English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Y ] / Yaşlı kız

Yaşlı kız traducir inglés

956 traducción paralela
Zavallı yaşlı kız, seni pek iyi görmedim.
All right, poor old girl. I saw you not well.
İşte yaşlı kız ortaya çıktı.
There's the old girl turned up.
Elbiseni değiştir, yaşlı kız.
Get undressed, old girl.
Zavallı, yaşlı kız geldi.
There's the poor old maid now.
Olağanüstü yaşlı kız, Leydi Millicent.
Remarkable old girl, Lady Millicent.
Yaşlı kızılderili şefinin laneti.
Curse of the old Indian chief.
Keşke yaşlı kızı görmek içinde Mae'de burada olsaydı.
I wish Mae was here to see how the old tub looks.
Kırıntıları bu yaşlı kıza fırlattığınız için teşekkür ederim.
Thank you for throwing crumbs to a frustrated old maid.
Yaşlı adam ve hayvanları ve sen ve eski güzel günler... ve kedisiyle birlikte bu yaşlı kızılderili.
The old man and his com stock, and you and the good old days... and that old Indian with his cat.
Yaşlı kız kardeşim var ya, tanışmamızı o istedi.
My old-maid sister, she wanted us to meet each other.
Bir asırlık nöbet, geçmişin muhafızı, bu yosun kaplı yaşlı adam hala onları.. Haydama zamanlarındaki gibi üçyüz yıldır koruyor...
A centuries-old sentinel, guardian of the past, a moss-grown old man is still guarding them the way he did it in times of the Haydamachyna - for three hundred years... a thousand years...
Bu yaşlı Peachum'un kızı mı?
Is this old Peachum's daughter?
Yaşlı Peachum'un kızıyla mı evleniyorsun?
You're making off with old Peachum's daughter?
Kısa ömürlü gölgeleri takip ederek vardığı arazide yaşlı ağaçlar arasında yükselen ıssız bir malikâne görüyordu.
He followed the fleeting shadows and came to a large estate where a forlorn manor rose up among ancient trees.
Yaşlı Carter'ın kızıyla evlenmesi.
Marrying old Carter's daughter.
Ama Majesteleri, yaşlı ve bekar bir kız olarak ölemezsiniz.
But, Your Majesty, you cannot die an old maid.
Belki bir dahaki sefere dantel tığlarına dolaşan... yaşlı bir kız kurusunu almazsın.
Maybe next time you get one what ain't old lady what gets all mixed up with knitting needles, huh?
Kırmızı, beyaz, mavi üniformalılar. yaşlı bir keçiyi bile yakalayamazlar!
Red, white, and blue coat, couldn't catch a nanny goat!
Genç kızlar için fazla yaşlısınız.
You're too old for young girls
Aşağıda şişman, yaşlı, çarpık bacaklı bir baş muhafız var.
There's a fat old captain of the guard down there with bow legs.
Bir kız odadan çıkınca yaşlı kadınlar arkasından konuşur.
A girl can't leave the room without being discussed by old ladies.
Ancak yaşlı adamla kızı ne pahasına olursa olsun ülke dışına çıkarmalıyım.
But I've got to get that old man and the girl out of this country at all costs.
Bu yüzden yakışıklı faytoncular, yaşlı kontlar, genç karılar....... ve birbirlerine benzeyen iki küçük kız hikâyesiyle onu doldurdum.
So I filled him full of handsome coachmen, elderly earls... young wives and the two little girls who looked exactly alike.
Çocuklar, yaşlılar gençliğinin baharında bir kız.
Children, old people a young girl at the height of her loveliness.
Sunulan kırıntılara yaşlı bir kızın duyduğu minnettarlık.
An old maid's gratitude for the crumbs offered.
İleri yaşta çocuk doğurmanın iyi tarafı var dediler hele kız ise, yaşlılığınızda rahat edersiniz dediler.
They said that my recompense for having a late child was comfort in my old age, especially if it was a girl.
Yaşlı kadını ve kızı götürdüklerini söylediler.
He said they'd taken the old woman and the girl.
Eğer onlar yatak odası sahnesi sergiledilerse amca hala orada olmalı... ve senin küçük kızın da yaşlı Gruber'i oyuna getirdi.
If they staged that bedroom act, then the uncle must have really been there... and your little girl put one over on old man Gruber.
