Yazık oldu traducir inglés
1,149 traducción paralela
Evet. Yeteneğini kötülük için kullanmış olması yazık oldu, bunu insanoğlunun yararına kullanabilirdi.
Yes. lt's a pity his genius was used for evil and not for the benefit of mankind.
Yargıç Foster'a yazık oldu, öyle değil mi?
Too bad about Judge Foster.
yazık oldu, çok da güzel bir pizzaydı. - Bu kim?
Too bad, because it was a real good one too.
Ama zavallı George ve Louisa'ya yazık oldu.
BUT WHAT A SHAME FOR POOR GEORGE AND LOUISA.
Büyük bir çoğunun toplama kamplarında telef olması çok yazık oldu.
Shame so many of them perished in concentration camps.
Onu kaçırman yazık oldu.
Too bad you missed her.
Film yapmayı bırakması çok yazık oldu.
It's too bad she stopped making movies.
Karınızın o taş ocağına düşmesi yazık oldu.
Too bad the wife did a header into that quarry.
Onu savunamadığım ne yazık oldu.
Too bad I didn't represent her.
Çocuklara yazık oldu.
It's a shame about the children.
Televizyonda bir şey gördükleri an : "Oh, çok kötü olmuş be!" "Ah be, yazık oldu!" diyorlar.
Most people see something like that on television and say : "Oh, isn't that awful!" "Isn't that too bad?"
Kontes Olenska'nın kocasının teklifini geri çevirmesi çok yazık oldu.
And it's a pity that Countess Olenska refused her husband's offer.
- Yazık oldu partine.
- Bummer about your party.
Ne kadar yazık oldu.
So sad when that happens!
Meyveye yazık oldu.
Good waste ofjuice.
Yazık oldu.
What a pity
- Yazık oldu.
- What a shame.
Yazık oldu, MacGyver.
Pity, MacGyver.
Annene çok yazık oldu, ama hiç değilse huzurlu bir şekilde gitti.
It's too bad about your mum, but at least she went peacefully.
Yüzüne yazık oldu, Leather.
Damn shame about her face, Leather.
Yaşlı adama yazık oldu.
It is a pity about the old man.
Yazık oldu.
What a shame.
Çok yazık oldu.
It's a damn shame.
Çok yazık oldu.
It's such a shame.
Yazık oldu.
A shame.
Yazık oldu.
It's such a pity.
Çok yazık oldu!
Such a waste.
Yazık oldu o zaman.
Oh. That's a shame.
Yazık oldu.
That's a shame.
- Yüzbaşı Dax'e yazık oldu.
It's a pity about Lieutenant Dax.
Kiliseler yaptırmasından başka çare yok yoksa silinip gider dünyadan mezar taşında şöyle yazan tahta at gibi. "Yazık oldu. Tahta at öldü, unutuldu"
By'r lady, a must build churches then or else shall a suffer not thinking on, with the hobbyhorse whose epitaph is, "For O, for O, the hobbyhorse is forgot."
Sokak serserileri tarafından kurşunlanması çok yazık oldu.
He was too good to be shot dead by a couple of street punks.
Yazık oldu!
What a pity!
Yazık oldu.
It's a pity.
Yazık oldu.
Very inconvenient.
Yazık oldu aslında.
Pity, though!
Yazık oldu O onu asla tamamlayamadı.
It's a shame he never finished it.
Çok yazık oldu.
What a waste.
" Tüm bir Hukuku ve Tıbbı, Teolojiyi, fakat ne yazık ki, hepsi bu oyuna dahil oldu
" The whole of Law and Medicine, Theology, alas thrown in.
Yazık ki hepsi başarısız oldu.
Sadly, they all failed.
Ne yazık ki, rehineci emekli oldu ve Singapur'a taşındı.
But unfortunately, the guy retired and moved to Singapore.
Sizi desteklediğimi hepiniz biliyorsunuz ama ne yazık ki... çok önemli bir gelişme oldu.
I'm glad to be here to support the choir. But something has been brought to my attention.
ABD'ye geleli birkaç ay oldu. Ama fizik tedavi ve bakıcılık konusunda çok tecrübeliyim. Öz geçmişimde de yazıyor.
I've only been in the US for a few months, but I have an extensive background in home care and physical therapy, as you can see from my résumé.
Gazetenin "Yaşam Tarzı" bölümünde transfer oldu. Orada fotoğraf modelleri ve oyuncu olmak isteyen kızlar hakkında yazı dizileri hazırladı. Makaleler fotoğraflarla birlikte yayınlanıyordu.
He transferred to the Style of Life section of the newspaper where he did series on photographer's models and on the young women who aspire to be actresses.
Yazık oldu.
What a waste.
Ne yazık ki içlerine sızma çabalarımız başarısız oldu. Ama artık birlikte çalışacağız ve Konali'yi yakalayacağız.
Unfortunately, attempts to infiltrate his operations have failed... but we will now work together and we will capture Konali.
Çok yazık. Ne oldu sana, Harvard?
What happened to you?
Ne yazık ki bu, atardamarında büzülmeye neden oldu.
Unfortunately, this has caused some kind of selective vasoconstriction of your arteries.
Gerçekten yazık oldu.
'Tis a shame, really.
Yazık, perişan oldu zavallı.
My poor baby.
İtiraf etmeliyim. Dünyanın en sıkıcı yazı oldu.
I just gotta say this has been the most boring summer ever.
öldürdün 19
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldük 27
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25