview'in yukarılarına kadar devriye geziyor.
Armed guards are patrolling the road as far up as Riverview.
Suçu olmayanları bile aldılar. Onlardan hoşlanmıyorsan eğer suçlusun, kundakçılık, isyan ve silahlı soygun suçundan.
You just don't have to like them to find yourself accused and convicted of riot, arson and armed robbery.
Silahlılar. Teşekkürler Willy.
Thank you, Willy.
... kendilerine bir eğlence yarattılar... 200 den fazla silahlı adam uyuyan köye baskın yapıp.
More than 200 of them charged down on a sleeping Indian village.
İkinci kaptan, ve kıyıda gördüğünüz silahlı kişiler başlattılar.
Engineered by my mate, aided by those you saw him lead ashore.
Yeni Zelanda'nın savaşçıları Orta Doğu'da savaşırken cesur ülkeleri, çapadan başka bir şeyle silahlı değildi.
The fighting men of New Zealand were far away in the Middle East while their courageous country was armed with not much more than pitchforks.
Gece oldu, silahlıydılar.
It was night, and they were armed.
Yabancı bir ülkenin silahlı kuvvetlerine yardım eden Amerikalılar vatandaşlıktan çıkartılır.
Any American knowingly aiding the armed forces of a foreign country can be deprived of their citizenship.
Bu Silahlı Kuvvetler'i aşağılayıp, askerlikten kaçmaya teşvik ediyor. - Orduya karşı saldırılar...
There's instigation to desertion, offence to the Military Forces to the Army...
Silahlı mılar?
Is it armed?
Bir saat önce Rus ve Doğu Alman askerlerinin silahlı olarak... Batı Berlin'e girmesini takiben... iki NATO zırhlı bölüğü şehre ulaşma teşebbüsünde bulundu. Ancak sayıca üstün Komünist güçler tarafından bastırıldılar.
One hour ago, following an armed entry into West Berlin by Russian and East German troops, two NATO armoured divisions attempted to force an entry through to the city and were themselves overrun by outnumbering Communist forces.
Şu an gördükleriniz nükleer savaşın bir başka olası tarafı. Silahlı bir polis mangası hasta yükü altında ezilen doktorlara... üçüncü grupta bulunanların acılarına son vermekte yardım ediyor.
What you are seeing now is another possible part of nuclear war, an armed police squad helping the overburdened doctors to relieve the misery of those in category three.
Letonya'da 300 ajanımızın, füze mevzilerini parçaladığını bütün profesyonel sabotajcıların silahlı ayaklanmaya hazır olduğunu söylüyordum.
That we have 300 agents in Latvia dismantling missile sites. All professional saboteurs ready for armed insurrection.
On yıldır yüzbaşılar ve öteki silahlı düşmanlar yoluyla bize uyarılar gönderildi.
For ten years he rebuked me with armed men.
Silahlı mıydılar?
They were armed?
Şu noktada silahlı mücadele sadece sabotaj eylemleri olarak değil nerede ne şekilde olursa olsun emperyalizmin tüm güçlerine karşı aleni saldırılar şeklinde yaygınlaşıyor.
At this moment... Armed struggle is becoming generalized, not just as acts of sabotage... but as overt attacks on... all the forces... of imperialism, whichever... and wherever they are.
Emlakçılar buraların reklamını yapıyor. 24 saat silahlı güvenlik.
Realtors advertise these places. 24-hour-a-day armed guards.
Bırak işadamları ve politikacılar bizden korksun. Silahlı adamlarız.
Let the businessmen and politicians fear us, we're men who carry guns.
Neden, silahlı adamlar kiraladılar.
Why, they're hired gunfighters.
- Silahlıydılar.
- They had heat on them.
Silahlılar!
- Good God! They're armed!
Komuta kademesi, Fransa'nın olası bir silahlı reaksiyonuna karşı, geri çekilmeye hazırdılar.
In secret, the commanders they were ready if to remove case France showed fight signals.
Kortej yolu boyunca bütün çatılarda silahlı adamlar ve nişancılar olacak.
We'll have firemen and marksmen on every rooftop along the procession route.
Geçen gece silahlı adamlar burayı bastılar, talan ettiler, Babamı ve bir çok kızılderiliyi öldürdüler...
Last night a company of gunmen ravaged the settlement, killed my father and many Indians.
İtalyan Silahlı kuvvetleri, Arnavutluk sınırı üzerinden, topraklarımıza saldırdılar.
the Italian Armed Forces attacked our frontiers along the Greek-Albanian border.
Karılar silahlı!
The chicks are packed!
Gazetelerde, "tabak gibi" fotoğraflarımızın yerine, 4. sayfada şu var : "Fontainebleau Ormanı'nda silahlı çatışma, bir sabıkalı yaralı..." 5. sayfada ise : " Paris'in güneyinde bir polis barikatını zorla aşan sabıkalılar,..
Instead of huge images, we have the following... firefight not far from the Blue Fountain on page 4 one wounded, and on page 5 the car, turning to the south of Pars behind the police outpost provoked an accident on the road.
Michael, alıcılarım Bayan Martinson'un karavanın da silahlı 2 adam tespit etti.
michael, my sensors indicate there are two armed men in Miss Martinson's trailer.
silah 252
silahlı 32
silahlar 165
silahı 22
silahım 35
silahları 22
silah yok 83
silahsız 29
silahın 28
silahı al 54
silahlı 32
silahlar 165
silahı 22
silahım 35
silahları 22
silah yok 83
silahsız 29
silahın 28
silahı al 54
silahım yok 37
silah sesleri 29
silahlı soygun 46
silahsızım 41
silahı var 147
silahın var 16
silahım var 52
silahı ver 44
silahları var 27
silah mı 60
silah sesleri 29
silahlı soygun 46
silahsızım 41
silahı var 147
silahın var 16
silahım var 52
silahı ver 44
silahları var 27
silah mı 60