Tatlı, yaşlı bir ruh olmak istemiyorum, kızkardeşinin, buketlerini zıplatan ilk cockshaw Yankiyle gitmesine izin vermeyi planlamayan sıkıcı bir kişi olmaktan başka bir şey olmak istemiyorum.
I have no wish to be a sweet old soul, no wish to be anything but what I am a disagreeable person who does not intend to let his sister run off with the first cockshaw Yankee who makes her posies jump.
Yaşlı bir köpeğe yeni oyunlar öğretmesi zordur genç bir kızın eski bir aileye gelin olması da öyle.
It is not easy for an old dog to learn new tricks. Nor is it easy for a young wife to come into an old household.
Bu kadar endişelenme artık ne de olsa yaşlı Langford'un kızı o kadar güzel ve tatlı ki yeni doğan güneş gibi. İnan bana.
I shouldn't fret too much about that... not while old man Langford's daughter... is as sweet and pretty... as the sunrise on the mesa, I wouldn't.
Annie iki yaşlı kadınız artık.
You speak for yourself, Miss B.
Ancak aç gözlü küçük kız ve... yaşlı, güçlü kraliçe rüyası içinde... size bağırıyor.
But it seems that between the greedy little girl and the old powerful queen
Ey Tanrım, bir genç kızın pırıl pırıl kafası nasıl kararır bunak yaşlıların canı gibi?
O heavens, is't possible a young maid's wits should be as mortal as an old man's life?
Yaşlı adam seni hayal kırıklığına uğrattığından oturmuş sakız şişiriyorsun.
You sit there batting your gums about how the old man let you down.
Bu mantıklı değil - bu yaşlı adam ve onun gibi bir kız... burada sadece sağlıkları için mi yaşıyor.
It doesn't make sense - that old man and a girl like her... living up here just for their health.
Ve yaşlı bir hizmetçi aşık olduğu zaman, eğer aşkı karşılıksız kalırsa, Tanrı, onun hislerinden karşısındaki kişiyi korusun.
And when an old maid's in love heaven protect the object of her affections if that love goes unrequited.
Hayır, ben evde kalmış, yaşlı bir öğretmen kızım.
No, I'm an old maid schoolteacher.
Öğretmen olabilirsiniz ama kesinlikle evde kalmış yaşlı bir kız değilsiniz.
You may be a schoolteacher, but you're certainly not an old maid.
Senin gibi yaşlı bir adam kızın keyfini bekler mi?
How an old man like you does the girl expect?
Yaşlı annene söyle, siz Kızıllardan 25 binlik istiyorum.
Now tell your old lady I'm shaking down you Reds for 25 grand.
Yaklaşık 40 sene önce, yaşlı Madagaskar Yıldızı'nın direğinde dalgalanıyordu.
It flew from the mainmast of the old Star of Madagascar, nearly 40 years ago.
Neden, bu tatlı, güzel kız, tanrının bu yaşlı keçisi ile evlenir?
Why is she, such a sweet, nice girl, marrying such, God forgive me, an old goat?
O yaşlı Dan Carney, eski bir gömlekten daha gri ve yüzü her zamankinden daha kızıl!
What? Well, if it isn't old Dan Carney. Grey as an old shirt and red in the face as ever.
O buraya Grace gibi yaşlı bir kız... olduğu için davet edildiğini düşünmüyor.
She don't think she was asked over here... just to keep an old maid like Grace company.
Artık takatsiz ve çok yaşlıyız yavaş yavaş da olsa, inançlarımızı öğretmek için çok yaşlıyız.
We're too weak and old to instill our beliefs on others.
Hey, yaşlı Gregory Tuttle'ın kızı olmasın?
- Good. Hey, that's not old Gregory Tuttle's daughter?
Bir adamı sokaktan alıp, gerçek insanlardan oluşan bir aileyle tanıştırıyorlar Jessie Hala, yaşlı adam ; sonra adamın yolu üzerine Laurie adında bir kızı çıkarıyorlar.
They take a guy out of the cold, introduce him to a family of real people - Auntie Jessie, the old man - and then they throw a girl named Laurie in his path.
Kötürüm bir kızı olan fakir yaşlı bir zavallıydı.
He was a poor old wretch with a crippled daughter.
Zaten yaşlı bir adamın, genç bir kızın ardından koşması tuhaf karşılanır.
It would look odd, an elderly man chasing after a young girl.
Ve kız kardeşim Caterina, şey... o kız kardeşim, ama yaşlı keçinin tekidir.
And my sister Caterina, well... she's my sister, but I must say she's an old goat.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]