Temiz hava traducir inglés
1,944 traducción paralela
Pekala, temiz hava için hepsini dışarı çıkaralım.
OK, let's get'em outside for a little fresh air.
Biraz temiz hava, bilirsin.
Bit of fresh air, you know.
Okul bekçisi olarak temiz hava alman zor olmalı.
As gamekeeper, fresh air must be difficult to come by.
Temiz hava almalıydım, omzumda bir el hissettim, beni dışarıya çıkardı.
I needed some fresh air, there was a hand on my shoulder, leading me outside.
Temiz hava ve açık alana ihtiyacın var.
You need to get a little fresh air and open spaces.
Biraz temiz hava alıp, serinleyeceğm. "
Get some fresh air. Cool off. "
Dışarıda temiz hava var.
There's so much air out here.
Temiz hava almalıyım.
I need fresh air.
Temiz hava almaya.
Fresh air.
Dışarı çıkıp temiz hava almaya ne dersin?
Do you wanna go out and get some fresh air?
Kubbenin dışında duruyorum. Temiz hava!
I'm out of the dome.
Doktorlar bolca temiz hava alması gerektiğini söylüyorlar.
Doctors all say he needs plentiful fresh air.
- Ağaçlar, kar, temiz hava.
- The leaves, the snow, the fresh air.
Herşey dört yıllık temiz hava, temiz hükümet için ve inanılmaz yeni teknolojiler için, tıpkı...
Here's to four years of clean air, clean government, and amazing new technologies such as the...
Biraz temiz hava alacaktım.
I was just going to get some fresh air.
Sessiz, temiz hava.
Quiet, fresh air.
Sey, seni bilmem ama, biraz temiz hava iyi gelir.
Well, I don't know about you, but I could use some fresh air.
Sadece temiz hava.
And just fresh air.
Ulusal Çevre Eylem Planı, Temiz Hava İlkesi, Temiz Su İlkesi Tehlikedeki Türler İlkesi.
The National Environmental Policy Act, Clean Air Act, Clean Water Act the Endangered Species Act.
Biraz temiz hava almak istedim.
I wanted to get some fresh air
Temiz hava.
Fresh air!
Hadi dışarı çık da biraz temiz hava al.
Come out for some fresh air.
Ayrıca çık biraz temiz hava al.
And get some fresh air.
Ve deniz yosunu ve temiz hava ve doğanın ay ışığı var.
And seaweed and fresh air and nature's very own moonlight!
- Biraz temiz hava alıyordum.
- Oh, you know, just needed some air.
Açılın, temiz hava almam lazım.
Let me out, I need some air.
Biraz temiz hava alın, bir şeyiniz kalmaz.
- Drink some water... - I'm scared, doctor! Get some fresh air, you'll be fine.
Dışarı çıkıp biraz temiz hava alabilir miyim?
Can I go outside to breath fresh air?
Biraz temiz hava ve uyku size iyi gelir.
Some fresh air and sleep will do you good.
Hadi, gidip biraz temiz hava alalım!
Come on, let's go get some fresh air!
Temiz hava solumanın ne kadar hoş olduğunu unutmuşum.
I'd forgotten how nice it was to breathe fresh air.
- Temiz hava.
- Fresh air.
Temiz hava almanız için kapıyı biraz açık tutacağım.
I'm gonna keep this open, get you folks some fresh air in there, all right?
Biraz temiz hava almaya çıkıyoruz.
We're just getting a breath of fresh air.
Temiz hava girmesi için pencereyi açın.
Open the window to let in fresh air
Temiz hava almak için çıktığında içtiğin purolar.
The cigars you smoke when you go outside to get some fresh air.
Temiz hava almak ister misin?
You wanna get some air?
Acayip soğuk ama temiz hava sana iyi gelebilir.
Take a walk. It's cold as shit, but the fresh Air might do you some good.
Yangın merdiveninde temiz hava alamaz mı yani?
Uh, it can't get fresh air on a fire escape?
Aslında dışarı çıkıp biraz temiz hava almayı tercih ederim.
Ah, actually I think I prefer to step outside and get some fresh air.
Temiz hava işime yarayabilir.
I could use the fresh air.
Temiz hava verelim.
Give him some air.
- Biraz temiz hava almaya.
- To a party. - Bro.
Temiz hava!
Fresh air.
Hiç temiz hava alayım dedim.
- I needed some air.
Çıkıp biraz temiz hava alalım.
I understand perfectly well
DTÖ KARARLARINI, HÜKÜMETLERE DAYATIYOR. Temiz hava kuralları, yerle bir. Astım vakaları arttı.
And they say that the value of money should govern human rights.
Biraz temiz hava sana iyi gelir diye düşündüm.
Yeah.
Çıkıp biraz temiz hava alalım.
We need to get some fresh air.
Biraz temiz hava alabilir miyiz?
Should we get some fresh air?
- Sadece temiz hava almak istedik, hepsi bu.
We just wanted to get some fresh air, that's all.
hava 135
havana 83
hava çok güzel 31
hava durumu 19
havalı 39
hava çok soğuk 32
hava çok sıcak 61
hava soğuk 86
hava güzel 25
hava buz gibi 22
havana 83
hava çok güzel 31
hava durumu 19
havalı 39
hava çok soğuk 32
hava çok sıcak 61
hava soğuk 86
hava güzel 25
hava buz gibi 22
hava sıcak 32
havaya 16
hava nasıl 16
havaalanı 23
havai 18
hava kararıyor 57
hava kuvvetleri 73
havalan 21
havaalanında 17
havadan 22
havaya 16
hava nasıl 16
havaalanı 23
havai 18
hava kararıyor 57
hava kuvvetleri 73
havalan 21
havaalanında 17
havadan 22
havaalanına 36
havada 23
hava soğuyor 23
hava saldırısı 41
havaalanı mı 16
havai fişekler 18
havamda değilim 69
havacı 17
havada 23
hava soğuyor 23
hava saldırısı 41
havaalanı mı 16
havai fişekler 18
havamda değilim 69
havacı 17